Zeynep Onat Söylenti Dergi’nin Konuğu Oldu!

spot_img

2019 yılının Mart ayı sonunda çıkarmış olduğu ilk single’ı “Geri Dönme” ile müzik dünyasına hızlı bir giriş yapan Zeynep Onat; arayı açmadan çıkarmış olduğu diğer şarkıları, Hükümsüz Aşklar ve Geçer Gibi’yi müzikseverlerle buluşturdu. Birçok müzik yarışmasında dikkatleri üzerine çeken Onat; halihazırda almış olduğu müzik eğitimiyle sanatını icra ederken, aynı zamanda piyano eğitimi vererek genç müzisyenlerin yoluna ışık tutuyor. Dijital platformların neredeyse hepsinde eserlerine ulaşmanın mümkün olduğu sanatçı, pandemi döneminin bitişiyle yeni single hazırlıklarına başlayacağını bildirdi. Söylenti Dergi’nin röportaj konuğu olan Onat, kendisi hakkında merak edilenlere yanıt verdi.

1- Sahnedeki Zeynep Onat ve gerçek Zeynep Onat olarak ayırmamız gerekseydi, bu iki ruh arasındaki farkları bize nasıl anlatırdınız?

Şarkı söylemek benim hikayem derim her zaman. Bende yarattığı etki paha biçilemez, kendimi en özgür kıldığım ve en derinlere inebildiğim bir alan. Sahnede olan Zeynep, bu duyguları yaşayan ve yaşatan kişi, gerçek Zeynep ise bundan çok farklı değil aslında. Durumlar ve olgular farklı sadece ama ikisi de aynı.

 2- Müziğin sadece eğlenceden ibaret olduğunu düşünmek mümkün mü?

Asla. Müzik kendi içinde bir sürü kategoriye ayrılıyor zaten, tabii bunların içinde sizi eğlendiren mutlu eden, bir çoğu sizi alıp olmayı çok istediğiniz yere sürükleyen, ağlatan, yalvartan ve bağıra bağıra söyleten türden oluyor. Bu şekilde de olmalı ama sadece eğlenceden ibaret demek müzik sektörüne, türlerine ve bunu en içten yapan sanatçılara haksızlık olur.

3- Bir gün müzik yasaklansaydı ne yapardınız? Bu bir toplumun devrimine yol açabilir mi sizce?

– Bunun düşüncesi bile çok can yakıcı ve acı. Her şey biter ama müzik susarsa herkes susar ve asla ruhen iyileşemez duruma geliriz. Bir toplumun devrimine değil; çöküşüne bile sebep olabilir.

 4-Hayatınızdan müziği çıkarmak zorunda kalsaydınız ne yapardınız?

Seslendirme yapmak isterdim. İnsanlarla yüz yüze olabileceğim alanlara yönelirdim sanırım, yine sanatın bir ucundan yakalardım mutlaka.

5- Sizce iyi müzik diye bir şey var mıdır? Müziğin kalitesini belirleyen enstrümanlar ya da solistin sesi midir?

– Kesinlikle var. Bunu şu şekilde açabiliriz; ortaya bir eser çıkarıyorsunuz ve bunun üzerinde bir sürü işlem uygulanıyor en iyi hale gelebilmesi için. Birinin sesi çok iyidir ama alt yapı kötüyse inanın bir anlamı olmaz, ama düzenleme muazzam bir şekilde yapılır ve müzik sizi alıp götürürse, üzerinde durduğunuz sesin iyiliği ya da kötülüğü size pek dokunmaz. Bir şarkı düzenleme esnasında vezir de olabilir rezil de. Bu çok ince ve önemli bir durum her şeyin yerli yerinde olması hem sanatçıyı hem Aranjör’ü (şarkıyı düzenleyen) mutlu eder. Çalınan davulu, üflemeleri, kemanları daha bir çok enstrümanı çok iyi seçip şarkıyla harmanlamak, uyum yakalamak mühim iş.

6- Şarkılarınız belki de birilerinin hayatını değiştirecek; sizin hayatınızı değiştiren bir şarkı oldu mu?

-Birçok şarkı oldu aslında ama bazı şarkılar sizde öyle bir etkiye sahiptir ki içinde yer alan sözler olmaz mesele; mesele bütüne aşık olmak olur. Benim de hayatıma dokunan şarkı; Tarkan-Unut Beni.

 7- Dünya’da ve ülkemizde çok fazla genç müzisyen yetişiyor, aslında biraz da geleneksel müzik tarzını değiştiriyorlar. Bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

– Aslında burada müziğin ne kadar güçlü ve evrensel olduğunu bir kez daha görmüş oluyoruz. Müziğin sürekli değişmesi ve bunu her seferinde başka bir ilham ışığına sahip birinin ortaya çıkarması; açıkçası bana heyecan veriyor ama kaliteden ödün vermeden yapmak gerekir.

8- Sizce müzikte kurallar var mıdır? İyi bir müzik eğitimi aldığınızı biliyoruz ve size öğretilen müzik, kurallarla çevrili miydi?

Kurallar çerçevesi; müziğin eğitim kısmında elbette daha çok devreye giriyor. Ben Lise ve Üniversite’de müzik bölümü okuduğum için, temel eğitimin önemini daha iyi anlayabiliyorum ve kendimi bu yüzden şanslı hissediyorum. Bunu şu anki durumuma yormak gerekirse eğer, tabii ki bu sektör içinde de belirli kurallar var ve bunlara uymadığın sürece, karşıya aktarılan eser kalitesinden ödün vermiş oluyor maalesef. Bizdeki durum şu; özgürce en güzel duygularla yazılan ve sonrasında kurallara yakıştırılıp kusursuz  hale getirilmeye çalışılan bir eser oluyor, çokta güzel oluyor.

 9- Bizim çok değerli sanatçılarımız var; türküleriyle büyüdüğümüz ve hala izlerini taşıdığımız, mesela Neşet Ertaş. Sizce değerini kaybetmiyor olmasının nedeni nedir?

-Ben yıllarca sanat müziği ve halk müziği alanında şarkı söylemiş biri olarak; kültürel bağlarımızı oluşturan bu değerli müzik türlerine sahip çıkmaya çalışıyorum. Birçok insan gibi. Bir insanın kalbinden kopanı şarkıda da türküde de hissedersiniz aslında çok söze gerek yok, içimize kazınan ya da uçup gidenin etkisi bellidir. Neşet Ertaş bunun öncüsü ve kahramanıdır, anlatılmaz sonuna kadar yaşanır ve yaşatılır.

 10-İkinci singlenız olan Hükümsüz Aşklar’ da şöyle bir yer var; Başka son yazdım içimde, parçalandım gitme, gitme kal diye yalvardım .. Sonunu kendimizin belirleyemediği kararları müziğe yansıtmak nasıl bir his?

– Muhteşem bir his. İşte tam da bu noktada müziğin nasıl kalıcı bir etkiye sahip olduğunu görebiliyoruz. Sonunu da yazarsın, başa da sararsın hayatı. Şarkıda kalır bütün izler, sen bitsen de inanın o seni bitirmez.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.