Varoluşçuluk Üzerinden Yeraltından Notlar İncelemesi

Yeraltından Notlar, üzerinde oldukça fazla incelemeler yapılan eserlerden biri. Yazıldığı dönemin çok çok ilerisinde olan dahiyane bir kitap. Bu nedenle fazlasıyla kıymeti bilinmesi gereken eserlerden birisi.

Kitap hakkında kısaca bahsedecek olursak; iki bölümden oluşuyor. İlk kısım “yeraltı”, ikinci kısım ise “notlar” bölümü. İlk kısımda yaratıcı monologlar ile derin bir şekilde psikolojik analiz yapıldığını söyleyebiliriz. Okurken bana Oğuz Atay’ı anımsattı. Diğer kısımda ise, ilk bölümdeki anlatıya vurgu yapacak şekilde bir hikaye okuyorsunuz.

“Etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız.”

Yeraltından Notlar, varoluşçuluğu barındıran ilk eser olarak sayılmakta. Özellikle varoluşçuluğun yaşam üzerine temellenmesini karakter açısından ele alan bir kitap. Sadece edebiyat alanında değil felsefe alanında da oldukça önemli. Yazıldığı döneme ve yazılanlara bakıldığında önemli detayın çok önceden cereyan ettiğini söylüyoruz. Örneğin, kitaptaki psikolojik analizler ve yansımaları çok güçlü olmakla birlikte, Freud’un psikanaliz olgusundan çok daha önce yazılmış olduğunu dile getirmemizde bir sakınca olmaz. Aksine fazlasıyla ilginç ve dikkat çekici detaylardan birisi.

Kitabın karakterine göre, modernite dönemindeki insanının belirli bir karakteri yoktur. 19. yüzyıl insanı ahlaki bakımdan karaktersiz olmalıdır, bu bir zorunluluktur. (Karaktersiz ifadesi, kitaptaki karakterin dile getirdiği şekilde aktarılmıştır. Ancak, modernite dönemindeki varoluşsal olguları göz önünde tuttuğumuzda bu durumu ‘karaktersiz’ kelimesiyle açıklamak yanlış olacaktır. Aslında anlatılmak istenen, doğaya ve öze karşı bir durumdur. Varoluşsal sancıların merkezine inip, insanın başlangıçta sorduğu sorularla birlikte sorgulamaktır. Gerçi insan, varlığının ilk anında sorgulamaya başlamış mıdır, burası da üzerinde düşünülmesi gereken noktalardan birisidir.)
Çifte kişilik teması Dostoyevski’nin Öteki kitabındaki karakterde olduğu gibi Yeraltından Notlar kitabındaki karakterimizde de görülür. Ayrıca, varoluşsal açıdan değerlendirirken Sartre, Camus, Goethe gibi düşünürleri de belirtmeden geçmemeliyiz. Varoluşun felsefesini iyi özümseyip bu kitabı tekrar tekrar okuyup özümsemek daha faydalı olacaktır.

“Tembellik, bütün kusurların anasıdır.”

Türk edebiyatındaki Lüzumsuz Adam, Aylak Adam kitaplarının ana karakterlerindeki gibi bir flaneur kavramını bu karakterimizde de görüyoruz. Aslında bu tipteki kişilerin edebiyata yansımış ilk hali Yeraltından Notlar’daki karakter denilebilir. Modernleşme süreciyle birlikte gelişen iş olanakları, değişen çevre bireyi yabancılaşmaya doğru itmiş ve hem fiziksel hem de psikolojik olarak birçok yeni olgular insan hayatında yer edinmeye başlamıştır. Kişinin kendisine yabancı hissetmesiyle birlikte, işe yaramaz olma gibi negatif sıfatlar altına girme korkusu bireyleri daha çok varoluşsal gerçeklikleri sorgulamaya itmiştir. Yeraltından Notlar, insan doğa ilişkisi açısından da ele alınması gereken bir baş yapıttır. Çünkü, değişen dünya ve değişen bireylerin çeşitlenmesini ve bireylerin sorgulayıcı düşüncelerde bulunmasını sayfalarda görüyoruz.

