Söylenti Kitaplığından: Mahcubiyet ve Haysiyet

Editör:
Guşef Alhas

Her hafta bir yeni kitabın sayfaları arasında yolculuğa çıkıp kaybolduğumuz Söylenti Kitaplığı serimizin bu haftaki kitabı; Dag Solstad‘tan Mahcubiyet ve Haysiyet!

Norveç edebiyatının yaşayan en büyük yazarı olarak bilinen Dag Solstad, 1965 yılında kaleme aldığı “Spiraler” adlı öykü kitabıyla edebi yolculuğunu başlatmıştır. İlk eseriyle kısa süre içerisinde isminden övgülerle bahsettiren Solstad, yeni eserleriyle okurlarına kavuşmaya devam etmekte. Norveç’in ve hatta Kuzey Avrupa’nın en kıymetli yazarı olması, kendisine tabii ki bolca ödül de kazandırır. Norveç’in en saygın edebiyat ödüllerinden biri olan Norveçli Eleştirmenler Ödülü‘ne tam tamına üç kere layık görülür. Aynı zamanda 1989 yılında Kuzey Avrupa Edebiyat Ödülü‘nü kazanmıştır.

Dag Solstad'nın Türkçedeki altı romanı üzerine: Yaşadığı çağın cazibesine kapılanlar – K24
k24kitap.org

Dilimize çevrilen ilk kitabı Mahcubiyet ve Haysiyet’in ardından Lise Öğretmeni Pedersen’in Ülkemize Musallat Olan Büyük Siyasi Uyanışa Dair Anlatısı ve Profesör Andersen’in Gecesi başlıklı kitapları yayımlanmıştır. Geçtiğimiz yıl ilk ikisi bu sene de sonuncusu dilimize çevrilen On Birinci Roman On Sekizinci Kitap, 17. Roman ve Bjørn Hansen’e Dair Üçüncü ve Son Roman kitapları Bjørn Hansen üçlemesi olarak raflarda yerini alır.

“Her günkü gibi özenerek tertemiz bir gömlek giymişti üzerine, bu çağda ve bu koşullar altında yaşamak zorunda kalmanın verdiği ve bir türlü kurtulamadığı rahatsızlığı bir nebze hafifletiyordu bu gömlek.”

Dag Solstad kullandığı dil ve üslubu sebebiyle Mahcubiyet ve Haysiyet romanında kendine has bir ahenk oluşturmuş durumda. Tekrarladığı bazı anları ya da duyguları, uzun uzadıya kurduğu cümleleri ve bir cümlenin aralarına serpiştirdiği ara cümleleriyle anlatmak istediğini pek çok farklı pencereden okurlarına sunar. Eserlerinde kullandığı bu teknik sayesinde “Solstadian (Solstadvari)” kavramı Norveç diline giren bir terim olarak karşımıza çıkmaktadır. Olaylara çok farklı pencerelerden bakmamıza imkan sunduğu bu kitabında, kahramanların duygu ve düşüncelerine, ikilemde kaldıkları anlara, doğrunun ve yanlışın çarpıştığı zihnin içindeki karmaşaya da yakından şahit oluruz.

“… aslında başka bir yerde, olmasının mümkün olmadığı bir yerde olmayı mı istiyordu, olmayı istediği o yerde olamayacağı için de olduğu yerde, yani onun yanında olmayı mı seçmişti, acaba suskunluğunun gerçek nedeni bu muydu?” 

