Sokak Sanatıyla İlgili Her Şey

Sokak sanatı, sınırları ancak yaratıcılığın sınırlarıyla belirlenebilecek, sokakta icra edilen sanatla ilişkili tüm aktiviteleri kapsayan bir sanat anlayışıdır.

Halka açık alanlarda icra edilen sanat aktiviteleri olarak da tanımlanabilecek sokak sanatı, aynı zamanda eleştirel bir bakış açısı ve mizahı da içermektedir.

Müzik, resim, tiyatro, el sanatları gibi birçok alanda sanatın her hali tüm insanlara sınırsızca sunulmaktadır. Bunu yaparken dünyadaki güzellikleri ve sorunları eleştirel bir bakış açısıyla her yerde işlemektedir.

Sokak sanatı büyük çoğunlukla duvarlara caddelere ya da etrafa yapılan birkaç resim, ulu orta söylenen şarkılar olarak görülse de tarihsel perspektifte oldukça önemli bir yere sahiptir. Görünen ve görünmeyen yüzleriyle sokak sanatını detaylandırmak gerekir.

Görünen ve Görünmeyen Yüzüyle Sokak Sanatı

Sokak sanatı geleneksel sanat mekanlarının aksine kamusal alanlarda icra edilen bir sanattır. Tüm insanlığa açık mekanlarda sarf edildiği için her an her yerde sokak sanatıyla iç içe olmamız büyük şans olarak değerlendirilebilir.

Sadece güzellik ya da beğeni mantığında yapılmayan sokak sanatının büyük bir temasını eleştiri oluşturmaktadır. Dünya işleyişi, politika ve toplumsal kurallara yoğun bir atıf yapan sokak sanatçıları sanatlarını çoğunlukla anonim olarak sunmaktadır.

Ulu orta gözler önüne serilen bu sanatın en güzel yanı sanıyorum sanatçı ile izleyici arasındaki üçüncü kişi ve kurumları ortadan kaldırması. İzleyiciyle doğrudan iletişim kurabilen sanatçı kendini daha doğru ve özgür ifade edebilmekte.

Değişen ve gelişen dünya koşulları içerisinde tanınma oranlarının kişiler üzerinde önemli bir yeri vardır. Ve bu oranlar kişilerce çok önemli bir hale gelmiştir. Sokak sanatı da bu değişkenler içerisinde bazı kişiler tarafından değişime uğramakta ve ticari kaygıyla icra edilmektedir. Ne yazık ki bu durum zaman zaman sokak sanatının zarar görmesine ve içerik anlamında yetersiz kalmasına sebep olmaktadır.

Çoğu durumda ise sokak sanatı baskı altında olan ve haksızlığa uğrayan kişi ve kurumlara bir çığlık niteliğinde faaliyet göstermektedir.

Sınırsız Bir Yaratıcılık Sınırsız Malzeme

Sokak sanatı sınır tanımaz bir düşüncede kendini açığa çıkarır. Herhangi bir sanat dalıyla ya da aktiviteyle kısıtlanamaz. Bu da sokak sanatının derin, özgün ve özgür olmasının en önemli koşuludur.

Sokak sanatında bu özgürlük anlayışı onu diğer sanat anlayışlarında bulunan kalıplardan sıyırmaktadır. Her an her yerde ve her koşulla bu sanatın icra edilmesi mümkündür.

Sprey boyalardan mumlara ses yerleştirmelerinden banyo fayanslarına kadar her şey sokağa taşınabilir ve sanatta kullanılabilir. Nesnelere takılmadan var olan her şeyle sanatı sergilemek mümkündür.

Peki İlk Ne Zaman Doğmuştur?

Tuhafınıza gitmeyecek bir başlangıçla başlamıştır sokak sanatı. 1920’li yıllarda sokak çeteleri tarafından tren ve duvarlara yapılan grafitiler ile başlamıştır desem?

Evet. Eleştiri ve toplumsal yapıya bir tepki mahiyetinde baş gösteren bu sanat aslında çok daha öncelere dayansa da baskı altına alınması ve değişen şartlar temelinde gizli tutulması, kötü lanse edilmesiyle 1980’li yıllarda dikkat çekmeye başlamıştır.

Onlarca yıl yasa dışı ve yıkıcı bir faaliyet olarak görülmüştür. Ne tuhaftır ki bugün disiplinler arası bir sanat ifadesi olarak çağdaş sanat dünyasında oldukça önemli bir yer kazanmıştır. Zamanla değişen ve gelişen fikir ve yaklaşımların bunda payı büyüktür elbette.