“Her insanın hatıralarında, herkese söyleyemeyeceği, ancak dostlarına söyleyebileceği taraflar vardır. Hatta dostlarına bile açılamayacak, insanın yalnız kendine saklayacağı sırları da bulunur. Bunlardan başka, kendi kendimize bile açmaktan çekindiğimiz konular da vardır ki, bunların sayısı şerefli bir insanın dağarcığında bile hayli kabarıktır.”

Kitap için daha çok yalnız kalanların kitabı diyebiliriz. Nasıl ki kafamızın içinde tek başımıza bir haldeyiz, aynen öyle bir anlatımı var bu yapıtın. Derinden sarsan düşünceler beyninizin kıvrımlarında dolaşıyor. Üslubu ne çok kolay ne de çok zor okunacak türden, ikisinin arası.
Kesinlikle tavsiye ediyorum, birkaç yıl arayla tekrar tekrar okunacak eserlerden…

Zeynep Gizem Eskici
Zeynep Gizem Eskicihttp://instagram.com/siyahbeyazkutuphane
"küçük hanım yine hayaller peşinde... küçük bir hanım olamayan küçük hanım"

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Jane Eyre Hangi Şarkıları Dinlerdi?

Gelin, hep birlikte Jane'in muhtemelen profilinde herkese açık paylaşmayacağı, yalnızca kendisinin erişebileceği müzik listesine ulaşmaya çalışalım!

Epik Fantastik Türüne Giriş ve Kralkatili Güncesi Evreni

Epik fantastik türüne derinlemesine bir bakış ve Kralkatili Güncesi ekseninde modern mit yaratımının izleri...

Söylenti Sinema Şeridi: Direniş ve Özgürlük Ayı

Hayatın içinden beyaz perdeye taşınan zorluklar, yaşam mücadelesi ve daha nicesinin işlendiği film önerilerimiz.

Yerel ve Evrenselin Birlikteliği: Çağdaş Moda Tasarımlarında Anadolu İzleri

Moda dünyasında sürdürülebilirlik ve özgünlük arayışı giderek daha fazla tasarımcıyı yerel ve kültürel unsurlara bakmaya yönlendiriyor.

Met Gala 2025: Moda Dünyasında Dikkat Çeken Kültürel Tema

Met Gala 2025, kültürel teması ve "Black dandyism" vurgusuyla moda dünyasında kimlik ve stil hakkında güçlü mesajlar verdi.

Ölü Ozanlar Derneği Hangi Albümle Eşleşir?

Sistemin duvarlarını şiirle yıkan bir film ve notalarla öfkesini haykıran bir albüm: Ölü Ozanlar Derneği ve The Wall’u birlikte inceliyoruz.

Terapide Kaybolmak: “Beyaz Psikoloji”den Kültürel Uyum Arayışına

Batı merkezli terapi yaklaşımlarının kolektivist kültürlerde neden uyumsuzluk gösterdiğini "beyaz psikoloji" kavramı üzerinden inceledik.

Orta Çağ Avrupası’nda Moda, Sağlık ve Hijyen

İnsanın kendini eğitmesi, araştırması ve en önemlisi sorgulaması kadar güzel bir şeyin olmadığı dersini veren Orta Çağ Avrupası'ndan bir soru: “Siz hangi çağda yaşıyorsunuz?”

Crash (1996) Film İncelemesi: Bedenin Arzuyla Çarpışması

Cronenberg’in Crash filminde beden, arzu ve makina birleşir; kaza, hem haz hem dönüşüm alanına dönüşür. Film, gerçekliğin simülakra evrildiği bir evren çizer.

Söylenti Aylık Frekans

Mayıs ayını taçlandıracak müzik önerileriyle karşıladığımız Söylenti Frekansı sizlerle!

Editor Picks