Karmaşık ve Uygar Yaşantılara Kabile Gözünden Bakmak: “Göğü Delen Adam”

Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"
spot_img
spot_img

“Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse göğü dalan anlamına gelir. Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip geçmişti.”

Göğü Delen Adam, son zamanlarda inanılmaz keyifle okuduğum bir kitap. En sevdiğim kitaplar arasında yerini baya ön sıralarda kaptı.
Konusuna gelecek olursak; şehir hayatına hiç bulaşmamış bir yerlinin şehre gelmesi ve bu konu hakkındaki sıra dışı yorumlarını okuyoruz. Günlük hayatımızda ve bugüne kadar yaşadığımız süreçte hiç farkında olmadığımız detayları çarpıcı bir şekilde aktarıyor bize Samoa’lı yerlimiz.
Kitabı okurken aslında uygarlaşma dediğimiz şeyin nasıl da “doğa-insan” mücadelesi ile insanlara olumsuz bir şekilde yansıdığını görüyoruz.
Para, gazete, mesleklerimiz, apartmanlar, evlerimiz ve daha sayamayacağım birçok detayın aslında doğamız gereği hayatımızda hiç var olmadığını okuyoruz okurken, bir yerlinin gözünden…

“Gazete bütün insanları tek bir kafa haline getirmeye çalışır. Benim kafama, benim düşünceme karşı savaşır. Tüm insanların kafasını ve düşüncesini ele geçirmeye çalışır. Bunu becerir de. Sabah kağıdı okursan, öğlene, diğer Papalagi’lerin kafalarında ne taşıdıklarını, ne düşündüklerini bilirsin.”

Kitabın yazarı, Samoa’lı yerli ile arkadaş olup onun yorumlarını kitap haline getirmiş. Ortaya öyle nitelikli ve başarılı yapıt çıkmış ki anlatmak güçleşiyor. Çünkü, konusu ve bakış açısından dolayı oldukça yoğun. Kullanılan eleştirel üslup oldukça vurucu etki sağlıyor.

“Bir hastalık olduğunu düşünmeme rağmen yine de bir türlü kavrayamadım bu işi.
‘Zaman hiç yetmiyor!’ ,
‘Zaman dört nala kalkmış bir kırat gibi koşuyor!’,
‘Biraz daha zamanım olsa!’
Böyle sızlanır durur beyaz adam.”

Kitabın çevirisi gayet iyiydi, üslubu oldukça kolay okunuyor. Kitabı elinizden pek bırakamıyorsunuz zaten. Çünkü, anlatılanlar biziz ve kendimizi hiç bakmadığımız bir bakış açısıyla okuyoruz!
”Homo Sapiens” ve “Tüfek, Mikrop, Çelik” kitaplarını bilenler ve okuyanlar için ardından bu kitabı okumak çok keyifli olacaktır. Kahraman bakış açısıyla anlatıldığı için daha heyecanlı bir okuma oluyor.

“Kaç yaşındasın demek kaç dolunay boyunca yaşadığın anlamına gelir. Oysa dolunayları saymak, bunun hesabının peşine düşmek pek tehlikelidir, çünkü böylece insanların genellikle kaç dolunay yaşadığı ortaya çıkar. Kişi buna çok dikkat ederse ve yeterince çok dolunay geçmişse, “Artık yakında öleceğim” demeye başlar. Ondan sonra ne keyfi kalır ne de başka bir şeyi ve kısa süre sonra da gerçekten ölür gider.”

Kitapta altı çizilecek, bireye ve topluma karşı yapılacak birçok özeleştiri cümleleri mevcut. Kitabın kendisi incecik olsa da, bitirdikten sonra uzun ve kalıcı bir etkinin altına giriyorsunuz. Kapağını kapattığınız anda gündelik hayatınıza -ama küçük ama büyük hiç fark etmez- farklı bir bakış açısıyla bakacağınıza eminim.
Sosyoloji, antropoloji, sosyal bilimler alanlarına ilgi duyan herkesin seveceğini düşünüyorum.

Umut dolu kitaplara…

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.