Otostopçunun Galaksi Rehberi ve Gündelik Yaşam Üzerine

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

“Eskiden beri ileri sürüldüğü gibi, Evren tedirgin edici büyüklükte bir yerdir ve pek çok kişi sakin bir hayat uğruna bu gerçeği görmezden gelmeye meyillidir.”

Otostopçunun Galaksi Rehberi alışa gelinmiş sert bilim kurgu anlayışının dışında, komedi bilim kurgu diyebileceğimiz kategoride bir kitap. İlk başta radyo şovu olarak planlanan seri, asıl ününe kitapla ulaşıyor. Kitap hem üslubu hem espri anlayışı ve alışılmadık bilim kurgu anlayışıyla birlikte fark yaratıyor. Son zamanlarda da oldukça popüler bir hal almış durumda.

Hikaye, evini kestirme yol yapmak isteyenlere yıktırmamak için direnen Arthur Dent ve ona dünyanın galaksiler arası hiperuzay kestirme yol inşaatı için yok olacağını haber verip son anda otostop çekerek kurtulmasını sağlayan Ford Prefect’in başından geçenleri anlatıyor. İkilinin serüvenleri, ihtimalsizliklerle dolup taşıyor.

Bunun yanı sıra kitapta sık sık insanların evrendeki öneminin küçümsendiğini hatta önemsizliğinin sık sık vurgulandığını görüyoruz. Yazar bunu satirik bir tarzda profesyonelce yapmış diyebiliriz. İlk satırından son satırına kadar birçok tiye almayı, taşlamayı fark etmek mümkün. Bu taşlamalara biraz daha odaklanacak olursak, insanlık halleriyle birlikte günümüzde onları var ettiğimizi sandığımız ama aslında onlar tarafından var edildiğimiz mülkiyet problemi ve ontolojik problemleri görebiliriz. Bu problemlerin bürokrasiden McDonald’s “sevgisine” kadar uzandığını söylemek mümkün.

“Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hala çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler. Bu gezegenin şöyle bir sorunu vardı, daha doğrusu eskiden vardı: Üzerinde yaşayan halkın büyük bölümü çoğu zaman mutsuzdu.”

Dünya üzerinde gündelik hayatın içinde oldukça önemli sandığımız şeylerin bir hiperuzay kestirme yolu inşaatı kadar değeri olduğunu vurgulayan yazar, bu gündelik telaşlarla da sık sık alay ediyor. İktidar ilişkilerinin önemini, mikro iktidar unsurlarını açık ederek küçümsüyor. Hatta belki de gezegenin en büyük problemi haline gelmiş olan insanlığın kendini dünya üzerindeki en zeki varlık olarak görmesini de eleştiriyor. Çünkü kitapta insan dünyanın en zeki varlığı değil, en zeki üçüncü varlığı. Hatta burada tatlı bir heyecan veren bir şüpheyi de okuyucuya aktarıyor. Çünkü kitapta dünyanın en zeki canlıları insanlarla yıllarca alay etmiş, insanlar onları kendi çıkarları için kullandıklarını zannederken, onlar insanları denek olarak kullanmışlar. Her şeyi bildiğini sanan insanın en zeki canlı olduğu fikrine iyiden iyiye kapılması yine mizah yoluyla eleştirilmiş oluyor.

“Adamın birinin, değişiklik olsun diye bundan böyle halka nazik davranmanın ne kadar iyi olacağını dile getirdiği için bir ağaca çivilenmesinden yaklaşık iki bin yıl sonra, bir perşembe günü, Rickmanswort’de küçük bir kafede tek başına oturan bir kız, bunca zamandır ters giden şeyin ne olduğunu birden fark edip en sonunda dünyanın nasıl iyileştirilebileceğini ve mutluluğun hüküm sürdüğü bir yere dönüştürülebileceğini anlamıştı. Bu sefer doğru olanı bulmuştu, işe yarayacak ve hiç kimsenin bir yerlere çivilenmesi gerekmeyecekti.”

Yazar sık sık dünya tarihinden alıntıları isim vermeden örnek veriyor ve dünya üzerindeki mutsuzluğa değiniyor. Bu mutsuzluk bazen vicdansızlığın üzüntüsü olurken bazen yakından tanıdığımız, her gün üretmeye devam ettiğimiz gündelik yaşantımızın değersiz pürüzleri oluyor. Dünya insanlık tarihi boyunca, insanların inşa ettikleri problemlerin temelinin ne kadar benzer olduğunu çocuksu bir sadelikle gösteriyor. Bugün bunu sosyal kaoslar olarak anlamaya çalışıyoruz. Belki de anlamak için ihtiyacımız olan; sade bir bakış açısı, biraz akıl ve biraz da vicdandır.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Bouquet of Sunflowers Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Bu yazımızda sizlere ünlü empresyonist ressam Monet'nin "Bouquet of Sunflowers" tablosunun anımsattığı şarkıları derledik.

5 Maddede William James: Deneyimin Felsefesi ve Pragmatizmin Doğuşu

William James, pragmatizmden bilinç akışına uzanan fikirleriyle modern felsefe ve psikolojinin yönünü değiştirdi; deneyimi, hakikatin ölçütü haline getirdi.

Camus’nün Yabancı’sı: İnsan Toplumdan Kopunca Ne Hisseder?

Camus'nün Yabancı'sı, toplumdan kopmanın duygusal ve psikolojik nedenlerini, yalnızlığın özgürlükle kesiştiği anlar ile gözler önüne serer.

Kodlarda Saklı Ayrımcılık: Yapay Zekâ Cinsiyetçi mi?

Yapay zeka, insanlığın önyargılarını dijital biçimde yeniden üreterek cinsiyetçi kalıpları pekiştiriyor; ancak adil veri ve çeşitlilikle daha eşit bir gelecek mümkün.

Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis: Hollanda Usulü Krepler

1986’dan beri hizmet veren Pim’s Poffertjes & Pannekoekenhuis, Hollanda’da krep ve poffertjes keyfi için sıcak ve samimi bir durak!

One Battle After Another Film İncelemesi: Katmanlı Bir Savaş Hikâyesi

Paul Thomas Anderson'ın büyük sükse yaratan yeni filmi One Battle After Another, politik bir aksiyon olarak karşımıza çıkıyor.

The Rolling Stones – Paint It, Black ve Psikoloji Çerçevesinde İncelemesi

The Rolling Stones'un karanlık ruh halini müziğe gönüştürdüğü başyapıt; Paint It Black

Editor Picks