Türk Edebiyatı’nın Ulu Çınarı Yaşar Kemal’den 20 Şiir

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

Şaşırtıcı imgelemi, insan ruhunun derinliklerine nüfuz eden kavrayışı, anlatımının şiirselliğiyle yalnızca Türk romanının değil dünya edebiyatının da önde gelen isimlerinden biri olan Yaşar Kemal; ilk gençlik yıllarında, hikâye ve romandan önce şiir yazmaya başlayan, romanlarıyla devleşen bir isimdir. Yazarın şiirleri Güven Turan derlemesiyle “Bugünlerde Bahar İndi” adlı kitapta toplanmıştır. Kitapta, Yaşar Kemal’in; “şiir bir çığlıktır; bastırılamayan bir çığlık” sözünü haklı çıkaran şiirler yer alır.

“Daha okuryazar olmadan işe şiirle başladım, Karacaoğlan gibi olma niyetiyle olacak. Sonra okula gittim, ilkokulda yaşlı halk şairleriyle çakıştığımı anımsıyorum. Hâlâ Kadirli’de bugünleri anımsayanlar var. İlk şiirimi söyledim ya, kötü bir şiirdi, Adana’da çıkan bir dergide yayımladım, on altı yaşındaydım. Sonra şiirlerimi Türkiye’deki birçok dergide yayımladım. 1963’e kadar şiir yazmayı sürdürdüm. Daha da arada sırada yazıyorum, çok da yazmak istiyorum. Belki de bir gün şiirlerimi, yenilerini de katarak kitap olarak çıkarabilirim,” der Yaşar Kemal bir söyleşisinde.

28 Şubat 2015 tarihinde aramızdan ayrılan edebiyatımızın ulu çınarını ölüm yıl dönümünde saygı ve rahmetle anıyoruz.

1. BEKLE

Elbet bir gün, bütün çiçekler beyaz açar
Hür ve mes’ut bir şarkı halinde
Penceremizden uzanır nur.
İstediğimiz şekilde doğar gün,
Dilediğimiz gibi yağar yağmur.

Gök yüzüne hayranlığımız biter;
Kapımıza çırılçıplak gelen bahar,
Bir tohum halinde toprağa düşer.
Bizim için başka türlü eser rüzgâr
Bahçelerin aşinalığı artar.
Herkes gibi biz de doyasıya yaşarız hayatı

Yıldızlar dilimizle konuşur.
Elbet bir gün, bizim de sevgilim
Köyümüzde beyaz badanalı, bir evimiz olur.

2. GÜZELLEME

Rüyan, pınarlarda buğulanan nur,
Sevgin sırma sırma dökülen şafak.
Seninçin ekini öpüyor yağmur,
Tarlada seninçin büyüyor başak.
Çiçekli yaylası ve berrak sular;
Gözlerinde duman duman arzular
Menevşe kokulu saçına bahar
Beyaz fecirlerden örtüyor duvak

Dokuduğun gülle işlenmiş gölgen
Umudunu iplik iplik eğirsen
İnce, taze bir sabahla gerinen
Çiğdem çiçekleri aşkına kundak

Çiğlerle yıkıyor gün seherini
Sabah gönderiyor davetlerini
Seninçin en leziz nimetlerini,
Sofra sofra açan şu kardeş toprak

3. YALNlZLIK

Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yerdesin.
Su olsan kimse içmez,
Ölür de susundan
Yol olsan kimse geçmez,
Sarp kayalara uğratır da yolunu
Elin adamı ne anlar senden?

Çıkarsın bir dağ başına,
Bir ağaç bulursun
Tellersin pullarsın
Gelin eylersin.
Bir de bulutları görürsün, bir de bulutları görürsün
Bir de bulutları görürsün
Köpürmüş gelen bulutları
Başka ne gelir elden?
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı
Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı!

4. OY BENİ BENİ

Can olaydın, Can!
Kara toprak sen olaydın.
Senden fışkıraydım,
Aydınlık bir su gibi.
Bir kara orman gibi.

5. BU TÜRKÜ BİTMESİN

Bu türkü bitmesin bu dağlarda;
Büyüsün başaklarda arzular.
Yağsın bu yağmur sebepsiz
Üstüne saf çocuk rüyalarının.

Bu türkü bitmesin bu dağlarda;
Toprak öpsün mavi göğü, gözlerinde dağ kızlarının.
İmrenip şehvetine maviliğin, kucaklasınlar boşluğu çobanlar.

Bu türkü bitmesin bu dağlarda;
Harman yerinde kalan rüyalarımız
Filizlensinler bir yaz sonu,
Ve uyusun kuş yuvalarında
Unutulan hatıralar.

