Geçen Eylül ayında ”Sinemaseverlere 13 Film Önerisi” ile ilk listemizi yayınladığımız yazımızın ikinci ile karşınızdayız. Evde geçirdiğimiz vaktin artmasıyla izlenecek farklı filmler arayışında olduğumuz bu dönemde farklı kategorilerde filmlere yer verdiğimiz bu listeyi hazırladık. Daha önce duymadığınız/izlemediğiniz filmlerin olduğu bir liste olması dileklerimizle, iyi seyirler.
1. Filin Şarkısı (Elephant Song)
Bruce Greenwood ve Xavier Dolan‘ın başrolünde oynadığı bu dram filmi bir hastanede geçmektedir. Hastanenin ünlü doktorlarından birinin geride hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolur ve onu en son gören Xavier Dolan’ın canlandırdığı bir hastadır. Fakat bu karakterimizin çocukluğundan kalan travmalarını hatırlarken, zekası ön plana çıkmaktadır. Peki ya kaybolan doktor neredeydi?
2. Yükseltme (Upgrade)
Günümüz teknolojisi düşünüldüğünde gerçekten bir çip ile hayatımız değiştirebilir mi sorumuza cevap niteliğinde bir bilim-kurgu filmidir. Yaşadığı bir kaza sonucu hem eşini kaybeden hem de belden aşağısı felç olan bir adamın bu teknolojiyi test etme hikayesini izliyoruz. Yapay zekanın kullanımının ne gibi bir sonuç ortaya çıkardığını, finaliyle daha fazla görebileceğimiz bir film diyebiliriz.
3. Torino Atı (The Turin Horse)
(2011, Dram/Gizem/Felsefe)
”Alman filozof Friedrich Nietzsche‘nin 1889 yılında, İtalya’da seyahat ederken bir atın kırbaçlanmasına tanık olur. Atı korumak için boynuna sarılır ve daha sonra yere düşer. Bir ay içinde Nietzsche’ye ciddi bir akıl hastalığı teşhisi konur. Bu hastalık nedeniyle yatalak olacak ve konuşamayacaktır. Peki ata ne olmuştur?” giriş cümlesiyle başlayan bu filmde bir baba ve kızının birkaç günlük yaşamına tanıklık ediyoruz. Siyah-beyaz olan bu filmde arka fonda hiç eksik olmayan rüzgarın sesi ve çok fazla diyalog yer almamasıyla aslında simgesel olarak ne kadar çok şey anlatmış olduğunu izliyoruz.
4. Fırtına Anı (Durante La Tormenta)
Fizik dünyasının önemli konularından olan solucan deliği ve zamanda sıçrama olayının anlatıldığı bu filmde, evlerine yeni taşınan ailemizin aniden çıkan bir fırtına sonucunda baş karakterlerimizden Vera‘nın evde bulduğu kasetler sonucunda evin 25 yıl önceki sahiplerinden biri olan Niko‘yla bağlantı kurup onu kurtarmak istemesini konu almaktadır. Vera’nın bu yaptığı olay tüm dengeleri değiştirir, peki ya fırtına bitmeden dengeler yeniden oluşturulabilir miydi?
5. Sing Street
Her anında güzel şarkılar dinlediğimiz bu filmimizde ekonomik nedenlerden dolayı okul değiştirmek zorunda kalan Conor‘un hikayesini izliyoruz. Okulun önünde gördüğü bir kızı etkileyebilmek için bir müzik grubu kurar, etrafındaki insanların olaya müdahaleleri bununla birlikte okul yaşamındaki ve aile hayatındaki çalkantılı hayatının müzikle harmanlanması ile keyifli bir şölen ortaya çıkıyor. Filmin müzikleri, “Sing Street” 1980’lerin bestecisi Gary Clark tarafından bestelenmiştir.
6. Örümcek (Spider)
(2002, Gerilim/Dram/Fantastik)
Uzun zaman psikiyatrik tedavi gören bir adamın eskiden yaşadığı eve dönmesiyle çocukluk anıları canlanmaya başlar. Yaşadığı travmalar ve masum olmayan anıların ağırlığıyla ilerleyen bir olay örgüsünü ele alan bir filmdir.
7. Girl Asleep
Bir büyüme dramasını izlediğimiz bu filmde, Greta’nın büyüme bunalımıyla birlikte ailesi ve arkadaşları ile mücadelesini izliyoruz. Görsel ögelerin ve fantastik karakterlerinde işin içine girmesiyle olayın komedi unsuruyla harmanlanmasıyla başarılı bu yapım ortaya çıkıyor.
