İstanbul Oyuncak Müzesi – Hayal Etmenin ve Düş Kurmanın Tarihi

Kübra Canbaz Akça
Kübra Canbaz Akça
İçimden sen geçiyorsun.. Yalnız Ve birden .. https://www.instagram.com/kubra_canbaz_istisna
spot_img
spot_img

Bundan ben de vardı! Coşkusuyla gezeceksiniz, ister yedi ister yetmiş yaşında olun kendinizi bulacaksınız..


 

İnsanlık tarihini oyuncaklar ile anlatan İstanbul Oyuncak Müzesi ile geldik sizlere bu defa..

Özgün içeriğe sahip, her yaşa hitap eden, kişilere, endüstri devrimine kadar giden bir yolculuk yaşatan İstanbul Oyuncak Müzesi, 18. yüzyıldan günümüze kadar oyuncak tarihinin en gözde örneklerini görme fırsatı sunuyor. Şair ve yazar Sunay Akın tarafından 2005 yılında kurulan müze, oyuncak dilini öne çıkarmada usta olan tasarım sanatçısı Ayhan Doğan’ın imzasını taşıyor.

NEŞE DOLUYOR İNSAN!

Eşsiz bir deneyim sunan ve insanı çocukluğuna götüren müze, cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çocuklara armağan ettiği 23 Nisan günü açılmıştır. Açılış tarihi itibariyle kimliğine yakışır bir doğum gününe sahiptir.

Dünya tarihini oyuncakları üzerinden, eğlenceli bir şekilde anlatmayı amaçlayan müzenin, ailenin her yaş grubundan üyesine hitap edecek içeriğe sahip olması en önemli özelliği olarak öne çıkmaktadır. Müzenin bir başka özelliği ise kurulmasını Sunay Akın’ın sağladığı Oyuncak ve Çocuk Müzeleri Birliği’nin (TOYCO) ilk toplantısına ev sahipliği yapmış olmasıdır.

Dünyanın çeşitli yerlerinde görebileceğiniz oyuncak müzelerinin ülkemizdeki ilk örneği olan İstanbul Oyuncak Müzesi, Türkiye’de aynı temalı başka tesislerin de kurulmasının önünü açmıştır. Danışmanlığını Sunay Akın’ın yaptığı Antalya’daki müze 2011’de, Gaziantep ile İstanbul Ataşehir’dekiler ise 2013 yılında kapılarını oyuncakseverlere açmıştır.

Zürafa şekilli aydınlatma lambalarının süslediği bir sokak içerisindeki İstanbul Oyuncak Müzesi ise 5 katlı tarihi bir İstanbul köşkünde ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

OYUNCAK MÜZESİ FİKRİNİN TEMELİ

Şimdi size bu eşsiz müzenin hayalini ve oluşum sürecini anlatacağız. Çocukluktan kalma bir hayranlık ve oyun masumluğu ..

Sunay Akın 6 yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a yapmış olduğu bir seyahatte Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret etmiştir. Bu geziden o kadar etkilenmiştir ki müzeciliği oyunlarına katmış ve en çok sevdiği oyun haline gelmiştir. Ancak diğer çocuklar pek ilgi göstermediklerinden oyunu hep kısa sürmüştür.

Oyuncak müzesi fikrinin temelleri ise şairin, 15 yıl önce Almanya’nın Nürnberg kentine yapmış olduğu seyahatine uzanır. İlk kez o zaman böyle bir müzeyle karşılaşan Sunay Akın, kendini oyuncaklardan saatlerce alamadığını itiraf etmiştir. Akın daha sonra gittiği tüm ülkelerde oyuncak müzesi aramaya başlamış ve bu gezilerin sonunda gelişmiş her ülkenin mutlaka oyuncak müzesi olduğunu ve teknolojik açıdan kendini geliştiren ülkelerin oyuncak sanayisinde lider olmayı başardıklarını fark etmiştir.

Şair o müzeleri gezerken şunları düşünmüştür: “Hayal etmenin ve düş kurmanın tarihi var. Bu tarih o müzelerde yaşatılıyor. Türkiye’de de böyle bir müze olmalı ve hayaller korunmalıdır.”

Müzedeki oyuncakların sayısı ve çeşidi konusunda sınır bulunmamaktadır. Oyuncak müzesinden içeri adımınızı attığınız anda sizi masalsı bir dünya beklemektedir. Evcilik oynadığınız bebeğiniz, kuşun askerleriniz, metal arabalarınız, çocukluğunuz, anılarınız..
Hepsi çocukluk dostlarınız..

MÜZENİN BÖLÜMLERİ

II. Abdülhamit döneminde inşa edilen tarihi bina 5 katlıdır ve Oyuncak Müzesine ev sahipliği yapmaktadır. Bu 5 katı süsleyen koleksiyon ise oldukça uzun bir sürede bütünselliğe kavuşmuştur.

Kurucusu Sunay Akın’ın 20 yıl gibi uzun bir sürede 40 ülkeden satın aldığı 4.000’den fazla oyuncak bu koleksiyonu oluşturmaktadır.

Müzede bulunan binlerce oyuncak ilk olarak temalarına göre ayrılmış, daha sonra ahşap binanın titizlikle yapıldığı ve kolay anlaşılır alanlarına taşınarak isimlendirilmiştir. Oyuncak temalarına göre “Kızıldereli”, “Uzay”, “Denizaltı” gibi bölümler mevcuttur.

Müzenin ziyarete açık alanlarında dolaşırken Fawn Zeller tarafından yalnızca bir tane üretilen Monalisa’nın bebeğini, 1850-1910 arasında porselenden üretilmiş oyuncak evleri, II. Abdülhamit döneminden kalma Karagöz-Hacivat karakterlerini, 1950’li ve 1970’li yıllarda ülkemizin önde gelen markaları tarafından üretilen oyuncakları ve çok daha fazlasını yakından incelemek mümkündür.

( Eserlerin zarar görmemesi için flaşlı fotoğraf çekimi müzede yasaktır.)

PEKİ OYUNCAK MÜZESİ NEREDE?

Kültürel anlamda ülkemizde önemli bir açığı kapatan Oyuncak Müzesi, Kadıköy İlçesi’ne bağlı Göztepe Semti’ndeki Ömerpaşa Caddesi üzerinde faaliyet göstermektedir.

Pazartesi günleri kapalı durumdaki müze hafta içi 09.30-18.00, hafta sonu ise 09.30-19.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir. İstanbul Oyuncak Müzesi’ni ziyaret için yetişkinlerden kişi başı 12 TL talep edilmektedir. 3 Türk Lirası olarak belirlenmiş indirimli tarifeden ise 3 yaş ve üzeri çocuklar, öğrenciler, öğretmenler, öğretim görevlileri, 65 yaş ve üzeri bireyler yararlanabilmektedir.

İstisna yazarlara, istisna zamanlara…

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.