Söylenti Dergi’nin kültür-sanat ekibi editörleri tarafından hazırlanan bu yazı dizisinin her birinde farklı bir sanatsal perspektifi, tabloyu ya da bir sanatçıyı keşfe çıkıyoruz. Bu içeriğimizde ekibimiz editörlerinden Mehmet Samet Acar, ünlü Fransız ressam Jacques-Louis David‘in çizdiği “Marat’nın Ölümü” (The Death of Marat) adlı tablosunu inceleyecektir.

Jacques-Louis David, Jean Paul Marat ve Charlotte Corday
Jakobenlerin diktatörlük dönemi yıllarında sanatsal faaliyetler icra eden Jacques-Louis David; madalyalar, dikilitaşlar, ulusal festivaller ve iktidar şehitleri için gösterişli cenaze seremoniler vasıtasıyla ihtilalci mefkûreleri yaymakla uğraşıyordu fakat bu dönemde planladığı ya da başladığı eserlerin bazıları yarım kaldı. Bu eserler arasında, Bourbon Hanedanı yanlısı kral taraflarınca idam edilen trampetçi çocuk Joseph Bara‘ya atfedilen çizim ve yeni anayasa kabul edilene kadar avamların bir yere ayrılmayacaklarına dair ant içtikleri o önemli ânı ölümsüzleştirmeyi amaçlayan “Tennis Court Oath“ın (Tenis Kortu Yemini) taslağı bulunmaktaydı.

David, 18. yüzyılın ikinci yarısında önem kazanan ve aristokrasinin savurganlıklarını temsil eden gösterişli Rokoko tarzına bir yanıt olan Neoklasik hareketin önde gelen bir savunucusu olarak ortaya çıktı ve onun bu dönemdeki eserlerinden biriyse, öldürülen bir vekili onurlandırmak için çizilen “The Death of Lepeletier de Saint-Fargeau” (Saint-Fargeau’lu Lepeletier’in Ölümü) idi fakat bu tablo daha sonra yok edildi. İşte “Death of Marat” (Marat’nın Ölümü) tablosu böyle bir dönemde, Marat’nın Charlotte Corday tarafından öldürülüşünün hemen ardından, 1793 yılında ortaya çıktı. Sanatçıdaki Jakobenlik idealinin temel tezahürünü gözler önüne seren bu başyapıt çoğu kişi tarafından David’in en başarılı eseri olarak kabul edilmesinin yanı sıra, gerçek hislerle aktarıldığında Neoklasisizm’in nasıl eşsiz bir Realizm örneğine dönüşebileceğinin de net bir ifadesi olarak görülmektedir.

Jacques-Louis David’in “Marat’nın Ölümü”nü yapmasındaki amaç, devrimci gayenin bir taraftarı olan siyasetçi Jean-Paul Marat‘yı onurlandırmak ve bu olayı bir propaganda aracı olarak kullanmaktı. Tıpkı David gibi Jakobenlerle oldukça yakın olan Marat’nın uzun süre suda kalmasını gerektiren bir cilt rahatsızlığına sahip olduğu bilinmektedir. Söylenene göre Eylül Katliamlarından ve Jakobenlerin aşırı radikalleşmesinden dolayı devrim idealinin baltalandığını düşünen Charlotte Corday, Marat’nın bulunduğu yere gelmeyi başardı ve onu bıçakladı.
1794′te Fransız Devrimi‘nin gidişatı radikallikten uzaklaştıkça halkın Marat’ya olan hisleri de değişmeye başladı ve tablonun yok edilme ihtimalinden korkan David ise eserini gizlemeye karar verdi. Bu dönemde, 1793’ten 1794’e kadar Fransa’nın fiilî hükümdarı olan ve David’in devrim boyunca hep sadık bir şekilde desteklediği Maximilien Robespierre‘nin kellesi alındı. Aynı şekilde David de yargılandı ancak devrimci faaliyetlerinden vazgeçerek idamdan kıl payı kurtuldu ve hapis cezalarına çarptırıldı. 1795’te özgürlüğüne kavuştu.
Daha sonra, Napolyon‘un resmî ressamı olarak atandı ancak Napolyon’un 1815’teki Waterloo Savaşı‘ndaki kesin yenilgisi üzerine David, Brüksel’e sürgün edildi. Yanında “Marat’nın Ölümü”nü de götürdü ve yaklaşık on yıl sonra bir araba kazasında aldığı yaralar nedeniyle vefat etti. 19. Yüzyılın sonlarına doğru David’in akrabaları, bu eşsiz tabloyu Brüksel şehrine bahşetti ve günümüzde ise Royal Museums of Fine Arts of Belgium koleksiyonunda yer almaktadır.

