Stranger Things 3. Sezon İncelemesi

Batuhan İzmirli
Batuhan İzmirli
All that we see or seem is but a dream within a dream.
spot_img

Netflix’in yükselmesinde tartışmasız en büyük rolü olan dizi Stranger Things olmuştur. Başarılı geçen ilk sezonu sayesinde kitleler üzerinde büyük etkiler bırakan dizi, 3. sezonuyla aksiyonun dozunu arttırıp, duygusal bir bölümle sezonu sonlandırdı. Bodrum katlarında oynadıkları Dungeons and Dragons oyunuyla özdeşen karakterlerimiz, yeni sezonla birlikte çocukluk çağlarını geride bırakıp ergenlik çağlarının başlangıcını görüyoruz. Lucas’ın Max ile olan sorunları ve Mike’ın Eleven ile yaşadığı sorunlar Dungeons and Dragons oynayıp, kendilerini fantastik dünyalarının bir parçası yapan çocukların yaşamlarının farklı bir evreye girmesine yol açıyor. Tabii bu durum özellikle Will tarafından olumlu karşılanmıyor. Will, küçük gruplarının tehlikeye girdiğini düşünüyor.

Eskiden okulun en popüleri olan Steve’i bu sezon denizci kostümüyle dondurmacı olarak görüyoruz. Üstelik sürekli Steve’in kendini beğenmiş tavırlarıyla dalga geçen yeni ortağı olan Robin’i tanımaya başlıyoruz. Robin ve Steve’in müthiş diyalogları, Dustin’in kamptan dönmesiyle Robin, Steve, Dustin ve sonradan sürekli dondurmalardan ayrılmayan Erica’nın ekibe katılmasıyla yeni bir göreve başlıyorlar. Diğer yandan Eleven’ın Mike ile yaşadığı sorunlar Eleven ve Max’in birbirine yakınlaşmasına sebep oluyor. Sürekli erkeklerle vakit geçiren Eleven, hemcinsiyle alışveriş yapıp, sürekli birlikte vakit geçirmeye başlıyorlar. Mike bu durumda ne yapacağını bilemediği için kendinden daha tecrübeli olan Lucas’a danışıyor. Karakterlerimiz büyüdüğü için sorunları da farklılaşmaya başlıyor. Gizemli Hawkins kasabasını bu defa yaz sezonunda görüyoruz. Sıcaklardan havuz başından çıkmayan kasaba halkı, sezonun başında oldukça neşeli görünüyor. Sezonun devamında eklenen korku öğeleriyle birlikte Hawkins kasabasının neşeli yaz günleriyle korku öğelerinin zıtlığı kasabanın “tuhaf” haline daha da tuhaflık katıyor.

Hawkins kasabasının bitmek tükenmek bilmeyen gizemi bu sezon magnetlerin düşmesiyle başlıyor. Joyce dolabındaki magnetlerin düştüğünü görünce paniğe kapılıp bu olayın üstüne gitmeye çalışıyor. Evlat edindiği kızı Eleven’ın sürekli Mike ile birlikte olmamasını isteyen Hopper, magnetlerin gizemini çözmeye çalışmaktan çok Mike’ın kızından uzaklaşmasını sağlamaya çalışıyor. Kendi küçük zaferini ilan eden Hopper, Joyce ile birlikte Hawkins kasabasının ilginç dünyasına tekrar adım atıyor. Bu sezon Hopper’ın, Terminator’e benzeyen Rus rakibi bir türlü peşini bırakmıyor. Ruslarla başı belada olan sadece Hopper değil. Dustin, kampta tanıştığı yeni kız arkadaşıyla iletişim kurmaya çalışırken farklı bir frekanstan gelen Rusça mesajlar algılıyor. Bu mesajları Steve ile birlikte çözmeye çalışırken hiçbir şey yapamadıklarını fark eden Robin eğlenmek için yardım etmeye başlıyor. Erica’nın da ömür boyu bedava dondurma karşılığında ekibe katılmasıyla kendilerini Rusların kurduğu bir askeri bölgenin içerisinde buluyorlar.

Yeni sezon genel olarak ilk sezonun anlatımından kopmayıp, konuların biraz daha farklılaşması için çabalıyor. Karakterler büyüse bile konuların farklı bir biçime evrimleşebileceğini gösteriyor. Eskisi gibi sürekli Dungeons and Dragons oynamasalar bile karakterler için bu oyunun etkisi hep var olacak. Karakterlerin gelişimi bu noktada çok önemli; eskiye takılı kalmayıp eski özelliklerin evrimleşmesiyle yerine gelen farklı konulardan yararlanıp hikâyenin özgünlüğü korunması mümkün. 3. sezon bu evrimin geçişi olarak görebiliriz. Karakterlerin evriminin tam olarak gerçekleştiğini söyleyemeyiz ama gelecek sezon (son olur mu kesin bir açıklama yok ama son olacağını düşünüyorum) karakterlerin dönüşümünü 3. sezondan çok daha fazla hissedeceğimiz açıkça belli oluyor. Ayrıca yeni sezonda kadroya eklenen Robin karakteri ironik tavırlarıyla çok eğlenceli bir havası var. Usta oyuncu Ethan Hawke’ın kızı olan Maya Hawke’ın canlandırdığı Robin karakteri oyunculuğuyla adeta “babasının kızı” dedirtiyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Amerikan Edebiyatında 4 Yalnız Kahraman

Amerikan edebiyat tarihinin en önemli temsilcileri haline gelmiş kahramanlarımızın ne kadar soyutlanmış bireyler olduğunu farketmiş miydiniz?

Tarihi Eser Rotası: Geçmişten Müzeye Serüven

Müzelerde sergilenen her bir eserin yolculuğu o kadar uzun ki... Gelin, sergilenme sürecine kadar rotaya bir göz atalım...

Bir Günde Geçen 5 Roman

Hızlı geçen yirmi dört saatimizi bir de romanlardan okuyup hissedelim. İyi okumalar.

Editor Picks