Ellis Adası’nda Georges Perec’in İzlerini Sürmek

Hülya Çelik
Hülya Çelik
"Sözcüklerin bütün yapıyı açan bir uzunluğu, bir derinliği, bir sıcaklığı olduğunu sanki kendim buldum. O küçük parçacığın, sözcüğün değerini hep yaşadım. Masallarda açılan kırk haramiler gömüsünün kapısındaki 'sesi' bulmaya çalıştım. O kapılar belirli üç sözcüğün söylenmesiyle açılır kapanırdı. İşte bu üç sözcük bana sözcüğe önem vermenin, değer vermenin ilk öğretisiydi. Kapının önüne gelen kırk 'eşkıya', fısıldadıkları üç sözcük ile dağın kapısını nasıl açabiliyor, diye düşünürdüm. Buldum da: Yerinde söylenmiş üç sözcük, olanaksızlıkları olumlu kılar." F. H. Dağlarca
spot_img

                                         

Yaşam Kullanma Kılavuzu, Şeyler ve Uyuyan Adam gibi kült eserlerin sahibi Fransız sosyolog ve yazar Georges Perec’in Türkçedeki külliyatına yeni bir eseri daha eklendi. Yazarın Amerika’ya göç etmeye çalışan insanların arafı olan Ellis Adası’nı anlattığı aynı adlı romanı, Ayberk Erkay çevirisi ve Sel Yayıncılık etiketiyle geçtiğimiz aylarda yayımlandı.

7 Mart 1936 tarihinde Paris’te doğan ve tüm yaşamını Paris’te geçiren Georges Perec, Fransız edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Onu böylesine önemli kılan en büyük etken şüphesiz farklı yazma teknikleriyle eserler yaratmak için bir araya gelen yazar ve matematikçilerin oluşturduğu ‘Oulipo’ grubunun önde gelen isimlerinden biri olmasıdır. Oulipo’ya ömrünü adayan Georges Perec, neredeyse her eserinde farklı bir girişimde bulunmuş, sözcüklerle adeta deney yapan bir bilim adamı gibi oynamıştır. Bunun en tipik örneği ise Fransızcadaki ‘e’ harfini hiç kullanmadan yazdığı –ve Cemal Yardımcı’nın da ‘e’ harfini hiç kullanmadan Türkçeleştirdiği- La Disparation (Kayboluş) adlı romanıdır.

Georges Perec’in bir diğer özelliği de tüm eserlerinde otobiyografik izlere rastlanmasıdır. Yahudi bir ailenin çocuğu olan ve babasını 2. Dünya Savaşı’nda, annesini ise Auschwitz toplama kampında kaybeden Georges Perec, kendini hayatı boyunca köklerinden kopmuş, dilsiz ve vatansız hisseder. Türkçeye en son çevrilen kitabı Ellis Adası işte tam da bu tema üstüne kurulmuş 67 sayfalık dev bir eserdir.

Gönder bana bitkin düşmüşleri,

yoksulları

Gönder özgürce nefes almaya hasret

sıkışıp kalmışları

Kalabalık kıyılarının istemediği sefil

bedbahtları

Yolla hepsini bana

Evsizleri, fırtınanın fırlatıp attıklarını

Altın Kapı’nın dibinde durup

kaldırıyorum lambamı

Ellis Adası, 19. yüzyılın ilk yarısında; zulme uğrayan, katledilen, sömürülüp aç bırakılan halkların Amerika’ya göç etmeyi bir umut ışığı olarak görüşünü ve Amerika’ya açılan yolda bir araf olan adayı, Ellis Adası’nı anlatır. Dünyanın çeşitli yerlerinde yaşayan Yahudiler, Alman liberaller, Polonyalı milliyetçiler için bir kaçış şansı olan bu okyanus aşırı yolculukta, tüm göçmenlerin yolu Federal Göçmen Bürosu’nun bulunduğu, Özgürlük Heykeli’nin biraz ilerisinde bulunan Ellis Adası’ndan geçmek zorundadır. Hayatlarını bavullarına sığdırıp bekleyen heyecanlı, gözü yaşlı bir kalabalık… İtalya’dan, İrlanda’dan, İsveç’ten, Norveç’ten, Türkiye’den… Hepsinin, “Avrupa’nın tüm dillerinde adına göz yaşları adası denen o adadan” geçmesi gerekmektedir. Orada bulunan kimse hedefine ulaşmış, varmış değildir istediği yere. Her şeyini arkada bırakanlar için Ellis Adası tam bir araftır.

Georges Perec, doğdukları topraklarda yaşayamadıkları için böyle bir yolculuğa çıkan insanları anlatırken yine kendi hikâyesinden kopamaz ve empati kurar o insanlarla. Yahudiliğini sorgular bu kitapta, “ya ben de onlardan biri olsaydım, dilini ve geleneğini yaşıyor olması sürgüne bağlı olan kuzenlerim gibi ben de göçmüş olsaydım…” diye düşünmeden edemez. Kısacık satırlarda uzun uzun anlatır yalnızlığını, vatansızlığını, kimsesizliğini, yabancılığını.

ben, Gorges Perec, buraya

göçebeliği, dağılmayı, diasporayı incelemeye

geldim

Ellis Adası benim için sürgünün mekânı,

yani

mekânın yokluğunun mekanı, var olmayan mekân

hiçbir yer.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Tove Ditlevsen – Bağımlılık | 11 Alıntı

"Dışarıdaki dünya insafsız ve karmakarışık ve ona karşı gücümüz yetmediğinden, ondan kaçınmayı yeğliyoruz."

Çocukluk Travmaları: Belirtileri, Sonuçları ve Çözüm Yolları

Çocukluk döneminde yaşadığımız olaylar karşısında hissettiğimiz duygular ve düşündüğümüz düşünceler travmalar doğurabilir. Peki, bu travmaların belirtileri, sonuçları ve çözüm yolları nelerdir?

Söylenti Radarında Bu Ay: Sombr

"back to friends" şarkısıyla zirveye tırmanan genç sanatçı Sombr'ın müzik serüvenine yakından bakalım

Sevmek Zamanı Filminden Unutulmaz Replikler

Halil'in boya yapmak için gittiği bir evde gördüğü resme aşık olmasıyla gelişen olayları konu alır.

2025 Gen Z Protestoları: Nepal, Fas ve Türkiye Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

2025’te Türkiye, Fas ve Nepal’deki Gen Z protestoları, dijital dayanışma, özgürlük ve adalet talepleriyle yeni bir küresel siyasal uyanışın simgesi haline geldi.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Editor Picks