- “Ne acı ki sana güldüğüm günden beri
Beni üzmeğe uğraştın.”
(syf. 106)
- “O günler geçip gitti.
O iyi günler,
O sağlıklı, dolu günler
O pullarla kaplı gökyüzü
O kiraz dolu dallar
O sarmaşıkların yeşil sığınağında birbirine yaslanan evler
O haylaz uçurtma damları
O akasyaların kokusundan başı dönen sokaklar.
O günler geçip gitti
Kirpiklerimin arasından”
(syf. 127)
- “Su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.”
(syf. 156)
- “Ve kimse bilmiyordu
Yüreklerden uçup kaçan
O üzgün güvercinin adı
İnançtır…”
(syf. 174)
- “Ben ölümümden sonra hiçbir zaman
Aynaya bakmaya kalkışamadım
Ve o denli ölüyüm ki ben
Başka hiçbir şey ölümümü kanıtlayamaz artık.”
(syf. 177)
- “Nasıl büyüdü kalbimin bütünsüzlüğü
Ve hiçbir yarı bu yarıyı tamamlamadı!”
(syf. 182)
- “Denizi ömründe hiç görmeye
Ne anlarmış hayatından?”
(syf. 192)
- “Ah…
Budur benim payıma düşen
Budur benim payıma düşen
Benim payıma düşen
Bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür
Benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenden inmektir
Ve ulaşmaktır bir şeylere
Çürüyüşte ve gurbette
Benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü gezintidir
Ve “ellerini seviyorum” diyen sesin hüznünde ölmektir.”
(syf. 205)
- “Ve tüm yaralarım benim aşktandır
Aşktan, aşktan, aşktan.”
(syf. 212)
- “Ne de sevecendin yalan söylerken”
(syf. 215)
- “Selam sana ey yalnızlığın garipliği,
Odayı sana bırakıyorum”
(syf. 217)
- “…”Aşk” gerçekten aşksa zaman aptalca bir laftır…”
(syf. 253)
Furuğ Ferruhzad- Yaralarım Aşktandır
Totem Yayıncılık / 2014
Dilhan Keskin