“Gölgesini kaybeden insan, gölgenin kendisine dönüşür. “
Alper Kamu Oğullar Ve Rencide Ruhlar’dan sonra macerasına Cehennem Çiçeği ile devam ediyor. Birinci kitabı okumayanlar, (ki bende okumadım) sıkıntı etmeyin. İkinci kitap, birinciden tamamen bağımsız.
Alper, amcasının ölümünün ardından, babası ile amcasının dairesine yaptığı ziyarette esrarengiz bir kart ve bir alyans bulur. Alyansın içinde yazan isim amcasının çok sevdiği eşine ait değildir. Yüzükte yazan isim, Adalet’tir.
Kimdir bu Adalet?
İkinci bir olay ise, Alper’lerin karşı apartmanını taşınan yeni komşuların çocukları Ümit kardeşini öldürdüğünü Alper’e anlatır.
Küçük bir şok yaşayan Alper bu ölümün arkasındaki sır perdesini öğrenmek için üstün zekasını kullanır.
Bir yandan gizli kalmış bir aşk, diğer taraftan çözülmesi beklenen bir ölüm vakası ve mahalleler arasında gerçekleşen kavgalar…
Beş yaşındaki bir çocuk bunca olayın altından nasıl kalkar, nasıl bir zeka ile işleri sonuca ulaştırır, neler düşünür?
Bir çok sorunun cevabını okudukça anlıyor, çorap söküğü gibi arka arka çözülen olayları Alper’in zeki ve kıvraklığı sayesinde sonuca ulaştıyorsunuz.
“Devinimin olduğu yerde ışık, ışığın olduğu yerde kaçınılmaz biçimde gölge vardır. hayat ışıkla mümkünse de, hayatın anlamı gölgelerde saklı durur. “
Yazarla tanışmama vesile olan Cehennem Çiçeği, damağımda ayrı bir tat bıraktı. Cümlelerin arkasında gizlenen küçük mesajları iyi veren, okuyucuya değişik bakış acısı yaratan Alper Canıgüz’ün tarzını sevdim. Bu yorumu hazırlarken de Kan ve Gül’ü okuyorum. Onun yorumunu da yakında paylaşmış olurum.
Zekilikte zirveye ulaşmış beş yaşındaki Alper Kamu’nun polisiye macerasını okuduğunuz Cehennem Çiçeği romanı bende su gibi akıp sonu bulan kitaplar arasında yerini aldı.
“Bütün aşklar küllenir, bütün babalar ölür, bütün hikayeler biter. Birinin yıkıntıların nöbetini tutması gerekir; işte o yüzden, biri hariç, bütün çocuklar büyür. “