“Muhtaç olmasın diye, evden kaçan karısının ayakkabısının içine para koyan terk edilmiş koca kimdir? Van Gogh’un tablosunda ters çevirdiği ayakkabının sırrı…
Abdülaziz İstanbul’u dünyaya nasıl gezdirdi?”
Sunay Akın denilince aklıma, yürüyen bir kültür geliyor. Kendisini Nihat Sırdar ile yaptığı gösterilerinde ve Nihat Sırdar’ın radyo programlarına katıldığı zamanlarda dinleme fırsatı buluyorum. Bir insanın nasıl her cümlesi sıkmadan, bunaltmadan bilgilendirici olabilir? Hem de hayata dair ufacık detaylar gibi gözüken ama yüzümüzde mutlaka bir mimik uyandıran bilgiler bunlar…
Açıkçası kendisinin okuduğu kitapları merak ediyorum. Çünkü, geçmişe değer veren ve bu değerleri koruyup ileriye aktarabilen birisi. İstanbul’da açılmasında öncülük ettiği Oyuncak Müzesi ise bunun en güzel örneklerinden olabilir. Anlattığına göre, müzedeki detayların yine geçmişle günümüz arasında köprü kurduğunu dile getirebilirim.
“Bir Çift Ayakkabı” isimli kitaba gelecek olursak, bu kitap Sunay Akın’ın hikaye kitabı. Ayakkabı ile ilgili olaylar hikaye şeklinde bu kitapta toplanmış. Öyle genel kültür katıyor ki insana, hiç bu denli birikim beklemiyordum.
“Bir Çift Ayakkabı kimi zaman boya sandıklarındaki hayat ağacı imgesine dönüşüyor, kimi zaman koskoca bir padişahın imdadına yetişiyor. Ay’ın, sinemanın, sanatın, aşkın, savaşın, vd. tarihine ışık tutuyor.”
Hayatımızda oldukça basit bir yerde duran, sadece işlevi aklımıza gelen ayakkabıya, pek çok kültürde ve zamanda hep ayrı anlamlar yüklenmiş. İnsana dair küçük ama değeri büyük anlamlar…
Gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki olaylar öyle güzel aktarılmış ki, daha önce bilmediğiniz birçok şey öğreneceğinizden eminim. Çünkü, ben de öyle oldu. Aklıma dahi gelmeyecek şeyleri öğrendim.
Üslubu çok kolay olmasa da, çokta yavaş gitmeyen normal bir kitaptı. Bilmediğimiz gerçekleri barındırdığı için kitaptan kopamıyorsunuz. Çünkü, öğrenmenin keyfi sizinle birlikte sayfalara dokunuyor. Ben okurken inanılmaz keyif aldım, meraklılarını büyük bir keşif bekliyor bence.
Umut dolu kitaplara…