Sokak Sanatı Çeşitleri

Her sanatta olduğu gibi sokak sanatı da kendi içinde çeşitlere ayrılmıştır. En sık rastlanılan çeşidi sprey boya, çıkartma ve şablon teknikleriyle yapılan grafiti örnekleri olsa da daha bir çok çeşidi ile dünyayı canlandırmaktadır.

Boş binaların cephelerinde gördüğümüz o devasa resimlere ‘Mural’ denmektedir mesela. ‘Yarn Bombing’ olarak adlandıran çeşidi ise  genellikle belirli bir konuya dikkat çekmek amacıyla yapılan iplik bombalama olarak bilinmektedir.

‘Lock On’ kamusal mobilyalara eklemlenen araç, obje, heykel ve yerleştirmeleri ifade etmektedir. Tüm bunlarla birlikte sokakta icra edilen pandomim, illüzyon, tiyatro, canlı heykelcilik ve sokak müziği sokak sanatlarının çeşitlerini göstermektedir.

Son Olarak Değinilmesi Gereken Fark

Hepimiz sokak sanatını bir yerlerde görmüşüzdür. Kaldı ki son zamanlarda oldukça fazla şekilde varlıkları mevcut. Yalnız bilinen bir algı olarak sakak sanatı dendiğinde akla ilk gelen grafiti sokak sanatını yalnız başına ifade etmemektedir. Sadece bir parçasını oluşturmaktadır.

Her ikisi de tahrip edici ve yıkıcı sanat hareketleridir ve sokakta icra edilirler.

Grafitinin ana malzemeleri boş duvarlar, sprey boyalar, çıkartmalar ve şablonlarken sokak sanatı, tüm kapsayıcılığıyla kamusal alanın her noktasını ve sanatsal eylemin her biçimini ifade eder.

İstisna yazarlara, istisna zamanlara…

Kübra Canbaz Akça
Kübra Canbaz Akça
İçimden sen geçiyorsun.. Yalnız Ve birden .. https://www.instagram.com/kubra_canbaz_istisna

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Jane Eyre Hangi Şarkıları Dinlerdi?

Gelin, hep birlikte Jane'in muhtemelen profilinde herkese açık paylaşmayacağı, yalnızca kendisinin erişebileceği müzik listesine ulaşmaya çalışalım!

Epik Fantastik Türüne Giriş ve Kralkatili Güncesi Evreni

Epik fantastik türüne derinlemesine bir bakış ve Kralkatili Güncesi ekseninde modern mit yaratımının izleri...

Söylenti Sinema Şeridi: Direniş ve Özgürlük Ayı

Hayatın içinden beyaz perdeye taşınan zorluklar, yaşam mücadelesi ve daha nicesinin işlendiği film önerilerimiz.

Yerel ve Evrenselin Birlikteliği: Çağdaş Moda Tasarımlarında Anadolu İzleri

Moda dünyasında sürdürülebilirlik ve özgünlük arayışı giderek daha fazla tasarımcıyı yerel ve kültürel unsurlara bakmaya yönlendiriyor.

Met Gala 2025: Moda Dünyasında Dikkat Çeken Kültürel Tema

Met Gala 2025, kültürel teması ve "Black dandyism" vurgusuyla moda dünyasında kimlik ve stil hakkında güçlü mesajlar verdi.

Ölü Ozanlar Derneği Hangi Albümle Eşleşir?

Sistemin duvarlarını şiirle yıkan bir film ve notalarla öfkesini haykıran bir albüm: Ölü Ozanlar Derneği ve The Wall’u birlikte inceliyoruz.

Terapide Kaybolmak: “Beyaz Psikoloji”den Kültürel Uyum Arayışına

Batı merkezli terapi yaklaşımlarının kolektivist kültürlerde neden uyumsuzluk gösterdiğini "beyaz psikoloji" kavramı üzerinden inceledik.

Orta Çağ Avrupası’nda Moda, Sağlık ve Hijyen

İnsanın kendini eğitmesi, araştırması ve en önemlisi sorgulaması kadar güzel bir şeyin olmadığı dersini veren Orta Çağ Avrupası'ndan bir soru: “Siz hangi çağda yaşıyorsunuz?”

Crash (1996) Film İncelemesi: Bedenin Arzuyla Çarpışması

Cronenberg’in Crash filminde beden, arzu ve makina birleşir; kaza, hem haz hem dönüşüm alanına dönüşür. Film, gerçekliğin simülakra evrildiği bir evren çizer.

Söylenti Aylık Frekans

Mayıs ayını taçlandıracak müzik önerileriyle karşıladığımız Söylenti Frekansı sizlerle!

Editor Picks