“Acaba kahramanımız peşindeki -Kennedy’nin- korkunç yazgısından kurtulabilecek mi, yoksa Dallas’taki kurşunlar onu ebediyete mi yollayacaklar?”
Kennedy, 2016’da Ankara’da ne arıyor?
Fantastik edebiyatın kraliçesi Nazlı Eray, son kitabı “Ölüm Limuzini”nde;
Kennedy cinayetine en ince ayrıntılarıyla değiniyor. Komplo teorilerini uzun süre inceleyen kahramanımız bir sabah Kennedy’ye dönüşüyor. Ruh kendisinin, bedeni ise Kennedy’nin oluyor. (Bu bakımdan bana Kafka’nın Dönüşüm’ünü hatırlattı.)
Bu değişimle birlikte kendini bir serüvenin içinde buluyor; Dallas’tan Ankara’ya uzanan rüya misali…
Kitapta, Kennedy suikastı ile ilgili epey bilgi ediniyorsunuz. Dolu dolu bir kitap, size mutlaka bir şeyler katıyor. Suikastın detaylarını fantastik bir dünyada öğreniyorsunuz.
“Koştum, gittim banyodaki aynaya baktım J. F. Kennedy idim. Saçlarımı hafif arkaya attım. İçimde bir heyecan vardı ama yorgundum.”
Ayrıca oldukça güncel bir kitap. 2016 yazındaki Türkiye ve dünyadan izler taşıyor. Hatta Amerikan Bakanlık seçim sonuçlarına bile yer veriliyor. Yani olay, günümüzde gerçekleşiyor.
Lulla’ya yazdıklarından da ülkemizdeki çoğu kentlerin geçmişi epey gözünüzün önünde canlanıyor.
“Sen nasılsın Lullam, boş ver beni? İstanbul’a gitmiştik bir ilkbahar günü. Uzun yıllardan sonra ilk defa İstanbul’a baharda gidiyordum.”
Nazlı Eray’ın kitapları benim için apayrı dünyalara giden biletler demek. Öyle olağanüstü, öyle güzel…
Fantastik bir kurgu içinde mutlaka size bir şeyler katıyor her eseri. Ben okuduğum her kitabını büyük bir keyifle okudum. Umarım siz de seversiniz.