Ermiş- Halil Cibran | 20 Alıntı

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

1-) Ruhumun çok fazla parçasını saçtım bu sokaklara ve çokça kalabalıktır özlemimin şu tepelerde çırılçıplak gezinen çocukları; vazgeçemem sorumluluk hissetmeden ve içim sızlamadan. Bugün çıkarıp attığım sırtımdan, bir giysi değil, kendi ellerimle parçaladığım ten. Ardımda bıraktığım, bir düşünce değil, açlık ve susuzluğun tatlandırdığı bir yürek. (Sayfa 2)

2-) Bu hep böyledir, sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar. (Sayfa 4)

3-) Aşk sizi çağırdığı zaman, onu izleyin… Yolları zorlu ve dik olsa da. Kanatları sizi sardığı zaman, ona teslim olun. Tüyleri arasına gizlenmiş kılıç sizi yaralayacak olsa da. Hem aşk sizinle konuştuğu zaman, ona inanın. Bahçeyi tarumar eden kuzey rüzgarı gibi darmadağın etse de düşlerinizi sesiyle. Çünkü aşk taçlandırdığı gibi çarmıha da gerer sizi. Hem besler, büyütür hem de budar sizi. (Sayfa 6)

4-) Kendinden başka bir şey vermez aşk ve kendinden başkasından almaz. Ne sahip olur aşk ne de sahip olunmak ister. Çünkü aşk aşka yeter. (Sayfa 7)

5-) Sevdiğiniz zaman “Tanrı yüreğimde” değil, “Tanrı’nın yüreğindeyim” deyin.” (Sayfa 7)

6-)Birbirinizi sevin ama aşkı pranga eylemeyin: Bırakın ruhlarınızın kıyıları arasında dalgalanan bir deniz olsun aşk. (Sayfa 8)

7-) Yeryüzüne ve yeryüzünün ruhuna ayak uydurabilmek için çalışırsınız. Çünkü aylaklık, mevsimlere yabancı düşmek, heybetle ve mağrur bir teslimiyetle sonsuza yürüyen yaşam kafilesinin dışında kalmaktır. (Sayfa 13)

8- ) Aşk ile çalışınca kendi nefsinize, birbiriniz ve Tanrı’ya bağlanırsınız. Peki aşk ile çalışmak nedir?

Giysinin kumaşını yüreğinizden çekilmiş ipliklerle dokumaktır, giysiyi sevgiliniz giyecekmişçesine. Evi muhabbetle inşa etmektir, içinde sevgiliniz oturacakmışçasına. Tohumları sevecenlikle ekmek ve hasadı sevinçle kaldırmaktır, meyveyi sevgiliniz yiyecekmişçesine. Yaptığınız her şeye kendi ruhunuzdan bir soluk katmak ve bütün kutlu ölülerin çevrenizde sizi izlediğini bilmektir. (Sayfa 15)

9-)Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir. Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu, çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu. Başka nasıl olabilir ki? Keder varlığınızda ne kadar derin bir oyuk açarsa, taşıyabileceğiniz sevinç o kadar fazla olur. (Sayfa 16)

10-)Yasa koymaktan haz alıyorsunuz.  Ama onları çiğnemekten aldığınız haz daha fazla. Okyanus kıyısında oynayan, durmaksızın kumdan kaleler yapıp, sonra da kahkahalar atarak onları yıkan çocuklar gibi. (Sayfa 24)

11-)Ve tahtından indirmek istediğiniz bir despotsa söz konusu olan, önce onun içinizde kurulu tahtını ortadan kaldırın. Bir zorba özgür ve gururlu olanlara nasıl hükmedebilir, eğer onların kendi özgürlüklerinde bir zorbalık, kendi gururlarında bir utanç yoksa? (Sayfa 27)

12-)Aklınız ve tutkunuz denizlere açılmış ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir. Yelkenleriniz ya da dümeniniz parçalanırsa, oraya buraya savrulup sürüklenmekten ya da denizin ortasında hareketsiz kalmaktan başka bir şey gelmez elinizden. Çünkü tek başına hükmeden akıl, kısıtlayıcı bir güçtür; başıboş bırakılmış tutku ise, kendisini yok edene kadar yanan alevdir. (Sayfa 28)

13-) Eğer yüreklerinizi yaşamlarınızın gündelik mucizeleri karşısında hayretle dolu tutabilseydiniz, acınız da en az sevinciniz kadar harikulade görünürdü. (Sayfa 29)

14-) “Hakikati buldum” değil, “bir hakikat buldum” deyin. “Ruhun yolunu buldum” demeyin. “Kendi yolumda yürürken ruhla karşılaştım” deyin. (Sayfa 30)

15-) Tapınağın gölgesinde, müritleri arasında yürüyen öğretmen, bilgeliğinden değil, inancından ve şefkatinden verir. Gerçekten bilgeyse, sizi kendi bilgelik evine girmeye çağırmaz, kendi aklınızın eşiğine götürür. (Sayfa 31)

16-)Dostunuz ihtiyaç duyduğunuzda yanınızda olandır. Sevgiyle ektiğiniz ve şükranla biçtiğiniz tarlanızdır. Çünkü açken ona gelir, huzur için onu ararsınız. Dostunuz fikrini söylerken aklınızdan geçen “hayır”dan korkmaz, “evet”i kendinize saklamazsınız. O sustuğu zaman da yüreğiniz onun yüreğini dinlemekten geri durmaz. Çünkü dostlukta bütün düşünceler, bütün arzular, bütün beklentiler söz söylenmeden ve övgüsüz bir sevinçle doğar ve paylaşılır. (Sayfa 32) 

17-) Çünkü gerçekten iyi olanlar çıplak olana “Giysin nerde?”, evsiz olana “Evine ne oldu?” diye sormaz. (Sayfa 36)

18-) Haz bir özgürlük şarkısıdır, ama özgürlük değildir. Arzularınızın çiçeklenişidir, ama meyvesi değildir. Bir doruğa seslenen derinliktir, ama ne derindir ne de yüksek. Kafese kapatılanın kanatlanışıdır, ama kuşatılan uzam değildir. Eh, hakikatin ta kendisi şu ki haz bir özgürlük şarkısıdır. Bu şarkıyı olgun bir yürekle söylemenizi isterim; ama şarkıyı söylerken yüreklerinizi yitirmenizi değil. (Sayfa 38) 

19-) Ne görmek istediğiniz imgedir ne de duymak istediğiniz şarkı. Gözlerinizi kapatsanız da gördüğünüz imge, kulaklarınızı tıkasanız da duyduğunuz şarkıdır güzellik. (Sayfa 41)

20-) Gerçekten ölümün ruhunu görmek istiyorsanız, yüreğinizin kapılarını açın hayatın bedenine ardına kadar. Çünkü hayat ve ölüm birdir, tıpkı ırmak ve denizin bir olduğu gibi. (Sayfa 44)

 

Halil Cibran-Ermiş-Türkiye İş Bankası Yayınları-2018.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

“The Beach At Sainte Adresse” Tablosunu Anımsatan Şarkılar

Monet'nin The Beach At Sainte-Adresse isimli eserini anımsatan şarkılara birlikte göz atalım!

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Editor Picks