Mesafelerin, zamanın ve hastalıkların ayıramadığı dostluklar sadece öykülerde ve filmlerde mi olur? Ferit Edgü ve Tezer Özlü dostluğuna bakınca, uzak ülkelerde olmanın ve zamanın getirdiği angaryaların engel olamadığı bir dostlukla karşılaşırız. Tezer Özlü Avusturya Lisesi’nde öğrenciyken başlayan Ferit Edgü ve Tezer Özlü dostluğu, Tezer Özlü ölünceye dek sürer. Tezer Özlü’yü çocuk yaşta tanıyan Ferit Edgü zaman içinde onun dostu, dert ortağı ve yayıncısı olur. İki yazar, türlü türlü sebeplerle farklı şehirlerde olsalar da yıllarca mektuplaşarak dostluklarını sürdürür. Bu mektuplar 2010 yılında Her Şeyin Sonundayım adıyla yayımlanır. Mektupların içeriği ikisi arasındaki dostluğun ne kadar sıkı olduğunu apaçık ortaya koyar.
Tezer’den Kalanlar

“Yaşamın Ucuna Yolculuk, üç aşk öyküsü gibidir. Üç, posthume aşk öyküsü: Svevo, Kafka, Pavese (…) Onların yapıtlarında dile gelen, çaresizliğe, saçmalığa, hem kendi adına, hem onlar adına karşı çıkıyordu. Coşkuyla, aşkla, başkaldırıyla dolu, dopdolu bu genç insan, bu yazarlarda, gariptir, bir benzerini buluyordu. Sanki kendinde, onlara (ve onlar gibilere) sunabileceği bir yaşam iksiri bulunduğuna inanmıştı. Tüm acılara karşı, tüm yalnızlıklara karşı bir panzehir.” (Kalanlar, s.10)
1986 yılında ölen Tezer Özlü‘nün öykü ve romanlarının dışında kalan yazıları, 1990 yılında, Kalanlar adıyla Ada Yayınları tarafından basılır. Bu kitapta Ferit Edgü’nün yazdığı bir “Ön Söz Yerine” bölümü ve Tezer Özlü’nün gün yüzüne çıkmamış yazıları yer alır. Ferit Edgü yazdığı bölümde, Tezer Özlü’nün karakterini, başına gelenleri ve eserlerini nasıl meydana getirdiğini anlatır.
“İçiçe geçmiş yaşamlar vardır. El-örgüleri gibi. Bu örülen giysi sizin sırtınızda da olabilir, karşınızdaki insanın sırtında da. Renk renk motifler ya da düz hangi motif nerde başlıyor, nerde bitiyor çıkaramadığınız (…) Çocukluğundan ölümüne değin tanıdığım Tezer’in yaşamını düşündüğümde niçin bilmem (özellikle ölümünden sonra) kafamda hep bir örgü imgesi oluşuyor.” (Kalanlar, s.7-8)
Varoluşunu Yazarak Gerçekleştiren Dostlar

