1- “Bir kadının kızı olmak ne müthiş bir şeydi.”
(s.13)
2- “Boş bardaklar tepside biriktikçe, dumanı üstünde çaylar için yer açılıyordu vapurda. Yaşanmış hikayelerden açılan boşluğa, yaşanacak hikayeler gelip oturacaktı birazdan. Kaç ömür gelip bir sahlep içimlik sürede yan yana gidecekti. Kaç yol karşı kıyıda tekrar ayrılmak üzere kesişecekti.”
(s.18)
3- “Balkona çıktım. Karşı evin terasında martıları gördüm. Aynı martılar mıydı? Martılar kaç yıl yaşardı ki?”
(s.28)
4- “O uykuda, rüyamda okyanusta yüzdüğümüzü gördüm. İnsan değil balıktık ama.”
(s.31)
5- “Kuşlar çığlık atarak siyah gökyüzünde uçuyorlar. İnsanlar sessiz, beklemek kanıma acı veriyor.”
(s.32)
6- “Zaman ölmez. Çember yuvarlak değildir.”
(s.33)
7- “Ama ben annemin kızıydım.”
(s.44)
8- “Bir kitabın arasına kurumaya bırakılmış bir çiçek. Unutmabeni çiçeği. Hiç görmedin, hiç koklamadın, nasıl bir çiçek bilmiyordun. Ama adını seviyordun.”
(s.46)
9- ” ‘Gidecek’ diye düşündün, adın gibi emindin buna. Kalmak için gelmemişti. Kalmak için yaratılmamıştı. Bazı insanlara ‘kal’ demekle ‘öl’ demek aynı şeydi sanki. Sadece o geceyi hiç unutmasın istedin.”
(s.47)
10- “O, benim içimde zor tuttuğum fırtınadan bihaber, karşımda sarılmaya can attığım dev torsosuyla öyle rahat, öyle kendinden emin, belli ki paçasını kurtarmış olandı.
…
Korkmuyordu.”
(s.62)
11- “Sen bir kadının başına gelebilecek en berbat hikayesin!”
(s.69)
12- “Her mektupta ikimiz de anladık ki aramıza giren mesafe, farkında olmadan eskisinden de yakın yaptı bizi. Bu bir ayrılık değildi belki de o yüzen. Ayrılığın tam tersiydi.
…
Her mektup daha da zorladı kilitlerimizi. Tavanarasında saklanan, geride bıraktığımızı sandığımız hayaletlerimizi hortlattı.”
(s.81)
13- “Bir çay söyledim. Sait Faik okudum. Denize baktım. Düşünmemeye çalıştım.”
(s.83)
14- “Geçenlerde okuduğum bir kitapta bir sevgilinin diğerine yazdığı gibi, ‘Mektubumu rüzgara teslim ediyorum.’ Gerisini bilemeyecek kadar uzağım kıyına. Karşıdan bakınca ışıklarını bile göremiyorum.”
(s.99)
Bazen Bahar
Sel Yayıncılık