8. Çocuk Pozu (Child’s Pose)
63. Berlin Film Festivali‘nde Altın Ayı kazanan film bağları zayıf olan bir ailenin öyküsünü anlatmaktadır. Film ”Eğer iki çocuğun olsaydı birini seçebilme şansın olurdu.” cümlesiyle vurucu bir giriş yapmaktadır. Ailenin tek çocuğu olan Barbu‘nun bir kazaya karışması ile annesinin onu bunun sonuçlarından korumak istemesi nedeniyle tüm yolları deniyor. Fakat zayıf aile bağlarının işin içine girmesiyle pek hoş olmayan olaylar ortaya çıkıyor. Özellikle anne rolündeki karakterimiz Luminița Gheorghiu‘nin oyunculuğu filmi daha da etkili kılıyor.
9. Beden ve Ruh (Testről és lélekről)
Birbirini hiç tanımayan iki insan farklı formlarda birbirlerinin rüyalarında olup aynı olayı yaşabilirler mi? Mezbahane de yaşanan bir hırsızlık olayı üzerine bu olayı fark eden Endre ve Maria‘nın, masumiyet ve aşk hikayesini izliyoruz. Ayrıca film, 67. Berlin Uluslararası Film Festivali‘nde Altın Ayı ödülünü kazanmıştır.
10. Çizgi Ötesi (Flatliners)
Joel Schumacher’nin 1990 yılında sinemaya uyarladığı bu filmin, başrollerinde Elliot Page, Diego Luna, Nina Dobrev gibi isimlerin olduğu 2017 yılında yeniden ele alınan hikayeyi izliyoruz. 5 tıp fakültesi öğrencisinin henüz bilinmeyen bir çalışmayı (ölüm sonrası yaşam) kendi üzerlerinde denemeye başlamalarıyla gelişen olaylar dizisini izlemekteyiz. Gizlice yaptıkları deney ilk başta onlara bir başarı olarak gelirken ilerleyen zamanlarda beklenmeyen durumlarla karşılaşmaları sonucu vicdan muhakemesine düşmelerini konu alan bir filmdir
11. Suyun Sesi (The Shape of Water)
Bebekken geçirdiği bir kaza sonucunda konuşma yetisini kaybeden Elisa, bir laboratuvarda temizlik işinde çalışmaktadır. Birçok farklı canlının bulunduğu bu laboratuvarda bir gün yeni getirilen bir canlı ile Elisa’nın bağ kurmasıyla gerçekleşen olayları izlemekteyiz. Aşka hiçbir şeyin engel olmadığını görüyoruz. Film, Amerika Film Entitüsü tarafından “Yılın En İyi 10 Filmi” arasında yer almaktadır ayrıca 75. Küre Ödülleri‘nde En İyi Yönetmen ve En İyi Özgün Müzik kategorileri ile birlikte birçok ödülün sahibi olmuştur.
12. İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış… ve İlkbahar (Spring, Summer, Fall, Winter… and Spring)
Gözlerden uzak suyun ortasında olan bir budist manastırında yaşlı bir budist kesiş ve öğrencisinin yaşamlarının farklı dönemlerinin mevsimlerle tematik bir şekilde hikayelerini izliyoruz. İnsan yaşamındaki çocukluktan büyüyüp yaşlanıncaya kadar hangi dönemlerden geçtiğini izlediğimiz bu filme pek fazla diyalog yer almıyor lakin yer alan diyaloglar da hepimize bir ders olacak nitelikte.
13. Bay Lazarescu’nun Ölümü (The Death of Mr. Lazarescu)
Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” ödülü ile birlikte birçok ödül kazanan bu filmde, eşini yıllar önce kaybeden ve evde kedileri ile birlikte yaşayan Bay Lazarescu bir akşam şiddetli karın ağrı ve mide bulantısı ile ambulansa haber verir. Yıllar önce olduğu ülser ameliyatından kaynaklandığı düşünen Lazarescu bi ilaçla işin çözüleceğini düşünür belki durumu düşündüğü kadar ciddi de değildir. Filmin devamında olayların tekrarlanıp yavaş ilerlemesiyle filmde sadece Bay Lazarescu’nun ölümünü değil insanlığın ölümünü izliyoruz.