Bu türkü bitmesin bu dağlarda …

6. KARASEVDA

Venüsü Seviyorum,
Bu ilk aşık oluşumdur bir kadına.
Bu bir şarkının sebepsiz söylenişi,
Güz yapraklarının toprağa dökülüşü gibidir.

Venüsü seviyorum,
Masmavi arzuların eskidiği
Yıldızlı gözlerden huzuru
Ve mermer dudaklardan ebedi sükutu
Çalacağım bir gece yarısı.

Venüs yıldızım koynunda uyuyan
Bebeklerin pembe rüyalarıyla beraber,
Yeşil bir bahar sabahı, aşkım çiçek açacak dallarda.

 

7. SERENAT

Yağmur yağyor
Harman yerindeki karınca yuvalarına;
Bebeklerin uykuları gibi ince,
Bir yağmur.
Büyüyor karınca yuvalarında
Başak boyunca huzur.

Yağmur yağıyor
Şu beyaz papatya çiçeğindeki
Aşkımın üstüne.
Ve gün vuruyor bu öğle vakti
Tarlamın çitine.

Yağmur yağıyor,
İçimdeki göklerden,
İçimdeki toprağa, nurdan.
Bir ağ örüyor gecelerimin üstüne
Örümcekler huzurdan.

Yağmur yağıyor,
Balatlardan bir yaz uykusu.
Yağmur yağıyor;
Ve açıyor kır çiçeklerinde
Bembeyaz toprak kokusu.

8. TALİH

Gün vurdu dağların ardına
Göğün maviliğini
Özlediğimiz an
Gün vurdu dağların ardına
Sabah buram buram tüttü
Bacalardan

Terketti yuvaları kuşlar
Dudaklarda şarkılar güldü
Köy çocuklarının topladığı yıldızlar
Harman yerine döküldü
Nura büründü başaklar
Taze bir ninniyle gerindi toprak
Alınlarda billur ter damlaları
Ve sebepsiz yaşamak

Gün vurdu dağların ardına
Bir sabah buğusu halinde huzur
Dağıldı tarlalara
Gün vurdu dağların ardına
Yaban gülleriyle büyüyen talihim
Selam durdu bahara

9. BİR ARZU GÜNÜ

Gel seninle bir cenup şehrinde buluşalım.
Ağaçlar çiçek açtığında,
Bahar güldüğünde,
Bir sel halinde yıldızlar
İçimize döküldüğünde.
Aşktan yana iyilikten konuşalım.
Üstümüzde sarhoş bir gökyüzü,
Altımızda mes’ut bir toprak.
Ne güzel olur bilir misin?
Orda seninle yaşamak.
Yeter artık
Ben burada rahat değilim.
Gel seninle bir cenup şehrinde buluşalım.
Gel anam – babam, gel kardeşim, gel sevgilim.

10. MASAL

Köy çocukları,
Diz dize vererek
Koyu söğüt gölgelerinde
Peri masalları söyler,
Peri masalları dinlerdik …
Söğüt dallarında
Peri kanatları asılıydı …
Samanyollannda,
Peri mezarları vardı.
Hepsini görürdük
Bir damla kan
Ve bin damla gözyaşı
Var sanırdık …
Kanı alnımıza sürer,
Göz yaşiyle yıkanırdık,
Ekmeğimizi dürer,
Kan kuruyunca alnımızda
Ağaç matramız yanımızda,
Köye dönerdik …

11. KORKU

Bakışlar erir.
Ömürler söner.
Dünya yine
Yine döner …

Yazık ki ben,
Kaldırımlarda,
Sürüklenen
Papuçlarımın,
Bir ağızdan
Söyledikleri şarkıyı
Duyamam ikinci defa …

12. MAĞOSA ‘YI TAVAF

Namık Kemal için

Küçülmüş küçülmüş te güneş
Küçülmüş yedi ülker olmuş
İnmiş toprağa
Olmuş ta bir parça alev
Giriyor o mabede.

Ve hüzünlü dallarda kuşlar,
Söylüyorlar karanlık gecelerin yaslı türküsünü ..
Büyümüş büyümüş te güneş.
Olmuş fezalar dolusu
Çıkıyor, o mabetten.

Ve şimdi sevinçli dallarda kuşlar,
Söylüyorlar bu parlak gündüzün şakrak türküsünü …

13. ESİRLİK

Dünyada ilk kendi kendini,
Esir eden insan benim.
İkincisini gösterirlerse eğer,
Kardeş olacağım,
Alnından öpeceğim üçüncüsünün de …

14. SELAM

Bu beldede her şey sükun,
Yıldızlan sönmeyen ufuklara veda.
Bilmiyorum hangi dudağın daveti,
Bu dönüp duran aksiseda…

Salkım salkım türküler
Sarı akşamların yolcusu.
Harman yerinde unutulan ninni,
Koynunda çocuk rüyalarının uykusu.
Eridi sonunda mesafelerin,

Bir gün kızıllığı haber.
Tomurcuklara düşen selamım,
Yıl yıl açacak mevsimle beraber

Çiğdem çiçeklerinden doğdu gün,
Çocukluğunun nur bahçesine.
Şafak şafağa devretti selamımı,
Rüya rüyanın ötesine.

