Naif Bir Yazar: Hüseyin Rahmi Gürpınar

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img
spot_img

Servet-i Fünun sanatçıları arasında Natüralizm yani doğal roman yazma geleneğini sürdüren Gürpınar 1864’te doğmuş ve Heybeliada’da yaşamını sürdürmüştür.
İstanbul’un iç mahallelerini kişi,mekan ve dil canlılığıyla romanlarında anlatmaya özen göstermiş ve “halk için roman yazma geleneği” yürütmüştür.
“İnsanlar saçma inançlardan uzaklaşıp ne kadar az aldanırlarsa, insanlık şereflerine o kadar yaklaşmış olurlar.” diyen Hüseyin Rahmi’nin ilginç bir yaşamı olmuştur.
Heybeliada’da, annesiyle beraber küçüklükten itibaren hamama gider. Kadınların içinde kaldığı için örgü ve dantel örmeye başlar. Yatak örtüleri, lifler, masa örtüleri, el işleri tamamı şu an müze olan evinde kendisine aittir. Yalnız kaldığında zamanlarda reçeller yapar kavanozlarda zamanını böyle geçirir. Hiç evlenmez Hüseyin Rahmi, yazdığı romanlarda da toplumsal mesajları göze çarpar.
Refik Ahmet Sevengil, Gürpınar’ı anlattığı bir yazısında şöyle der: “Şimdiye kadar hiç evlenmemiştir. Bir gün sebebini sorduğum zaman önce sıkıldı. Çocukluğunda aralarında büyüdüğü eski İstanbul hanımlarından öğrenilmiş bir mahcubiyet edası ile kızardı, sonra galiba suali cevapsız bırakmış olmamak için gülümsedi: Yattığım odada başka nefes istemem, sinirlenirim; bunun içindir ki misafirlikte de kalamam…”
Annesiyle ve teyzesiyle küçüklükten itibaren altın günlerindeki muhabbetlerde yetiştiği romanlarının adından dahi bellidir: Şıpsevdi, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Gulyabani…

‎Kapıya mendilsiz dokunmaz, kimseyle tokalaşmazdı. Peçetesiz evden çıkmayan titiz bir insandı.

“Daima cahillikle, tutuculukla,en çirkin duygularla, düşmanlıkla birbirimizi yedik, boğuştuk.” (Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç)
Fikirlerini; yanlış Batılılaşma, ruh hastalıkları, aile içi geçimsizlikleri, ahlak bozuklukları gibi konularda okuyucuya anlatır.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.