I Am Mother – Robot Anne, İnsan Çocuk

spot_img

Bilim kurgu türünün ve yapay zeka konularının öne çıktığı şu günlerde Avustralya yapımı I am Mother hikayesiyle oldukça dikkat çekiyor. Özellikle distopik filmleri sevenler için iyi bir alternatif olduğunu söyleyebilirim.

Yüksek teknolojili bir araştırma merkezinde yapay yollarla dünyaya gelen bir insan çocuk, robot anne tarafından büyütülüyor. İnsanlığın son umudu olarak yetiştiriliyor. Bu süreçte droid türü robot ideal bir anne gibi görünüyor. Ama böyle programlandığı için mi yoksa böyle hissettiği için mi bilmiyoruz. Bu izole yaşam dışarıdaki dünyadan yaralı bir kadın geldiğinde değişiyor.

Düşünen robotları işleyen pek çok yapım var. Ama bu film biraz farklı bir bakış açısına sahip. Hisseden hatta bir nevi annelik içgüdüsüne sahip bir robotla karşılaşıyoruz. Doğaya ait, doğal bir süreç yapay ama tanıdık bir şekilde ilerliyor. Kucağında bir bebek tutan robot, son derece sıra dışı bir görünüm oluşturuyor.

Filmin başrollerinde Clara Rugaard-Larsen ve Hillary Swank var. Hillary Swank zaten sevdiğim ve başarılı bulduğum bir oyuncudur. Belki onun karakterine daha vurucu sahneler yazılabilirdi. Çünkü hikayenin geri kalanı ve dış dünyayı bu karakterle tanıyoruz. Calara Rugaard-Larsen’ının da rolün altından kalktığını söyleyebilirim. İnsanlığın kurtarıcısı olarak yetiştirilen küçük bir kızı oynuyor. Bu kız çok büyük bir sorumluluk yüklenmiş ve rolün altından kalkmak zor. Aslında karakterin sarsıntıları daha iyi yansıtılabilirdi. Yine de eksiklik olduğunu söyleyemem, nihayetinde film bilim kurgu türünde çekilmiş. Dramanın dozunu arttırmak seyirciyi bunaltabilirdi.

I am Mother, bilim kurgu olmakla birlikte çok kasvetli bir havası var. Biraz yavaş başlıyor ama gitgide daha heyecanlı bir hale geliyor. Gizem ve korku unsurları da iyi kullanılmış. Aynı zamanda film boyunca izleyicinin ilgisini de canlı tutuyor. Senaryo gitgide derinleşiyor ve hikayenin alt yapısı da genişliyor. Hem tesis hem de dışarıdaki dünya iyi yansıtılmış. Korkunç ama aynı zamanda gerçekçi bir hava yakalamışlar.

I Am Mother, tahmin ettiğimden daha sürükleyici ve kaliteli bir bilimkurgu filmi olmuş. Senaryosu da iyi düşünülmüş. İnsanlığın geleceği, robotlarla ilişkiler, yok oluş ve yeniden doğum gibi derin konulara değinilmiş. Beklentilerin çok üzerinde bir film ortaya çıkmış.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks