Zülfü Livaneli – Serenad

Bu incelememde, çok sevdiğim bir kitaba değinmek istedim.
Serenad, Zülfü Livaneli’den okuduğum ilk kitaptı. Bu yüzden midir bilmem, etkisi bir ayrıdır benim için. Gerçi her Zülfü Livaneli okuyuşumda “Bu kitap bambaşka kitaplar arasında yer edindi benim için” diyorum. Bu yüzden, Livaneli’yi cidden çok seviyorum.

“İnsanların kendi milletini veya kendi inancını diğerlerinden daha üstün görmesi, ne korkunç olaylara, ne büyük acılara neden oluyordu bu dünyada!”

Kitabın konusuna gelecek olursak, 60 yıl süren bir aşkı anlatsa da arkasında toplumsal ve tarihsel öğeler bulunduruyor. Yahudi soykırımından kaçan insanların Türkiye’ye sığınması ve Struma gemisine binmeleri üzerine başlarından geçenleri anlatıyor. Açıkçası, benim bu konu hakkında pek bir düşüncem yoktu. Kitabı okudukça fikir edinip daha sonradan bu olayı araştırmıştım. Yani, hem farkındalık açısından hem de nitelikli bir eser okuma açısından verdiği tat apayrı.
“Huzursuzluk” kitabında da yine aynı şeyi yaşamıştım. Bu da, Zülfü Livaneli’yi sevmem için başka nedenlerden birisi…

Karakterlerimiz Maya isimli bir kadın ve Profesör Wagner. Bu iki kişinin hayatlarının kesişmesi eşsiz satırlara neden oluyor. Tarifi olmayan yılların süregeldiği bir aşkı okurken bir yandan da gerçekten yaşanılan Struma olayı hakkında bilgi ediniyorsunuz.
Sizi çok etkileyici bir atmosferin içine bırakıyor. Olaylar çok sürükleyici ilerliyor ve kitabı elinizden bırakması güç oluyor.
Ayrıca, duygusal yönleri de yoğun bir kitap. Bu yüzden, birçok okuyucu gözü yaşlı okuyabilir bazı sayfaları.

“Aramızdaki temel fark ne biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!
-Peki sen ne görüyorsun bakalım?
+İnsan sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan…”

Bence, gerçeklik ve kurgu bu kitapta çok başarılı harmanlanmıştı. Kitap çok akıcı ve merak ettiriciydi benim için. Keyifle okumuştum. Dediğim gibi, okuduğum her Livaneli kitabında bir şeyler öğrendim, bana bir şeyler kattı hep.
Mutlaka okunması gereken kitaplar listenizde kesinlikle bulunmalı bana kalırsa.

Umut dolu kitaplara…

Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Projeksiyon: Sorun Bizde mi, Karşımızdakinde mi?

Kendimizde bastırdığımızı başkalarında mı görüyoruz? Projeksiyon, içsel çatışmaların dışa yansımasıdır. Belki de sorun bizde, sadece farkında değiliz.

Shrek İzleme Rehberi: Gözden Kaçan Detaylar

Shrek serisinde gözden kaçan parodiler, kültürel göndermeler ve eleştiriler: Disney'den Matrix’e, klasik anlatılara alternatifler sunan katmanlı bir okuma.

Big Fish Film İncelemesi: Hikâyelerin Hatırasında Yaşayanlar

Big Fish, hayal gücüyle örülü yaşam öyküsünde sevgiyi, kaybı ve bağışlamayı masalsı metaforlarla anlatıyor; izleyicisini büyülü bir yolculuğa çağırıyor.

Kedi Beşiği Aslında Ne Anlatıyor?

Atom bombasının babası sizce daha korkunç bir silah yaratabilir mi? Belki de bilim tek başına cevap değildir.

Şakir Paşa Ailesi Edebiyata Nasıl Yön Verdi?

Şakir Paşa ailesinin sanata, özellikle de edebiyata yaptığı katkılar hakkında bir çerçeve sunuyoruz.

Chicano Edebiyatı: Sınırda Kalmışların Sesi

Chicano edebiyatı; melez kimlik, aidiyet krizi ve kültürel direnişi sınırın iki tarafındaki hayatlar üzerinden anlatan güçlü, politik ve ruhani bir edebi hafızadır.

Harry Potter Serisinin Unutulmaz Replikleri

Harry Potter'ın büyülü replikleriyle büyücülük dünyasında kaybolmaya hazırlanın!

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Editor Picks