Marat’nın Ölümü (1793) ile İsa Arasında Kurulan Paralellik
Marat’nın yalın ve basit bir ortamda tek başına konumlanmasından dolayı, resimdeki kompozisyonla ressamın tabloyu net bir anlatıyı vurgular biçimde ölçeklediğini söylemek mümkündür. Figür küvette uzanır vaziyettedir ve vücudu bize doğru dönüktür. Sol kolu, küvetin üzerine yerleştirilmiş ve geçici bir masa işlevi gören ahşap bir yüzeyin üzerindedir. Elindeyse cinayetin failine ait bir mektup bulunmaktadır. Yere doğru uzanan sağ elinde bir tüy kalem, yanındaysa kanlarla bezeli bir bıçak durmaktadır. Olayın trajikliğini çarpıcı bir şekilde tasvir etmek için ressam, Marat’nın köprücük kemiğindeki dikkat çekici bıçak yarasını kanarken çizmeyi tercih etmiştir.

Jacques-Louis David’in Marat’nın Ölümü”nü yapmasındaki temel motivasyonu aslında olayı bir propaganda aracı olarak kullanacak olmasıydı ve mesajını aktarabilmek için dinî imgelerde bulunan çeşitli ikonografik unsurları tablosuna yedirdi.
Bu sembolik unsurların birçoğu, ölü Marat’nın küvetteki pozuyla alakalıydı. İsa’nın çarmıha gerildikten sonra vücudunun gevşek ve dingin vaziyetini yansıtan Marat’nın bedeninde bulunan yaralar, İsa’nın stigmatalarıyla parallelik göstermektedir.

Ayrıca Marat’nın tablodaki pozu, İtalyan ressam Caravaggio‘nun 17. yüzyılın başlarında çizdiği “The Entombment of Christ” (İsa’nın Gömülüşü) adlı eserindeki İsa tasviriyle büyük benzerliklere sahiptir. Caravaggio’nun bu tablosunda Yuhanna ve Nicodemus İsa’yı mezara yerleştirirken onun cansız bedeni gevşekçe uzanmış ve sağ koluysa yana sarkıtılmış vaziyettedir.
David’in inşa ettiği bu görsel köprü, Marat’yı İsa ile ilişkilendirmek için yapılmıştır. Böylece Fransız ressam bu tablo vasıtasıyla “insanların hidayeti ve kurtuluşu için İsa nasıl kendini feda ettiyse Marat da devrimci gayeye kendini adadığı için hayatını kurban etmiştir” algısı vermek istemiş olabilir.

Şaşkınlık ya da korku ifadeleri yerine Marat’nın yüzü metanet ve dinginlik doludur, sanki huzurlu bir uykunun içinde gibidir. Tabloda, Marat’nın muzdarip olduğu hastalığın belirtileri görülmemektedir. Aksine; ressam ona bebeksi bir yüz, kusursuz bir cilt ve estetik kollar bahşetmiştir.
Küvetin dibindeki ahşap sandığı Yunan ve Roma uygarlıklarında mezar taşı işlevi gören bir stele benzeterek, usta ressam, dostu Marat’yı anmak için zekice bir yola başvurmuştur. Küvet ise Marat’nın mezarı olarak yorumlanabilir. Ayrıca, soldan vuran ışık Marat’nın üzerine bir ışıltı saçarak ona ilahî bir hava katmaktadır. İşte bütün bu unsurlar, dönemin çalkantılı siyasi ikliminde David’in Marat’yı sembolik olarak nasıl tasvir ettiğini anlamada bizlere yardımcı olmaktadır.

Kaynakça
Rosenau, Helen. “Jacques-Louis David.” The Burlington Magazine, vol. 91, no. 553, 1949, pp. 113–14. JSTOR, http://www.jstor.org/stable/870165.
ETTLINGER, L. D. “JACQUES LOUIS DAVID AND ROMAN VIRTUE.” Journal of the Royal Society of Arts, vol. 115, no. 5126, 1967, pp. 105–23. JSTOR,
Greenhalgh, Michael. “David’s ‘Marat Assassiné’ and Its Sources.” The Yearbook of English Studies, vol. 19, 1989, pp. 162–80. JSTOR, https://doi.org/10.2307/3508048.
Britannica | https://www.britannica.com/topic/The-Death-of-Marat
Art in Context | https://artincontext.org/the-death-of-marat-by-jacques-louis-david/
Google Arts & Culture | https://artsandculture.google.com/asset/marat-assassinated-jacques-louis-david/7QGjl9R141MCBw?hl=en
https://www.justice.gouv.fr/actualites/actualite/proces-charlotte-corday
https://www.ngv.vic.gov.au/napoleon/art-and-design/jacques-louis-david.html
The Death of Marat: The Propaganda of Jacques-Louis David | French Revolution


