Milena’ya Mektuplar Alıntılar ve Sözleri

İlkan Balkan
İlkan Balkan
Genel Yayın Yönetmeni - Mais la pluie sera alaimisema!
spot_img

Kitaplarını ve eserlerini Almanca yazan Franz Kafka’nın, eserlerini Çekçe’ye çevirmesi için anlaştığı Milena Jesenská’yla “iş ve çeviri” için mektuplaşmaları bir süre sonra tutkulu bir aşk ilişkisinin vasıtası olur. Bu mektupların süreci ise ilk kez 1952’de yayınlanan Milena’ya Mektuplar kitabında gün yüzüne çıkar.

Milena’ya Mektuplar alıntıları sizler için derledik.

1- Birbirimize yazmayı artık bırakmamız gerektiği iyi bir fikir olmasaydı, korkunç derecede yanılmış olurdum. Ama yanılmıyorum Milena.

2- Senden söz etmek istemiyorum benim meselem olmadığı için değil, benim meselem; yalnızca bundan bahsetmek istemiyorum. Veda etmiyorum. Pusuda bekleyen yerçekimi beni tümüyle aşağı çekmediği sürece bu bir veda değil. Ama sen yaşadığına göre, bu nasıl yapılabilir ki? Bir patlama ve geçiyor, bir kısmı geçip gitti, ama onu açığa çıkaran güçler içimde sürekli depreşiyor, öncesi ve sonrası, hayatım, varlığım bu yeraltı tehdidinden besleniyor, o biterse bende biterim, bu benim kendimi hayata var etme biçimim, o sona ererse, bende hayatıma son veririm, insanın gözlerini kapaması kadar kolay ve doğal.

3- Birbirimizi tanıdığımızdan beri orada durmuyor mu bu, eğer orada olmasaydı, bana şöyle gözünün ucuyla olsun bakar mıydın?

4- Bak Milena, nasıl da kontrolden çıkmışız, sırf kötülük olsun diye insanı yutmayan bir denizde oradan oraya savruluyor, gibiyiz.

5- Sevgilim, dünyayı dolaşan bir ateş sütunudur. Şimdi sarıyor beni. Ama sardıklarını değil, görenleri sürükler ardından.

6- Ne güzel, ne güzel Milena, ne güzel. Hiç birşey mektubundan yükselen huzur, güven, berraklık kadar güzel olamaz.

7- Dün seninle konuşurken bir çocuk gibi içten ve ciddiydim; sen de bir anne gibi anlayışlı ve ciddiydin, her şey böyle sürüp gidebilirdi, sadece yazmamamının sebebini öğrenmen gerekiyordu, hasta olduğunu,  yattığını düşünemezdim sürekli, küçük odanda, dışarıda sonbahar yağmuru, sen yalnızsın, ateşin var.

8- O güzel telgrafınız geldi, gecenin, bu eski düşmanının karşısında teselli kaynağı olan mektubunuz. Eğer gecenin sonuna kadar kifayet etmezse, bu sizin değil, gecelerin suçudur.

9- Nedense artık sana hiçbir şey yazamıyorum; yalnızca bizi, kalabalık dünyanın ortasında bizi, yalnızca bizi ilgilendiren konular hariç. Yabancı olan her şey, yabancı kalıyor. Haksızlık bu! Haksızlık! Ama dilim dönmüyor ve yüzüm koynuna yaslanmış.

10- Milena, sanki bir alarm zilinin altında oturuyormuşum gibi tir tir titremeye başlıyorum, okuyamıyorum ve sonuçta yine de okuyorum bu mektupları, susuzluktan ölmek üzere olan bir hayvanın su içmesi gibi, yanı başımda korkuyla birlikte, altına girip sinebileceğim bir mobilya arıyorum, köşe bir yerde kendimden geçmiş bir vaziyette, nasıl bu mektupla gürültüyle girdiysen içeri, geldiğin gibi pencereden uçup gitmen için titreyerek dua ediyorum, kasırgayı odamda tutamam ki..

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Editor Picks