Ümide düğümledim hasreti,
Duasız girdim yıla.
Ve dudaklarımda bir teviye
Daüssıla, daüssıla …

15. BU SABAH

Bu sabah gök güzel, mavi, tertemiz;
İçimden geçiyor aydınlık bir iz.
Öyle bir saadet ince belirsiz,
İnandım ki artık ben gülüyorum.

Bu sabah sütünü emdim sevincin;
Düştü kabuk gibi haset, fitne, kin;
Umut kirmeninde eğrilmek için
İpek gibi tel tel sökülüyorum.

Kovdum yüreğimde yatan garibi;
Bu sabah şu ufkun benim sahibi.
Bir ışık içinde akan su gibi
İçimden içime dökülüyorum.

16. ZAFER

Hep bir ağızdan bir zafer türküsü söyleyeceğiz,
Anamızın südü gibi ak.
Hep bir ağızdan bir zafer türküsü söyleyeceğiz
Gülerken toprak.

Bu güzel bu yiğit vatanda,
Kılıçlar şafaklarla öpüşecek
Eski bahadır destanların üstüne,
Dalga dalga ışık düşecek.

Bu mukaddes, bu hür atalar yurdunda, kalbinize dikilen
bayrak;
Taze sabahlar içinde daima, zafer zafer dalgalanacak …

Al al güller koparacağız,
Şehitlerin göğsünden
Ufuklar boyu şahlanmış atlarla,
Adanmış alaylar geçecek,
Sonsuz aydınlıklar üstünden.
Hep bir ağızdan bir zafer türküsü söyliyeceğiz,
Kalelerin burcuna çekilirken zaman.
Hep bir ağızdan bir zafer türküsü söyliyeceğiz,
Eşsiz ve kahraman

17. TENBİH

Aynalara bakma, izin kalır.
Güzelsin aşkından bile, güzel
Uykumuza bir rüya girmekte,
Sevgilim, bütün bir ömre bedel.

Hayata ışıklar içinde gül,
Şarkı gibi gecelerden süzül,
Bir yağmur ol balıçelere dökül.
Ve akşam üstleri habersiz gel.

Bırakma bu ebedi öksüzü.
Çiçekler üstünde öp gündüzü.
Uzak uzak gülerken gökyüzü,
Bu sabah her şey daha mükemmel …

18. EY AHALİ

Duyduk duymadık demeyin
Bir çocuk kayboldu
Elinde defne dalı
Parmakları tanyeri
Saçları darmadağınık
Dalgalanır yağmur içinde
Bulup getirene
Görüp haber verene
Aydınlık yepyeni bir dünya verilecektir.
Ey ahali bulan var mı, gören var mı
İyiye doğruya güzele selam durulacaktır.

19. HANNA’YA ŞİİRLER

Dört bulut salıverdim gökyüzüne
Gökyüzünün en yücesine, ucuna
Biri turuncu, biri yeşil, biri al, birisi apak
Dört top bulut yolladım gökyüzünün en ucuna
Dört top ışıktan, koskocaman
Turuncusuna sevgi yükledim
Yeşiline dostluk
Arkadaşlık yükledim alına arkadaşlık
Apak buluta barış yükledim,
Ne kadar çok özlemişsek barışı o kadar çok
Gidin dedim bulutlarım yeryüzünün üstüne
Yağın dedim bulutlarım yeryüzüne
Yağmadık hiç bir yer bırakmayın, hiçbir yer,
hiçbir yer
Ama hiçbir yer, hiçbir yürek, hiçbir göz,
hiçbir kulak
Hiçbir ova, hiçbir çiçek bırakmayın
Her yere, her yere, her yere yağın,
Yağın ha yağın,
Yağın ha yağın, yağın ha yağın
Yağın ha yağın ha yağın
Yağın insan yüreklerine

20. AĞIT

Çiçekler demet demet açıyor
Yaşamak, bahçende tomurcuk
Doldur yastıgına arzuları
Ve koy başını üstüne,
Öksüz çocuk.

Uykuyla dolu toprak damlara,
Tatlı bir ninnidir yağmur
Sabahla koyun koyuna yatanım uyan!
Bütün tarlalara başaktır,
Bütün harmanlar nur.

 

Kaynak

Bugünlerde Bahar İndi, Yapı Kredi Yayınları

Söyleşi ifadeleri için ListeList, Yaşar Kemal Şiirleri

 

 

spot_img
Asya Yüce
Asya Yüce
neşesi yeter!

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”