Tezer Özlü, varoluşçu ve hayatla ölüm arasındaki ince çizgide gelip gider. Kitaplarında kendi hayatından bahseder. Ondan bahsederken, Türk Edebiyatının gamlı ya da nostaljik prensesi denilir. Kendisinde Oğuz Atay’ın iç dünyasının bir benzerini bulmak mümkün… Bu yazımızda Tezer Özlü’nün kitaplarına kısa kısa uğrayarak onun kaleminin genel bir çizgisine birlikte bakalım:

İlk durağımız olan “Çocukluğun Soğuk Geceleri” kitabında aile ortamını, büyüdüğü şehirlerin izlerini görmek mümkün. Bu kitap, ince olmasına rağmen kendisi hakkında birçok şey öğrenmemizi sağlıyor. Kafka’ya olan sevgisini de ilk bu kitabında görüyoruz. Ayrıca, cinsellik üzerine de oldukça cesur şekilde değinmiş. Çünkü, Tezer Özlü yaşamdaki tüm sınırlara karşı olan, toplumdaki birtakım yargıları hiçe sayabilen birisi.

Daha sonra, “Yaşamın Ucuna Yolculuk” kitabına gelelim. Bu kitapta, Tezer’in edebiyata olan sevgisi daha da artıyor ve nice yazarları keşfediyor, fakat üç tanesi var ki onlar hayatının parçası oluyor. Bu kişiler; Svevo, Pavese ve Kafka. Bu üç kişiyi hep yanında taşıyor, öyle güzel seviyor. Ayrıca ilk intihar girişimini de bu kitabında okuyoruz. Zaten bu kitabın asıl adı “Bir İntiharın İzinde” olmakla birlikte Türkçeye çevirirken Ferit Edgü’nün önerisiyle şimdiki adını almış:
“Sevgili Tezer,
‘Bir İntiharın İzinde’ yürüyorum on gecedir. (…) Bana yaşamın ucuna yapılan yolculuk gerek. Bu yolculuğun bir türü olur mu?
Kitabına ne güzel yakışırdı YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK.”
(s.40-41)
“Sevgili Ferit,
…
Yaşamımın bu önemli döneminde beni hiçbir şey sözlerin kadar yüreklendiremezdi. (…) Mektubun, yaşamımın en sevindirici olaylarından biri. Sen her şeyi iliklerinde duymuşsun, ben başka ne diyeyim.
…
ve ben gerçek bir yazma krizi içinde yazdım, yeryüzünden hiçbir şey algılamadan, edebiyat dışında, duygular dışında. Bu yüzden, YAŞAMIN UCUNA YOLCULUK, dediğin gibi iyi bir ad.”
(s.44)
Kitapta, Avrupa’yı otostop ile gezişinden ve sevdiği üç yazarın öldükleri kentlere iki haftalık yolculuğundan bahsediyor. Ayrıca yaşadığı evliliklerden, çok sevdiği kızından da bahsediyor ve yaşadığı hastalıklardan da…

Son olarak, “Kalanlar” kitabına geliyoruz. Ferit Edgü bu kitap için “Acılarından kalanlardır bu kitapta okuyacaklarınız.” der, kitabın başındaki önsözde. Bu kitapta kısa anılarını, dergilerdeki yazılarından birkaçını, zihnindeki en güzel cümlelerini görmek mümkün. Okumak için okuması kolay ama düşünmek için okuması zor olan kitaplardan. Zaten Tezer’i anlamak ve özümsemek de böyle değil midir?
Eğer Tezer Özlü ile henüz tanışmadıysanız bahsedilen ilk iki kitabı okumanızı öneriyoruz. Onu sevip hayatına dokunmayı biraz daha isterseniz diğer kitabı kendiliğinden aklınıza düşecektir. Ferit Edgü ve Leylâ Erbil ile dostlukları kitaplarının sayfalarına yansıdığı gibi mektuplarına da yansımış. Bu kıymetli yazarların mektuplarını okudukça, onları daha iyi özümsemeniz beraberinde gelecektir. Bahsedilen kitapları da şöyle bırakalım:

“Her şeyin sonundayım” kitabından alıntılar okumak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.


