Değişmeye Başlayan Dünyalar ve Farklılaşan Aidiyet

Ersin Boran
Ersin Boran
Üstündür muhtemel hayattan kaçan ayağa karşı yılmadan hayata tutunan el..!
spot_img

2020 Mart ayından itibaren Türkiye’de de görülmeye başlayan Covid-19 ile beraber bir pandemi sürecine girmiş bulunmaktayız. Toplumumuzda bulunan yetkili isimlerin pandemi sürecine girmemizden itibaren söyledikleri bir cümle vardı. “Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Peki gerçekten hiçbir şey eskisi gibi olmayacak mı? Elbette ki, birçok şey değişim gösterecektir lakin bireylerin göz ardı etmemesi gereken önemli bir nokta ise gerçek dünya ile dijital dünyanın yer değiştirmesinin daha da belirgin hale gelerek aidiyet duygularımızı da farklılaştırmaya başlamasıdır.

Pandemi sürecinden önce yavaş yavaş gerçekleşen değişim süreci pandemi ile beraber artık daha da hızlanarak belirgin hale gelmeye başlamıştır. Bu doğrultuda karşılaşılan; okulların online eğitime geçmesi, home-office çalışmaların artması ve İnternet üzerinden yapılan alışverişlerin çoğalmasını dijital dünyaya geçiş açısından örnek olarak sunabilmek mümkündür. Özellikle okullar ve üniversitelerin online eğitim düzenine geçmesi dijital dünyayı hayatımızda daha da belirgin hale getirmektedir. Bunun dışında yapılan bir çalışmada online alışverişin arttığı da gözlemlenmiştir. Covid-19 salgını öncesi katılımcıların
%14,5’u haftada 2-3 kez online alışveriş yaptığını belirtirken bu oran salgın sürecinde %24,5’e yükselmiştir. Araştırma sonucunda bireylerin fiziki olarak marketten satın aldığı ürünleri salgın sürecinde online market hizmeti aracılığıyla alması beklenmekteydi. Bu doğrultuda katılımcıların Covid-19 salgını öncesi online marketlerden yaptığı alışveriş oranı %18 iken salgın sürecinde bu oranın %44,5’e yükseldiği tespit edilmiştir.
(Danışmaz, 2020)

Bizlerin gerçek dünyadan koparak dijital dünyaya geçmemiz kuşkusuz, yeni bir durum değildir. Bu durumun medya kavramının ortaya çıkması ile beraber gerçekleşmeye başladığını belirtmemiz yanlış olmayacaktır. Öncelikle medya kavramının dünyada ortaya çıkması ile birlikte karşımıza ilk olarak gazeteler, dergiler, radyolar ve televizyonlar dediğimiz geleneksel medya araçları çıkmaktadır. Daha sonraki süreçlerde teknolojinin de gelişmesiyle insanların hayatına İnternet dediğimiz bir medyada dahil olmaya başladı. İnternet’in insanların hayatlarına dokunması ile beraber artık toplumlarda bir değişim sürecine girerek gerçek dünyadan uzaklaşmaya başlayıp dijital dünyaya doğru yönelmeye başlamıştır.

Dijital dünyaya doğru yönelen insanların aidiyet duyguları da farklılaşarak yeni bir aidiyet türünü de ortaya çıkardığını söyleyebiliriz. Bu aidiyet türüne elbette çeşitli kavramlaştırmalar veya isimlendirmeler konulabilir. Fakat bizlerin bu duruma dijital aidiyet dememiz sanki daha iyi olacaktır. İnsanların pandemi sürecinden önce genel anlamda iletişimlerini dijital dünya üzerinden gerçekleştirirken yaşamaya başladığımız pandemi ile beraber sadece iletişimlerini değil çeşitli işlemlerini de dijital dünya aracılığı ile gerçekleştirmeye başlamışlardır. Bunlara örnek olarak biraz önce söylediğimiz İnternet alışverişlerinin çoğalmaya başlaması, çeşitli faturaların mobil uygulamalar aracılığı ile online olarak yatırılmaya başlanması gibi durumları sıralayabilmek mümkündür. Bizlerin evde kaldığımız süreç boyunca İnternet üzerinden yemek yapmaya çalışmamız, kendimizi geliştirebileceğimiz çeşitli online kurslara dahil olmamız gibi unsurlarda dijital dünyanın hayatımızda ne kadar etkin olmaya başladığının göstergeleri arasındadır. Gerçek dünyaya olan aidiyet duygularımızda giderek azalırken dijital dünya aidiyetimiz ise artmaya başlamıştır. Elbette ki dijital dünyaya doğru gerçekleşen aidiyet bir anda gerçekleşmeyecektir. Nasıl ki İnternet’in ortaya çıkması ile beraber insanların İnternet yani dijital dünyaya geçişi yavaş yavaş oluyorsa aidiyet duygularının da farklılaşması o şekilde olacaktır. Yaşadığımız Covid-19 salgını ise bu sürecin biraz daha hızlandırılmasına etki etmektedir.

Kaynakça:

DANIŞMAZ, A. T. Covıd-19 Salgınının Tüketicilerin Online Alışveriş Tercihine Etkisi. Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi9(2), 83-90.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Eşeği Saldım Çayıra – Kazak Abdal | Şiir İncelemesi

Kazak Abdal hayatı ve bilinen şiirlerinden olan Eşeği Saldım Çayıra eserinin incelemesi.

Twinless Film İncelemesi: İki Yalnız, Bir Kayıp

Başrolde Dylan O'Brien'ın yer aldığı kayıp, yalnızlık, bağ kurma arayışı, yas süreci üzerine dokunaklı bir film olan Twinless film incelemesine göz atın.

Alice in Borderland 3. Sezon İncelemesi: Neden Beklentiyi Karşılayamadı?

Alice in Borderland dizisinin 3. sezonun her oyununda Chishiya'nın zekâsını arayıp, Aguni'nin fedakârlığını andık diyebilirim. 

Evrensel Duygular: Anlamadan da Hissedeceğiniz 8 Şarkı

Dili fark etmeksizin ruhunuza dokunan, evrensel duygusal taşıyan 10 şarkıyı keşfedin. Melodik parçalarla hazırladığımız liste, her anınıza eşlik edecek!

Viktoryen Dönemde Kadın İmgesi: “Evdeki Melek”

Viktoryen dönemde ‘Evin Meleği’ ideali, kadını fedakâr ve itaatkâr bir role hapsetti. Gilman ve Woolf bu miti sorgulayarak özgür kadının sesini aradı.

Jane Austen ve Aşkın Sosyal Eleştirisi

Jane Austen, romanlarında aşkı sadece romantik bir duygu olarak değil; statü ve kadınların konumu üzerinden ele alarak dönemin evlilik anlayışına eleştirel bir bakış atar.

Shirley Jackson’ın Amerikan Gotik Edebiyatındaki Yeri

Shirley Jackson, Amerikan gotiğine modern bir ses getirmiş ve kalıcı bir iz bırakmıştır.

Editor Picks