Hayvan Çiftliği

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

’bütün hayvanlar eşittir,ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir!’’

Fransız kökenli bir anne ve İngiliz bir babanın oğlu olan George Orwell (yani Eric Arthur) ‘un ‘’korkunç bir sonla biten peri masalı’’ lakaplı eseri; Hayvan Çiftliği!

Olaylar ‘’Beylik Çiftliği’’nde Koca Reis’in hayvanlarda aydınlanma yaratacak söyleviyle başlıyor ve diğer ‘’akıllı’’ hayvanların yardımıyla devam edip başkaldırıdan devrime kadar ilerleyen süreci anlatıyor.

Jones isimli bir insana ait olan bu çiflikte, hayvanlara yapılan haksızlık ve sömürü Koca Reis’in konuşmasıyla tüm hayvanlarca kabul edilip, isyan başlamasına neden oluyor.

Hayvanlar birlik olup insan zulmüne karşı savaşıyorlar ve Jones’i çiflikten kovuyorlar.

Başta tüm hayvanlar eşit şartlarda yaşarken, kendileri için çalışıp,kendileri için yaşarlarken bazı daha ‘’akıllı’’ domuzlar tarafından yönlendirilmeye başlıyorlar.

Bu sırada jones ve diğer çiftçi arkadaşları çifliği geri almak için silahlarıyla baskına geliyorlar fakat hayvanların başarısı karşısında canlarını kurtarmak adına çareyi kaçmakta buluyorlar.

‘’Beylik Çiftliği’’ artık ‘’Hayvan Çiftliği’’ adını alıyor böylelikle.

Bu başarı ‘’Ağıl Savaşı’’ ve ‘’ Ağıl Zaferi’’ olarak adlandırılıyor.

Bazı emirler duvara yazılıyor;

  1. İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin.
  2. Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin.
  3. Hiçbir hayvan giysi giymeyecek.
  4. Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak.
  5. Hiçbir hayvan içki içmeyecek.
  6. Hiçbir hayvan başka hayvanı öldürmeyecek.
  7. BÜTÜN HAYVANLAR EŞİTTİR!’’

Okuma yazma öğrenen bazı domuzlar olayların gidişatında etkili oluyorlar ve bu domuzlar yani Snowball ve Napoleon çoğu noktada zıtlaşıp hayvanların ikiye ayrılmasına neden oluyor.

Snowball daha mantıklı ve teorik yaklaşıp her şeyin patlak vereceği yel değirmeni konusunu açıp; hayvanların daha az çalışıp daha çok mahsup alacağını ve ahırların sıcak-soğuk suyla daha rahat bir yaşam alanı olacağından; mahsüllerin kolaylıkla toplanacağından bahsederken Napoleon buna karşı çıkıp Snowball’ı önceden yetiştirdiği köpekleriyle çiftlikten kovuyor.

Her şey Snowball’ın çiflikten kovulmasıyla başlıyor. ‘’eşitlik’’ adı altında başlayan her şey domuzların üstün olduğu bir diktaya dönüyor.

Napoleon’un yardımcı domuzları Minumus ve Squealer sayesinde diğer hayvanlara bu dikta geçiriliyor ve hayvanlar eski günlerive kuralları unutur oluyor.

Yel değirmeni yapımına başlayan hayvanlar Jones’in olduğu zamankinden daha çok çalışıp daha az beslenmesine rağmen ‘’tüm bunların kendi özgürlükleri’’ için olduğuna inandırıldıkları için ses çıkarmadan işlerini yapmaya devam ediyolar.

Çoğu arkadaşlarını bu diktada kaybedip, yazan çoğu emirin çiğnenmesine uydurulan kılıflara kanmak zorunda kalıyorlar.

Hiç kimseden isyan fikri çıkmadığı gibi her soru işareti yaratan olay sonrasında hayvanlara karşıt söylenen ‘’ Jones’in geri gelmesini ister misiniz’’ sorusuna cevapları ‘’hayır’’ olup, yaşadıkları zülme zülum olduğunun farkında varmadan yaşamlarını sürüyorlar.

Yıllar geçip gidiyor, ilk emirlerin yazıldığı günü hatırlayan hayvanlar azalıyor, çoğu ölüyor çoğu sağlığını kaybediyor.

Eserin sonunda hayvanlar tarafından kullanılmayacağı kararlaştırılan Jones’in evinde Napoleon ve diğer domuzları İnsanlarla oturup içki içer halde başarılarını kutlarken görüyoruz.

Bunu pencereden izleyen diğer Hayvanlar Domuzlarla diğer Çiftlik sahibi insanların yüzünün birbirine karıştığını, hiçbir fark kalmadığını gözleyebiliyorlar sadece..

Yorum hepimizin..

Kitabın başındaki Çevirmen yorumu Celal Üster, Halide Edip’ten de aldığı alıntıyla bu güzel eserin taşlama niteliğinin üstünde durmuş. Bize de okumak düşüyor haliyle.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

İstanbul’un En Güzel Kafeleri: Kitap, Kahve ve Yağmur Keyfi

İstanbul’un sonbahar atmosferine eşlik eden, kitapla kahvenin buluştuğu en güzel kafeleri derledik.

Downtown Girl Estetiği: Şehrin Ruhunu Yansıtan Moda Akımı

Downtown Girl estetiği: Özgürlüğü takip edenlerin ve sonbaharın ruhuyla bağlananların temsilî.

Şirvanşahlar: Demir Kapı’nın Muhafızları

Şirvanşahlar Devleti, Azerbaycan ve Kafkasya’da yüzyıllar boyunca hüküm süren İranî ve Türk etkilerini harmanlayan köklü bir hanedanlık mirasıdır.

Enter the Void Film İncelemesi: Noé’nin Neon Tokyo’su

Tartışmalı yönetmen Gaspar Noé, Enter The Void ile izleyiciyi Tokyo’nun neon ışıkları ve dar sokakları arasında ruhsal bir yolculuğa çıkarır.

Aşk Zamanı Filmi: Hafızanın Yarattığı Geçmiş

Aşk Zamanı; hafızanın, deneyim ve arzular eşliğinde en baştan inşa ettiği geçmişin izini sürüyor. Toplumsal normların dayattığı yaşantının yeni özel alanlarını açığa çıkarıyor.

Ters Yüz Karakterleri Hangi Kitapları Önerirdi?

Riley'in duyguları, Ters Yüz ile ekranlara taşındı. İç dünyamıza rehberlik eden bu karakterlerin sizler için hazırladığı kitap listesini inceleyin!

KPop Demon Hunters Fırtınası: HUNTR/X ve Saja Boys

Müzik ve savaşı aynı hikâyede buluşturan Kpop Demon Hunters, 2025'e damgasını vururken izleyiciye hangi temel mesajı iletiyor?

“Cadılar Mutfağı” Tablo İncelemesi: Ötekileştirmenin Görsel Hafızası

Frans II Francken’in Cadılar Mutfağı tablosu, cadı avı döneminin toplumsal korkularını, kadınlık temsillerini ve şeytan imgelerini çarpıcı biçimde yansıtıyor.

Sonbahar Ruhunu İliklerimize Kadar İşleyen 13 Şarkı

Yazı geride bırakıp sonbaharın derinlerine inerken sonbahar havasını yansıtan 13 şarkıyı sizler için derledik!

Three Kilometres to the End of the World Film İncelemesi: Utanç

Three Kilometers to the End of the World, kayırmacı ilişkilerin ve zehirli bir ataerkil kültürün hakim olduğu bir toplumun klinik bir resmini çiziyor.

Editor Picks