Julian Barnes – Biricik Hikâye | 31 Alıntı

1- “Daha çok sevip daha çok ıstırap çekmeyi mi yeğlersiniz; yoksa daha az sevip daha az ıstırap çekmeyi mi? Sanıyorum sonuçta tek gerçek soru bu.”
(s.13)

2-“Bütün bu yeniden anlatmalar sizi olup bitenin hakikatine daha mı çok yaklaştırıyor, yoksa sizi ondan daha mı uzaklaştırıyor? Emin değilim ben.”
(s.14)

3- “… bu belki de bütün âşıkların kendileri hakkında oluşturdukları bir yanılsamadır: hem belli bir kategoriye girmemeleri, hem de betimlenir olmaktan kaçmaları.”
(s.21)

4- “Adına ne dersen de. Sözcükler uymuyor. Pek ender olarak uyuyor. Sen kendine ne diyorsun? Bana ne diyorsun?”
(s.49)

5- “Herkesin bir aşk hikâyesi vardır. Herkesin. Bu hikâye bir fiyasko olmuş olabilir, sonunda eski ateşini yitirmiş olabilir, hatta hiçbir zaman başlamamış olabilir, tamamen zihinde kalmış olabilir, ama bu onu daha az gerçek kılmaz. Kimi zamanlar, onu daha gerçek kılar.”
(s.50)

6- “Çünkü bir noktada herkes hayatından kaçmak ister. İnsanların ortaklaşa sahip oldukları tek şeydir bu.”
(s.62)

7- ” … “sen her zaman orada olacaksın.”
“Tavan arasında mı?”
“Hayır, kalbimde.”
(s.91)

8- “Ve elimde olsa her şeyi böyle anımsardım. Ama anımsayamıyorum.”
(100)

9- “Bütün hayatım boyunca nerelerdeydin?” diye sorduğunda, içinde yırtılan, parçalanan bir şeyler hissediyorsun, öyle ki yeryüzünde onun için her şeyi en iyi kılmaktan daha fazla istediğin hiçbir şey olmadığını ve bunun kendi isteğine göre değil onun isteklerine göre olmasını dilediğini biliyorsun. Bu yüzden hemen onun yanına oturup bileklerini tutuyorsun.”
(s.138)

10- “Ona inanıyorsun.

Dediklerine inanıyorsun.”
(s.138-139)

11- “Meseleyi anlayamıyorsan boşa konuşuyoruz. Bütün bunların arkasında bir şey var, sadece görünmüyor. Bütün her şeyi bir arada tutan bir şey. Eğer onu geri koyarsak, her şeyi onaracak, hepimizi onaracak bir şey, anlamıyor musun?”
(s.142)

12- “Her şey ne kadar da çabucak, deneme kabilinden yapılan, nazik ve umutlu bir şeyden öfkeyle dile getirilen alaycı bir şeye dönüşüverdi. Ve problem olduğunu düşündüğün şeyden ne kadar uzakta kaldı.”
(s.143)

13- “Titrek bir el yazısıyla,
Mürekkepli kaleminle kendini benden nefret ettirmek için
diye yazmıştı.”
(s.154)

14- “Onu sadece seviyor değilsin, ama ona aynı zamanda düşkünlük duyuyorsun. Ne kadar ironik olurdu bu?”
(s.162)

15- “İkiniz orada, birbirinize kilitlenmiş durumda asılısınız ve gücünüz tükenene dek öyle kalacaksınız; ve o düşüyor.”
(s.162)

16- “Ama kalbinin yaptığı şey ortadan kaybolma eylemi, ah, katlanılması en güç olan şey.”
(s.163)

17- “Ve artık böyle sözcüklere inanmadığın gün geliyor. Artık onun temelde hâlâ aynı olduğuna inanmıyorsun.”
(s.164)

18- “Ertesi gün yine uyanıyor ve sana bakmayı reddediyor.”
(s.168)

19- “Konu açılmışken ben de şunu söyleyebilirim ki ona bir seferinde onun için hayatımda her zaman bir yer olacağını söz vermiştim, hatta bu sadece bir tavan arası odası olsa bile.”
(s.176)

20- “Ve böylelikle, sonuna kadar, yumuşak aşkla sert aşkı, duygularla aklı, hakikatle yalanları, vaatlerle tehditleri, umutla zorluklara dayanıklı olmayı denemiş oldun. Ancak sen bir yaklaşımdan ötekine kolaylıkla geçiveren bir makine değilsin.”
(s.177)

21- “Öğrenciyken birinin, eğer hayattaki beklentilerini azaltırsan hiçbir zaman hayal kırıklığına uğramayacağını ileri sürdüğünü anımsıyorsun. Bunda bir hakikat olup olmadığını merak ediyorsun.”
(s.178)

22- “Ama -hayatında ilk kez olarak değil- daha az hissetme konusunda söylenecek bir şeyler olup olmadığını merak etmeye başlıyorsun.”
(s.178)

23- “Ve sonunda gücü tükenmiş ve onu bırakmıştı.”
(s.186)

24- “Zaman zaman, hayatın karmaşık yanlarından usanmış olduğunu hissediyordu.”
(s.186)

25- “İnsanın gençken geleceğe hiçbir şey borçlu olmaması ne kadar garip; ama yaşlandığınızda, geçmişe bir şey borçlu oluyorsunuz. Değiştiremeyeceğiniz bir şeye.”
(s.189)

26- “Hâlâ onun içindesin. Hep olacaksın. Hayır, sözcük anlamında değil. Ama kalbinde. O kadar derine işlemişse hiçbir şey son bulmaz. Etrafta hep yaralı dolaşacaksın. Bir süre sonra tek çözüm bu. Yaralı ya da ölü dolaşmak.”
(s.198)

27- “Aşkta her şey hem doğrudur hem de yanlıştır; üzerine saçma bir şey söylemenin olanaksız olduğu tek konudur aşk.”
(s.206)

28- “Senin hayatında bir şey olduğunu ya da geçmişte olduğunu biliyor gibi, ama seni bir zamanlar sevmiş olduğunu ve senin de onu sevdiğini bilmiyor.”
(s.210)

29- “Sözcükler bir kez ağızdan çıkınca söylenmemiş gibi yapılamazdı. Bizler sanki hiçbir şey kaybolmamış, hiçbir şey yapılmamış, hiçbir şey söylenmemiş gibi devam edebiliriz; bütün bunları unuttuğumuzu ileri sürebiliriz; ama en derinlerdeki bir yanımız unutmaz, çünkü sonsuza dek değişmişizdir.”
(s.220)

30- “-sana hep kendimce sadık kaldım, sevgilim-”
(s.228)

31- “Şöyleydi. Bir kalp kırılması meselesiydi, kalbin tam olarak nasıl kırıldığı ve sonradan geriye ne kaldığı.”
(s.234)

Julian Barnes, Biricik Hikâye
Ayrıntı Yayınları

Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Söylenti Edebiyat Editörleri Bu Ay Neler Okudu?

Söylenti Edebiyat editörleri olarak her ay neler okuduğumuzu, nelerin altını çizdiğimizi yakından incelediğimiz serimizin nisan ayı listesi ile karşınızdayız!

Editor Picks