Kitabın kahramanı Elias Rukla, lisede Klasik Norveç Edebiyatı öğretmenliği yaptığı süre boyunca öğrencilerine Henrik Ibsen‘in Yaban Ördeği eserini inceler. Metnin verdiği mesajın yanı sıra metnin en alt mesajlarına ve hatta neredeyse virgülün neden oraya koyulduğu, acaba burada bizlere ne mesaj vermek istediği gibi detaylara kadar değinilir. Öğrencilerin dönem boyunca böyle işlenen dersten sıkılmaları ve metnin içerisinde yakaladığı ufak bir ayrıntı yüzünden Elias kendisini hiç beklemediği bir krizin içerisinde bulur. Bu kriz anından sonra Elias‘ın geçmiş hayatına da yakından tanık oluruz. Hayatının şimdiki evresine gelirken neler yaşadı, koşullar onu nasıl bu hale getirdi, beklentilerine kavuştuğunu düşünürken aslında hayat ondan neleri alıp götürdü, toplumun içerisinde kendine bir yer edindiğini sanarken aslında nasıl “dışlanan” olduğu gibi sorulara tek tek yanıt buluruz. Elias, dalgalı düşüncelerinde savrulup dururken bu sallantılı yolculuk, biz okurları da bazı gerçekliklerle yüzleştirir.

“Düşmüştü artık, bundan geri dönüş yoktu, kalkmaya gönlü de yoktu, hatta gelip kaldırsalar bile kalkmayacaktı.”

Dag Solstad bu eserinde okurlarına kahramanın derinliklerinden seslenir. Kısa ama etkili olan Mahcubiyet ve Haysiyet, yazarın kullandığı sıra dışı teknikle sizleri Elias‘ın düşünceleriyle baş başa bırakmaktadır.


Solstad, Dag. Mahcubiyet ve Haysiyet. Yapı Kredi Yayınları, İstanbul: Temmuz 2023.

daktilo1984.com “Dag Solstad ve Roman Sanatı” web

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Meursault Sendromu: Psikolojik Uyuşukluk mu, Varoluşsal Direniş mi?

"Meursault Sendromu" sadece bir duyarsızlık hâli mi, yoksa modern bireyin sıkışmışlığına verilen derin bir yanıt mı?

Trendleri Kim Belirliyor: Moda Trendleri Nasıl Oluşur?

Modayı kim yönlendiriyor? Tasarımcılardan Z kuşağına, sokaktan yapay zekaya uzanan bir yolculukla trendlerin ardındaki dinamikler anlatılıyor.

Alıntının Hikayesi: Tutsaklığın İçinde Bir Nefes Özgürlük

”İsterseniz kitaplıklarınıza kilit vurun; ama zihnimin özgürlüğüne vurabileceğiniz ne bir kilit var ne de bir sürgü, ne de kapatabileceğiniz bir kapı”

Hint Mutfağının Tatlı ve Baharatlı Dünyası

Baharatların, geleneklerin ve inançların kesişiminde bir lezzet yolculuğu: Hint mutfağının kültürel ve tarihi izlerini keşfedin.

Sanal Dünya, Gerçek Duygular: Dijital Ortamda Empati Mümkün Mü?

Dijital ortamda empati mümkündür ancak anonimlik, sosyal kimlikler ve sözsüz davranış eksiklikleri empatiyi sınırlayabilir, yüzeysel hale getirebilir.

Toplum ve Etik Işığında Yapay Zekâ: Bilinmeyen Bir Yarın

Etik ve toplumsal açıdan yapay zeka hem fırsatlar hem de ciddi riskler barındıran çok yönlü bir olgudur.

Adolescence’ı Sevenlere: Suç ve Psikoloji Temalı 10 Dizi Önerisi

Adolescence suçu değil, köklerini inceliyor. Bu liste de benzer yoğunlukta, karakter odaklı suç dizilerini keşfetmek isteyenlere özel.

Martin Eden Sendromu: Başarmak Her Şey Midir?

Jack London'ın Martin Eden romanı, başarıya ulaşma yolculuğunu ve başarının ardından gelen anlamsızlık duygusunu ele alır.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Ingvar Ambjørnsen

Yeni serimiz Keşfetmemiz Gereken Yazarlar’da kitaplığımızın tozlu rafları arasına sızdık ve merceğimize ilk olarak Ivan Ambjørnsen‘e takıldı.

Hayatın Sınırlarında Bir Karşılaşma: Leyla Erbil ve Ahmed Arif

Leyla Erbil ve Ahmed Arif, farklı sanat anlayışlarına rağmen benzer acılara değinmiş; dostlukla harmanlanmış karşılıksız bir aşk hikâyesi yaşamışlardır.

Editor Picks