Bir Anadolu Melodisi: Kuşlar Yasına Gider | 20 Alıntı

spot_img

Banyoya kıstırdığı bir kadınla, neye uğradığını şaşırttığı gencecik bir öğrenciyle empati kuramayan bir adam, insanın derin çelişkilerine, kaygılarına ne dereceye kadar “gerçekten” nüfuz edebilir? Bunca riya, sözcük ve metafor dağlarının arasından sızıp eserin ruhunu kirletmez mi? En basit, ilkel sorunlarını çözememiş kişinin kurduğu dünya bu çiğlikten nasıl münezzeh olacak?

Alçak adamların yüksek edebiyatı – Zehra Çelenk – Gazete Duvar

Gazete Duvar’da Hasan Ali Toptaş’ın ve edebiyat dünyasındaki diğer taciz konularını ele aldı.

Bu yazının üstü “edebi” kişiliğini kullanarak kadınları taciz eden Hasan Ali Toptaş hakkında olduğu için üstü çizilmiştir.

Hasan Ali Toptaş, 2016 yılında yayımlanan Kuşlar Yasına Gider isimli romanında bizi sıcacık, unutulmaya yüz tutmuş Anadolu türküleriyle bezeli bir yolculuğa çıkarıyor. Bu keyifli yolculukta yüreğimize dokunan bazı satırları sizinle paylaşıyoruz, keyifli okumalar!

  1. “Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve az evvel dediğim gibi ,gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü.” (sf.32)
  2. “Bir vakit, ikimiz de sustuk. Neden sustuğumuzu bilmiyorum ama o an telefondaki sessizlik ikimizden doğmuyormuş gibi geldi bana Sessizlik kılığına bürünmüş başka bir şey vardı sanki, aramızda, öylece duruyordu.” (sf.71)
  3. “Yahu, dedi babam hıçkırıklarının arasından; o insanların yüzleri var ya yüzleri, dağıttıkları çaydan daha sıcaktı.” (sf.82)
  4. “İnsan dediğin bir tek yapraktır.” (sf.91)
  5. “Daha yüksekte de, insanda çaresizlik ve yalnızlık hissi uyandıran yıldızlar vardı; irili ufaklı, uzak uzak yıldızlar.” (sf.114)
  6. “Onu hayata bağlayacak köprüyü inşa ediyorduk aslında; Musa’nın rehberliğinde, dünyanın derinliklerine doğru giden, kendisi kısa ama anlamı uzun bir yol açıyorduk.” (sf.122)
  7. “Ben az öteden, onlara bakıyordum o sırada;kısa görünen uzun bir cümleye, etkisi aylar sonra hissedilecek olan hüzünlü bir sahneye ya da derinliği yüzeyine gizlenmiş, kenarları günlük hayatın meşgalesiyle çevrili muhteşem bir resme bakar gibi bakıyordum.” (sf.123)
  8. “Sen onu Allah’a havale et! En münasip zamanda en isabetli silleyi Allah’tan başka kim vurabilir?” (sf.144)
  9. “İçimden kalkıp babama sarılmak geçti aslında ama yapamadım bunu, baktım sadece. O da bana baktı gözlerini hiç kırpmadan. O an, birbirimize bakışlarımızla sarıldık sanki.” (sf.145)
  10. “Çünkü, diye devam etti babam; hırs atına binenler, çoğu kez ne vakit düştüklerini anlayamazlar.” (sf.145)
  11. “…ne günlere kaldık, hayır da işleyemiyoruz artık.” (sf.149)
  12. “O derin ve yitik sesleriyle hem kendi içlerini hem gökyüzünü oyuyorlardı sanki. Ya da zamanın orasına burasına, sesten çiviler çakıyorlardı.” (sf.150)
  13. “Öyledir, dedi Zübeyir; bazı insanları yara öldürmüyor muhatapsız kalmak öldürüyor.” (sf.167)
  14. “Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.” (sf.194)
  15. “Ee, dedi Zübeyir, babama doğru dönerek; büyük ihtiyaçların küçüldüğü, küçük ihtiyaçların büyüdüğü döneme yaşlılık diyorlar…” (sf.204)
  16. “Yaşlılık, kısa mesafelerin haddizatinda ne kadar uzun olduğunu görme vakti.” (sf.204)
  17. “Böylece ben türkülerin içinde ilerledim saatlerce , türküleri tırmanıp türkülerden indim, türkülerden geçtim, türkülerde mola verip türkülerden hareket ettim…” (sf.212)
  18. “Diyeceğim şu, dedi babam kelimelerin üstüne basa basa; sana aldatılmak yakışırdı zaten, öteki türlüsü yakışmazdı.” (sf.228)
  19. “Dünya gözyaşlarımın içindeydi artık…” (sf.245)
  20. “Birisi önümde durup, hüküm Allah’ın, başın sağ olsun, dediğinde babam yeniden ölüyordu çünkü.Sonra bir başkası geliyor yeniden, bir başkası geliyor yeniden,yeniden, yeniden ölüyordu..” (sf.246)

Kuşlar Yasına Gider – Hasan Ali Toptaş

                                                                                             Everest Yayınları

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.