“O, çektiği acıları kullanarak, ortaya koymadı yapıtını. Çektiği acılardan bir yapıt yarattı. Diyebilirim ki varoluşunu yazarak gerçekleştirdi. Acıları olmasaydı (keşke olmasaydı!) belki mutlu bir sevgili, mutlu bir anne olarak sürdürebilirdi yaşamını. (Sürdürmek ister miydi, bilmiyorum)” (Her Şeyin Sonundayım, s.7)
Çeşitli nedenlerle, uzun süre birbirinden uzak kalan iki yazar iletişimlerini hiç koparmaz. Sürekli mektuplaşır. Tezer Özlü ile Ferit Edgü’nün mektuplarından oluşan, Her Şeyin Sonundayım, 2010 yılında Sel Yayınları tarafından basılır. Eserde, 1966-1985 yılları arasında yazılmış kırk mektup mevcuttur. Bu mektuplarda dikkat çeken ilk şey iki yazarın sıkı ve samimi dostluğudur. Sık sık psikolojik tedavi gören Tezer Özlü, Ferit Edgü’yü adeta ıstırabını görebilen, ıstırabını paylaşabileceği biricik kişi olarak görür.
“Ben en çok seni kavrayabiliyorum. Nasıl anlatayım. Senden başka hiçbir insanı tam anlamıyla, bütünüyle kavrayamıyorum. Öykülerini ve çevirilerini ve yazılarını da iyi anlıyorum. Diğer kişilerle aramda hep bir boşluk kalıyor, Demir’le bile. Galiba en çok da seni seviyorum. Bana mektubun bile Bach kadar dinlendirici geliyor.” (Her Şeyin Sonundayım, s.26)
Ferit Edgü eserin ön sözünde Tezer Özlü’nün yapıtı ve yaşamı arasında kurduğu bağı anlatır. Edgü, Tezer Özlü’yü en yakın arkadaşı ve yazarak var olan bir kadın olarak görür.
“Yazarlık gücünü yaşadıklarından alan, yaşadıkları için yazınsal bir dil yaratan, varoluşunu yazmaya, yazısını varoluşuna borçlu biri. Onu çok küçük yaşlarda bir ortaokul öğrencisiyken tanıdım. Bugün, hayattaki en eski dostumun Demir Özlü’nün Avusturya Lisesi’nde okuyan kız kardeşiydi.” (Her Şeyin Sonundayım, s.7)
Ferit Edgü Tezer Özlü’nün dostu olduğu kadar yayıncısıdır da. Eski Bahçe ve Yaşamın Ucuna Yolculuk (Bir İntiharın İzinde) kitabı Ferit Edgü’nün sahibi olduğu Ada Yayınları tarafından yayımlanmıştır. Sanat hakkında, özellikle edebiyat hakkındaki düşünceleri pek çok yönden ortaktır. Kafka, Beckett gibi sanatçılara hayrandırlar.
“”Bir İntiharın İzinde” müthiş bir kitap. Çok müthiş bir kitap.(Başka sözcük bulamıyorum.) Yıllar var ki böyle bir metin okumadım. (Tabii Türkçe metinlerden bahsetmiyorum.) Bana gençlik yıllarımda, Rimbaud’yu, Leatremont’u, daha sonra Kafka’yı Rilke’yi, Hönderlin’i keşfettiğim günleri yaşattı.” (Her Şeyin Sonundayım, s.40)
Tezer Özlü dostu Ferit Edgü’nün pek çok eserini beğenir. Beğenmekle kalmaz, bu eserlerin göz önünde olması için elinden geleni yapar. Öyle ki Ferit Edgü’nün “O” adlı eserinin Hakkari’de Bir Mevsim adıyla senaryolaştırılmasında bizzat görev alır.
“Kitabının ikinci bölümünü çok sevdim, tabii çok gençken (gene de çok gençsin ya) yazdığın öyküler o zamandan dahi olduğunu gösteriyor. Karak’ın mektubu bir şaheser. Artık başarıdan başarıya koşuyorsun. Perşembe gecesi Ankara Radyosu’nda Orhan Duru’nun kitabın hakkında bir konuşması yayınlandı.” (Her Şeyin Sonundayım, s.32)
Aramızda Uçurumlar Var

“Benim kitap için Fethi Naci’nin yazdığını okudum. Biz neler yazıyoruz, onlar neler yazıyor. Ne gibi bir dil kullanıyorlar. Aramızda uçurumlar var. Ayrıca kitap üzerine bir tek cümle kurmayı başaramamış. Ama kendi sorunu.” (Her Şeyin Sonundayım, s.80)
Ferit Edgü ve Tezer Özlü, o dönemin edebiyat camiasında anlaşılmak istenir. Fakat eserlerindeki kendine özgü tavır nedeniyle tam anlamıyla anlaşılamaz. Bu anlaşılamama hissi mektuplarda zaman zaman dile gelir. Tezer Özlü yazmanın sadece estetik bir sorun değil, aynı zamanda etik bir sorun olduğunu ortaya koyar. Ferit Edgü, eserlerinde ortaya koyduğu yazınsal tavrın farklı anlaşıldığından dem vurur.
“Evet, eleştirmenlerimiz ve sevgili dostlarımız kitaplarımızı işte böyle okuyorlar. Gene de şikayet etme. “O”yu köy romanları arasında değerlendirdiklerini, “Kimse”yi ise Hakkari’ye atanan bir öğretmenin anıları olarak okuduklarını hatırlatırım. (Bu da benim şikayetim mi?)” (Her Şeyin Sonundayım, s.81)
Kaynakça
Edgü, Ferit ve Özlü, Tezer. Haz.: Burak Fidan. “Her Şeyin Sonundayım” Tezer Özlü-Ferit Edgü Mektuplaşmaları. İstanbul: Sel Yayıncılık, 2010.
Özlü, Tezer. Kalanlar. İstanbul: YKY, 2020.
Yiğit, Nermin. “Tezer Özlü’nün Yaşamı, Yazınsal Kişiliği, Yapıtları ve Kurmaca Metinlerinde Cesare Pavese Etkisi”. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi, 2010.


