Virginia Woolf, İngiliz edebiyatının en önemli yazarlarından birisidir. 20. yüzyıl edebiyatına Kendine Ait Bir Oda, Mrs. Dalloway, Jacob’un Odası, Deniz Feneri, Dalgalar gibi eserleriyle imzasını atmıştır. Bu sürecin en arınmış ve aynı zamanda en yoğun eserlerini yazmıştır. Edebiyat tarihine bıraktığı izin yanı sıra, hayata veda edişiyle de akıllarda iz bırakır; ceplerine taş doldurur ve kendini sulara bırakır. Eşine de “Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum.” diye başladığı mektubu da bırakarak…
Yazdıkları her okur için aynı şekilde anlaşılmaz, aynı hisleri ve düşünceleri bırakmaz bireyde. Onun yazdıkları genelde depresif bir düşünce denizidir. Herkes bu nedenle aynı keyfi alamaz ya da herkes tarafından okunmaya uygun değildir. Yazmak ve okumak onun için varoluşsal bir durumdur.
Danell Jones’u kitabı, Virginia Woolf’un düşünce tarzını, hayat şeklini temele alan bir kitap. Woolf için yazmanın bir yaşam biçimi olarak gördüğünü anlatan, ona karşı ön yargıları kıran bir eser. Kitap bizi 21. yüzyılda bir yazarlık kursuna götürüyor. Üstelik kursun hocası da Virginia Woolf. Kitap, onun mektuplarından, önemli notlarından, makalelerinden hareketle oluşturulmuş. Bu sayede onun anlatılarıyla, yazmanın inceliklerini, detaylarını ve tüm naiflikleri Woolf’un kendi dilinden öğreniyorsunuz.
“Muhakkak günlük tutun, her gün bir şeyler yazdığınız defteriniz olsun.”
Kitapta Woolf’un kedisiyle olan iletişimden, günlük hayatındaki halinden birçok detayı okuyorsunuz. Yazar bu kitapla Woolf’un, yazmanın herkesin hayata tutunabilecek bir eyleme dönüştürebileceği görüşünü somutlaştırıyor. Yazmak sadece elit bir kesimin elinde değil, herkes tarafından yapılabileceğine değiniyor. Yazarın özgür hissetmesi gerekliliğinin önemine de değinmeyi unutmuyor. Ayrıca Jones’un bu eseri, Woolf’un her an intihar edebilme fikrine sahip olduğu puslu tanıma karşılık, onun neşesine, yaşama dair birçok eylemi severek yaptığına da değiniyor. Yani bir bakıma, Virginia’ya olan bazı ön yargılı düşünceleri de kırıyor.
Feminist düşüncede Woolf’un yerinin önemini bilmeden olmaz. Kadınlara kendilerine ait bir odaya sahip olmanın oldukça önemli olduğunu dile getirir Woolf. Varoluş savaşının yanında toplumsal cinsiyet bağlamında onun ismini duymak ve duyurmak oldukça önemlidir.
Bu kitap, Virginia Woolf’un varoluşu anlamlı kıldığı eylemleriyle, düşünceleriyle dolu. Hayatta kalmanın bir yolu olarak yazmayı ve bunun önemini okuyoruz satırlarda. Yazmak denilen şey, seçkin ve elit bir eylem olmaktan çıkıp, yaşamın bir parçası haline gelmektir ona göre. Woolf’u seven okurlar için güzel bir kitap olacaktır. Onu romanın bir karakteri olarak görmek ve bilmediğiniz düşüncelerini, hayata dair zevklerini okumak sizi oldukça keyiflendirecektir. Bu yazıyı da kitabın arka kapağında yer alan tanıtımla bitirelim:
“Ünlü İngiliz yazar Virginia Woolf’un yazarlık ve yazma sanatı üzerine düşüncelerinden esinlenerek bir atölye kurgulayan Danell Jones, yedi önemli başlıkta, yazarlık için heyecan taşıyanlara yol gösterecek bir rehber sunuyor. Yazar adaylarına disiplinli olmayı öğütleyerek onları motive ediyor. Her bölümün sonunda Woolf’un kendi yazı alıştırmalarından seçtiği örneklerle tavsiyelerini destekliyor. Virginia Woolf’un günlükleri, kurgusal metinleri ve denemelerinden özel alıntılarla, incelikle kurgulanan eser, Woolf’u gerçek bir sınıfta, ders anlatırken hayal etme fırsatı sunuyor okura. Dünya edebiyatına yön vermiş bir kalemin izinde; yazmak ve yaratmak üzerine yol gösteren Virginia Woolf’tan Yazarlık Dersleri, gözden geçirilmiş yeni baskısıyla “kendine ait bir oda”nın kapısını aralıyor.
(Tanıtım Bülteninden)”
Timaş Yayınları