The Matrix Resurrections Filminden İlk Fragman Geldi!

18 yıl aradan sonra hayranlarıyla buluşma haberini veren The Matrix serisinin 4.filmi, ilk fragmanıyla izleyicilere merhaba dedi!

Pek çok ayrıntıyı içeren fragman, dün Warner Bros Picture kanalından canlı yayınlandı. Filmde Keanu Reeves, Carrie-Anne Moss, Yahya Abdul-Mateen II, Neil Patrick Harris, Jonathan Groff, Christina Ricci, Jessica Henwick ve Priyanka Chopra Jonas gibi isimler yer alıyor.

Eğer serinin daha önceki filmlerini izlemediyseniz bu yazıda sürprizlerle karşılaşacağınızı belirtmek isteriz.

Matrix’de Daha Önce Neler Olmuştu?

Matrix 1

Serinin ilk filminde saygın bir yazılım şirketinde çalışan Thomas Anderson (Keanu Reeves), gecelerini “Neo” adı altında program kırarak ve Matrix’i araştırarak geçirir. Esrarengiz şekilde Trinity ve Morpheus ile tanışan Neo, yaşadığı dünyanın aslında beyninde gerçekleşen bir simülasyondan ibaret olduğunu öğrenir ve kendini bu durumdan kurtarmak için Morpheus’un önderliğindeki ekibe katılır.

Filmdeki olaylar çok ileri bir tarihte teknolojinin son derece gelişmiş olduğu, yapay zekaya sahip makinelerin yaratılmış olduğu bir dünyada geçmektedir. Bu dünyada makineler ve insanlar arasında ortaya çıkmış savaş sonucunda insan ırkı makineleri yenebilmek için onların enerji kaynağı olan güneş ışınlarının dünyaya inmesini engellemek adına, gökyüzünü kimyasal silahlarla siyah bulutlar oluşturmak suretiyle kapatmıştır. Bunun sonucunda enerji ihtiyacını karşılayamayan makineler yeni enerji kaynakları bulmaya yönelir ve insan vücudunun çok iyi bir enerji motoru olduğunu fark ederler. Böylece insanları köle olarak enerji üretimi için kullanmaya başlarlar ve herhangi bir isyan durumundan kaçınmak için insanların zihinlerini meşgul edecek bir program tasarlarlar. Bunun sonucunda köle insanlar aslında bilinçsiz bir şekilde uyurken zihinleri makinelere bağlı bir şekilde Matrix programının içerisinde her şeyden habersiz sanal bir dünyada yaşamaya devam ederler. Filmin başkahramanı Neo bu insan tarlalarında uyanır ve gerçek dünyada insanların yaşadığı tek yer altı şehri olan Zion‘a götürülür ve gerçek dünyaya alıştıktan sonra Morpheus’un ekibiyle beraber makinelere karşı savaşmaya başlar.

Matrix: Reloaded (Matrix 2)

Serinin ikinci filminde seçilmiş kişi Neo, Matrix’teki kurtarıcı rolüyle en güçlü varlıktır. Matrix’e kaçak girişleri temizlemekle yükümlü ajanlar bile karşısında duramaz. Matrix’te gemi kaptanlarının bir toplantısında onları Neo’nun daha önce yok ettiği Ajan Smith ziyaret edecektir. Ajan kimliğinin dışında yeniden sahneye çıkan Smith, kendini kopyalayabilmekte ve çoğaldıkça güçlenmektedir. Neo’nun artık Matrix’te gerçek bir rakibi vardır. Morpheus ve Trinity ise diğer gemi kaptanlarıyla birlikte seçilmişi kaynağa götürecek yolu arayacaklardır.

Matrix: Revolutions (Matrix 3)

Serinin yayınlanan son filminde ise Neo, kaynağa giderek Mimar‘ın ağzından Matrix ile ilgili tüm gerçekleri öğrendikten sonra seçimini diğer seçilmişlerden farklı olarak yapar ve döngü bozulur. Yeri kazmakta olan makineler Zion’a girer ve tam anlamıyla bir makine – insan savaşı başlar. Artık tüm gerçeklerin farkında olan Neo, Makineler şehrine giderek bir anlaşma teklif eder. Tüm Matrix’i ele geçirmiş ve yakında Makine şehrini de yok edecek olan Smith’i öldürecek, karşılığında ise barış sağlanmış olacaktır.

Fragmanda Bizi Neler Bekliyor?

Fragmanın ilk kısımlarında Neil Patrick Harris’i, Thomas Anderson’ın psikoloğu olarak görüyoruz. Thomas’ın psikoloğuna “Rüya olmayan rüyalar görüyorum.” dediğine şahit oluyoruz.

Fragmanın ilerleyen saniyelerinde izleyicileri heyecanlandıran Neo ve Tirinity karşılaşmasını görebiliyoruz. Birbirlerini tanımasalar da elleri birbirine değdiğinde Matrix sistemindeki kodların dengesizleştiği belli eden bir ses duyabiliyoruz. Bunun üzerine TirintyTanışıyor muyuz?” diye soruyor.

Daha sonrasında Thomas’ın mavi haplar aldığını görüyoruz. Delirdiğini düşündüğünden psikoloğu tarafından mavi haplarla kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Matrix‘deki tuhaflıkları farketmeye başlıyor. Bunu kuşlara bakışından ve asansörde telefonlarına gömülmüş insanların içinde yalnız hissetmesinden anlayabiliyoruz.

Daha sonrasında ise Thomas‘ın mavi hapları attığını ve bir arayışa girdiğini görüyoruz. Ardından bir restoranda “Alis Harikalar Diyarında” kitabını okuyan bir kadınla karşılaşıyor. Bu kadının ona anlamlı bir bakış attığını görmek mümkün. Sonrasında Thomas aynada kendisini ya da bir başkasının yaşlı halini görüyor. Bu, filmde bir zaman yolculuğunu ya da gelecek ve geçmişin aynı anda simüle edildiğine dair bir işaret olabilir.

Sonrasında Morpheus‘un gençliğini oynayan Yahya Abdul-Meten’i görebiliyoruz. Morpheus Thomas‘a bir kırmızı hap uzatıyor. Thomas kırmızı hapı alıyor ve ardından tavşan dövmesi görüyoruz ancak bu kez farklı olarak tavşanın üzerinde bir yıldız var. Thomas, yine tavşanı takip ediyor ve aynadan geçiyorlar. Ardından Thomas ve Morpheus yeniden bir araya geldiğinde Morpheus’un verdiği tepkiyle Thomas‘ı tanıdığını anlayabiliyoruz.

Ardından makineler şehrini görüyoruz. Thomas ve Tirinty‘i birlikte bir çatıda görüyoruz ve o sahnenin hemen ardından yeni ajanların yeni vücutlara girdiğini görebiliyoruz. Sonraki sahnede ise kim olduğu görünmeyen bir yüz Thomas‘a silah doğrultuyor. Silahın Ajan Smith‘in silahının aynısı olduğunu söylemek mümkün.

Sonrasında ise üst üste aksiyon sahneleri izliyoruz. Thomas‘ın yeniden güçlerine kavuştuğunu, kurşunları durdurabildiğini hatta bir füzeye yön verdiğini görebiliyoruz.

Fragmanın sonunda ise Ajan Smith‘e benzer şekilde bir adamın Thomas ile konuştuğunu ve bu konuşmada “Bunca yıl sonra her şeyin başladığı yere: Matrix’e geri dönmek” dediğini görebiliyoruz. Ve bu son sahneyle fragman sona eriyor.

İzleyicilerin heyecanla beklediği Matrix Resurrections (Matrix 4) 22 Aralık 2021’de gösterime girecek.

Fragmanı henüz izlemediyseniz, sizin için aşağıya bırakıyoruz!

Seri hakkındaki daha önceki içeriklerimize buradan ulaşabilirsiniz.

 

Kaynak:

 

 

 

 

 

 

 

Gaye Nur Karabay
Gaye Nur Karabay
"yaşadım" diyebilmen için

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Natalia Ginzburg: Edebiyatın ve Direnişin Güçlü Sesi

İtalyan yazar Natalia Ginzburg, toplum ve aile temalarını sıklıkla işleyen, döneminin devrimci kimliğini benimsemiş ve bunu da eserlerine yerleştirmeyi uygun bulmuştu.

Notting Hill: Londra’nın En Renkli Yüzü

Notting Hill; renkli sokakları, pazarı ve kültürel dokusuyla Londra’da hem ruhunuza hem gözünüze hitap eden özel bir semttir.

Dostoyevski’nin Rus Edebiyatı Üzerindeki Etkisi

Dostoyevski, Rus edebiyatında sadece bir isim değil aynı zamanda döneminin edebiyat anlayışına da yön veren önemli bir yazardır.

Söylenti Radarında Bu Ay: Isaac Winemiller

Müzikal yalnızlığı bir estetik tercih haline getiren Isaac Winemiller, duygusal derinliğiyle bu ay Söylenti Radar’ında öne çıkıyor.

Morlara Bürünmüş 8 Albüm Kapağı Tasarımı

Mor renginin hâkim olduğu 8 albüm kapağını inceliyoruz.

You Final Sezonu İncelemesi: İyilerin Kazandığı Dünyada Mutlu Bir Son

You, final sezonuyla izleyicilerine veda ederken Joe Goldberg'in hikâyesi sona eriyor.

Nickel Boys Film İncelemesi: Deneysel Sinema ve Tarihin Birleşimi

2025 Oscar Ödülleri'nde ilgi gören Nickel Boys, iki siyahi gencin bir reform okulunda yaşadıklarına odaklanıyor.

Orhan Kemal – Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl | 22 Alıntı

Türk edebiyatının iki büyük ustası Nâzım Hikmet ve Orhan Kemal'in Bursa Cezaevi'nde koğuş arkadaşlığı yaptıkları yıllara ve sonraki mektuplaşmalarına değinen Nâzım Hikmet'le 3,5 Yıl kitabı, Kemal'in kalemiyle çok içten ve etkileyici bir üslupla okurun karşısına çıkıyor.

İskenderiye Kütüphanesi: Efsane ve Gerçek

Efsane ve Gerçeğin ortak noktası, tarihin tozlu raflarına kaldıramadığı bilgi yuvası: İskenderiye Kütüphanesi.

İstanbul Ansiklopedisi Dizi İncelemesi: Kalabalığın Yalnız İnsanları

İstanbul Ansiklopedisi, büyülü İstanbul sokaklarında hem hayat bulmanın hem kaybolmanın öyküsünü anlatıyor.

Editor Picks