Yalnızlıklarla Yoğrulmuş Bir Yazar – Hasan Ali Toptaş

spot_img

Banyoya kıstırdığı bir kadınla, neye uğradığını şaşırttığı gencecik bir öğrenciyle empati kuramayan bir adam, insanın derin çelişkilerine, kaygılarına ne dereceye kadar “gerçekten” nüfuz edebilir? Bunca riya, sözcük ve metafor dağlarının arasından sızıp eserin ruhunu kirletmez mi? En basit, ilkel sorunlarını çözememiş kişinin kurduğu dünya bu çiğlikten nasıl münezzeh olacak?

Alçak adamların yüksek edebiyatı – Zehra Çelenk – Gazete Duvar

Gazete Duvar’da Hasan Ali Toptaş’ın ve edebiyat dünyasındaki diğer taciz konularını ele aldı.

Bu yazının üstü “edebi” kişiliğini kullanarak kadınları taciz eden Hasan Ali Toptaş hakkında olduğu için üstü çizilmiştir.

 

 

Günümüzde post-modern edebiyatı yoğun olarak varlığını sürdürmektedir. Hasan Ali Toptaş da post-modern özellikleriyle yazı kaleme alan önemli yazarlardan biridir.Kendine has kurgu yöntemleri ile Türk edebiyatında sağlam bir yer edinmiştir. Eserlerinde yenilikçi ve özgünlüğü ile dikkat çeker.Edebiyat dünyasında Türk edebiyatının Kafka’sı kabul edilmektedir. Yazınsal yolculuğunda öykü ve romanları ile tanınmaktadır.Şiirsel metinlerden oluşan, Yalnızlıklar adlı kitabı ile yalnızlığı daha çok sevdirmiştir. Kitaptan biraz bahsedersek: kitapta numaralandırılmış 31 şiirsel metin bulunmaktadır. Şiirsel metinler denilmesinin sebebi yazarın bu metinleri şiir olarak görmemesidir. Kendisine şair denilmesini bile istemez. Böyle bir adlandırma kendisine yapılırsa şairlere haksızlık yapılacağını düşünür. Yazar yalnızlıklarla yoğrulmuş bir karaktere sahiptir. Her hadisenin sonucunda yalnızlıklarla baş başa kalmıştır. Yalnızlığıyla ilk tanışması şöyle olmuştur; yazar ortaokul yıllarında rahatsızlanır, bu hastalık sonucunda saçları dökülür.İnsanlar saçlarıyla dalga geçip “Aynalı” diye lakap takarlar. Bu çocukluğunda yaşadığı olay yazarı çok etkiler, işte bu olay yalnızlığın, içinde sinsice attığı ilk adımdır.
Çocukluğunun geçtiği Baklan kasabasından ayrılmak, uzak yerlere gitmek ister. Bu istek gerçekleşemeyeceği için, kütüphanede vakit geçirmeye başlar. Ortaokulun başlangıç yıllarında yazma isteği filizlenir. Kasabada emekli bir postacının pazar tezgahından kitap satın alır. Bu kitap, “Konuşan Katır” adlı masal kitabıdır.

Sevdiği yazarların kitaplarını okuyarak onlardan etkilenir.Kendisi de roman yazmak ister. Bir arkadaşını da bu yolculuğa sürükler. Arkadaşı, defterin üst kısmına resimler çizer, Hasan Ali ise; altına yazılar yazar. Bu roman sevdiği ve örnek aldığı Orhan Kemal’in “Gurbet Kuşları” kitabına benziyordur. O romanın konusu da karakterlerin zihninde ,kaçış arzusu olmasıyla aynı özelliklere sahiptir. İşte bu hayatında yaşadığı, yalnızlıklarını yazar Yalnızlıklar kitabında toplamıştır. Eserlerinde yalnızlıklarını, kaygılarını, kaçış-arayış çatışmasını tekdüze olmayan bir kurgu yapısıyla okuyucuya sunar. Yalnızlıklar kitabı oluşturulurken yazma amacıyla bir yolculuğa çıkma serüveni yoktur. O küçük şiirsel metinleri yazarken, bir virgülün bir noktanın yerini değiştirip iyi bir şey yaptığını düşünerek kendini tatmin etmiştir. Bu karalama, oyalanma eylemi günler sonra bir dosyaya dönüşmüş ve peş peşe büyümüştür. Eserde çocukluğunun geçtiği Baklan kasabasının, baba özleminin ve kimsesizliğinin izleri görülür.

Kitap okunduğunda insanda çaresiz bir yalnızlık hortlamaktadır. Metinlerde bazı kelimeler tire işaretiyle kırılmış pek anlaşılmamıştır. Sanki satır yetmemiş de öyle konulmuş gibi gözükmüştür. Hâlbuki yazar, bu kırılan kelimelerle okuyucuya bir mesaj vermek amacıyla yazmıştır.

Yalnızlıklar ilk defa Hollanda’da Solitude adıyla solo oyun halinde sahneye çıkar. Yalnızlıkları yöneten Celil Toksöz: “Ben yalnızlıkları yönettikçe benim de yalnızlıklarım çoğalmaya başladı.” diyerek ne kadar etkilendiğini dile getirmiştir..

Yalnızlık mimarıdır çoğu kez mimarlığımızın
O öykünün öyküsüdür o kağıda dökülmemiş;
şu şiirin sesidir, rengidir şarkıların şarkıcı-
ların; ve her bakışın iskeletidir bin yıllardır
-ki, gozlerimizi nereye çevirsek orada
durur;
ve geçmişin çekmecelerinden her an kendine
başka bir giysi bulur
ve o yazandır cümleleri;
kelimeler odur.
Her metnin arkasında sırdır o,
önünde gözdür.
Yalnızlık, yazar ve okur.

Yalnızlıkların dışında kalan yalnızlıklarınıza selam ile..

Kaynaklar
TOPTAŞ,Hasan Ali, Yalnızlıklar, Everest yayınevi, İstanbul 2016
TOPTAŞ,Hasan Ali,Başlarken Yalnızsın Bitirdiğinde Daha Da Yalnız, İletişim Yayıncılık,Ankara
VARLIK,Mesut,Efendime Söyleyeyim, İletişim yayınları,2010

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks