Modern Türk şiirini şekillendiren Tanzimat ve Servet-i Fünun Edebiyatları, 19.yüzyılda Batılı bir edebi oluşum kurma çabasında olmuştur. 1839’da Gülhane Parkı’nda Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşit Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermanı ile batılılaşmanın somut adımları pek çok alanda atılmıştır. Tanzimat Dönemi ile askeri, hukuk, eğitim ve günlük hayat başta olmak üzere sanat ve edebiyat alanlarında değişimin fitili ateşlenmiştir.
19.yüzyılda meydana gelen toplumsal ve siyasi değişimlerin bir yansıması olan Tanzimat Dönemi, edebiyatı da etkisi altına almıştır. Dönemin şair ve yazarları, batılı bir edebiyat oluşturma gayretinde oldukları için Fransa başta olmak üzere Batı ülkelerine yolculuk etmişlerdir. Bu dönemde yapılan çeviri, dergicilik ve gazetecilik faaliyetleri ile başlayan edebi çalışmalar; toplumsal sorunlar ekseninde bir edebiyat geleneği oluşturmuştur. Edebi anlamda Şinasi, Ziya Paşa, Akif Paşa Ve Namık Kemal‘in öncülüğünde ilerleyen dönemde milliyetçilik, eşitlik ve adalet gibi kavramları şiire getirmiş ve dilde reformist yaklaşımlar benimsenmiştir. Kendinden sonra gelecek olan Servet-i Fünun dönemi ile edebi anlamda pek çok açıdan farklılık görülmüştür. 19.yüzyılın sonları ile 20.yüzyılın başlarına denk gelen Servet-i Fünun Edebiyatı, siyasi baskıların arttığı II.Abdülhamid dönemine denk gelir. Toplumsal sorunların ve baskıların artmasıyla birlikte dönemin şair ve yazarları siyasi atmosferinden uzaklaşarak sanatlarını icra etmişlerdir.

İki dönemin edebi ürünlerini ve faaliyetlerini göz önünde bulundurduğumuzda bazı farklara rastlarız. Bunları birkaç başlıkla aktarmaya çalışacağız.
Dilde Sadeleşme Meselesi

Tanzimat Dönemi şairleri; içinde bulundukları dönemin siyasi şartlarını göz önünde bulundurup halkı bilinçlendirme maksadı ile sade bir edebi dil oluşturma çabasına girmişlerdir. Arapça-Farsça tamlamaların ve kelimelerin ağırlıklı ve dilin olabildiğince süslü olduğu Servet-i Fünun şiirinde ise dilde sadeleşme meselesi gündemlerine alınmamıştır. Anlaşılır ve basit bir dil ile halka hitap etmeyi savunan şairler Tanzimat şairleri olurken; ağır, soyut ve sembolik bir dil kullananlar Servet-i Fünun şairleri olmuştur. Fakat bu durumu kesin çizgilerle belirtmek mümkün değildir. Bunun sebebi ise Tanzimat şairleri eserlerinde günlük konuşma diline yakın bir dil kullanmayı savunsalar da bu fikri şiirlerinde kısmen gerçekleştirebilmişlerdir.
Servet-i Fünun şiirinin mimarlarından Tevfik Fikret’in Sis adlı şiiri, dönemin ağır bir dile sahip soyut şiir anlayışını başarılı bir şekilde yansıtmaktadır:
“Sarmış yine âfâkını bir dûd-ı munannid,
Bir zulmet-i beyzâ ki peyâpey mütezâyid.
Tazyîkının altında silinmiş gibi eşbâh,
Bir tozlu kesâfetten ibâret bütün elvâh”
(Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi,
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü;)
Sanat Anlayışı

Osmanlı Devleti’nde gerilemenin ve çöküşün başladığı 18.yüzyıl sonlarında dönemin koşulları neticesinde çeşitli ıslahatlarda bulunulmuştur. Bu ıslahatlardan biri de edebiyat ve dil aracılığıyla gerçekleşmiştir. Tanzimat Dönemi’nde ortaya çıkan edebi ürünlerde, toplum merkeze alınmıştır. “Toplum için sanat” mantığıyla hareket eden dönem şairleri, şiirlerinde hak, hukuk, adalet, vatan, millet gibi kavramlar kullanarak şiirlerini oluşturmuşlardır. Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesi adlı şiiri bu duruma örnektir.
“Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selâmetten
Çekildik izzet ü ikbal ile bâb-ı hükûmetten”
(Asrın doğruluk ve selametten sapmış hükümlerini görüp şeref ve haysiyet ile hükûmet kapısından çekildik.)
“Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez iânetten”
(Kendini insan olarak bilenler halka hizmet etmekten usanmazlar. İyilik yapmayı seven insanlar zulüm görenlere yardım etmekten ellerini çekmezler.)
Şiirde “sanat için sanat” anlayışını savunan Servet-i Fünun topluluğu, eserlerini toplumsal olaylardan uzak inşa etmişlerdir. Edebiyât-ı Cedîde olarak da adlandırılan bu dönemde, Servet-i Fünun Mecmuası etrafında toparlanan şairler ile şiirde sanat kaygısını esas alan bir edebi yapı oluşturulmuştur. Ağır bir dilin hakim olduğu şiirlerden, Cenap Şahabettin‘in Elhân-ı Şitâ adlı şiiri bu duruma örnektir.
“Destinde ey semâ-yı şitâ tûde tûdedir
Berg-i semen, cenâh-ı kebûter, sehâb-ı ter…
Dök ey semâ -revân-ı tabiat gunûdedir-
Hâk-i siyâhın üstüne sâfî şükûfeler!“
(Ey kış seması! Elinde kar yığın yığındır.
O kar ki taze buluta, güvercin kanadına, yasemin yaprağına benzer…
Dök ey sema! -Tabiatın akışı durmuştur-
Bu kara toprağın üstüne beyaz ve lekesiz çiçeklerini dök)
Şiirlerde İçerik

Milliyetçilik duygularını ve reform ihtiyacını gündeme getirerek yazan Tanzimat Dönemi şairleri; divan edebiyatının izinde metafizik konulara da değinmişlerdir. Servet-i Fünun şairleri ise bireysel temalarla beraber soyut temaları işlemişler; aşk, doğa, tabiat, varoluşsal sorular gibi konulara odaklanmışlardır. Tanzimat’ın ilk dönem şairlerinden olan Ziya Paşa‘nın Terkib-i Bend adlı eseri, tipik divan şiiri unsurları ile kaleme alınmış olsa da içerik olarak güncel konulara değinir.
“Kadı ola da’vâcı vü muhzır dahi şâhid,
Ol mahkemenin hükmüne derler mi adâlet?“
(Kadı davacı olup bir de mübaşir şahit olursa, o mahkemenin kararına adalet denir mi?)
“Ey mürtekib-i har bu ne zillet ki çekersin,
Birkaç kuruşa müddet-i ömrünce hacâlet!”
(Ey çalıp çırpan eşekler! Niçin birkaç kuruş uğruna ömrünüz boyunca utanç çekersiniz?)
Ahenk Unsurları, Etkilenilen Akımlar ve Biçimsel Farklar

Geleneksel nazım biçimlerini kullanan Tanzimat sanatçıları; siyasi ve sosyal konular ekseninde ürünler vermişlerdir. İki dönemde de kullanılan asıl ölçü aruz ölçüsü olmakla beraber; Servet-i Fünun şairleri Fransız Edebiyatı’ndan alınan sone ve terza-rima gibi nazım biçimlerini de kullanmışlardır. Tanzimat şiirinde romantizm akımı kullanılırken, Servet-i Fünun şiirinde sembolizm ve parnasizm akımının izinden gidilmiştir.
Sonuç olarak; her iki edebi hareketin de kendilerine has şiir anlayışı inşa ettiklerini, Tanzimat şairlerinin eserlerinde toplumsal kaygı güttüğünü, Servet-i Fünun şairlerinin bireysel temalarla eserler verdiğini söylememiz mümkündür. Modern şiirimize yön veren dönemler olmaları nedeniyle her iki dönemin de edebi eserlerini incelemek günümüz şiirini anlamaya yardımcı olacaktır.
Kaynakça
İnci Enginün, “Yeni Türk Edebiyatı: Tanzimat’tan Cumhuriyet’e”
Ramazan Korkmaz, “Yeni Türk Edebiyatı El Kitabı”
Leblebitozu, “Servet-i Fünun Şiiri ve Şairleri” , leblebitozu.com
Appledestek, “Ziya Paşa Terkib-i bend- Terci-i Bend”, trappledestek.com
Tanzimat Dönemi Edebiyatçıları (birinci görsel), bilgibaba.com


