Sirkeci Garı: İhtişamlı Bir Oryantalist Mimari Örneği

Yazı İçindekiler [hide]

Aslı Karadağlı
Aslı Karadağlı
Sanat Tarihçisi, İçerik Üretici.
spot_img

Sirkeci Garı 1889-90 yıllarında August Carl Friedrich Jasmund tarafından inşa edilen en ihtişamlı oryantalist sivil mimari örneklerinden birisidir.

Oryantalizm denildiğinde akıllara ”Doğu” ve “öteki” kavramları gelmektedir. Filizleri ilk olarak Rönesans dönemine kadar uzanan oryantalist sanat eserleri, zamanla yalnızca resim sanatından sıyrılarak mimariye ulaşmıştır. Resim sanatında, Doğu temasının ve Doğu etkilerinin egemen olduğu tabloları “oryantalist” olarak sınıflandırırken, mimaride bu sınıflandırma tam olarak böyle değildir. Bir yapının oryantalist olabilmesi için Doğu etkilerinin egemen olması yeterli değildir. Hem Doğu sanatının kültüründe yatan süsleme karakterleri hem de Batı sanatının temellerini oluşturan barok, rokoko etkili süslemeler yapıya egemen olmalıdır.

Ülkemiz, konumu itibari ile Doğu ve Batı kültürünün tam olarak ortasında bulunmaktadır. Dolayısıyla, özellikle Son Osmanlı döneminde Batılılaşma etkilerinin yoğunluğunun artması ile eklektik yani Oryantalist mimari örnekleri sıklıkla inşa edilmeye başlanmıştır. Bu örneklerden biri de ihtişamlı görünümü ile İstanbul’da bulunan Sirkeci Gardır.

Sirkeci Garı Mimari Planı (Sözen,1973)

Doğu-batı doğrultusunda uzanan bir plana sahip olan gar, aksiyal (yatay, enine) ve simetrik olarak kurgulanmıştır. Dikdörtgen planlı yapının iki köşesinde kule bulunmaktadır. İnşa edildiği dönemden günümüze kadar, yapının mimari üslubundan çok dış cephe süslemeleri  dikkati çekmektedir. Gar, Avrupa’nın en iddialı örneklerinden biridir.

Sirkeci Gar binasında, Fransız barok saraylarından esinlenilerek oluşturulan
ve Avrupa’da; Wunstorf (1844-48), Bielitz (1854), Hannover Merkez (1876-79),
Düsseldorf (1890) gibi pek çok istasyon binasında uygulanan aksiyal – simetrik plan
anlayışının, Osmanlı coğrafyasındaki; Şam (1908), Medine (1908), İzmit (1900-10), Halep gibi bölgelerdeki bina yapılarını etkilediği görülür.(Yavuz,2006)

Gelin, yapının detaylarını inceleyerek Oryantalist bir mimari üslubunun nasıl olabileceğine göz atalım.

Sirkeci Garı, Kuzey Cephesi

Simetrik olarak inşa edilen giriş cephesinde, kapının hemen üzerinde
pembe beyaz renkli taşlardan örülmüş basık bir kemer vardır. Bu kemerin üzerinde
on iki dilimli bir gül pencere yerleştirilmiştir. Bu pencere de yine iki renkli mermer
taşlardan örülmüş bir kemerle çevrilmiştir. Kemerin kilit taşında sarkıt bir palmet
motifi bulunmaktadır. Gül pencereyi dilimlere bölen metal çerçevenin bitiş
noktalarında da aynı palmet motifine rastlanmaktadır (Özdener, 2010).

Sirkeci Garı detay.

Yapının iki yanında bulunan kuleler, manastır tonozunun saçakları ve tam ortadaki üçgen alınlık İslami etkiler taşırken (kuleler hem süslemeleri ile İslam sanatı etkileri taşır hem de mimarisi ile Orta Doğu minarelerini andırır); manastır tonozu, ortada bulunan daire gül bezek motifi ve motifin yanındaki sivri kemerler Avrupa Gotik mimari örneklerini anımsatmaktadır. Bu özellikler yapının dış cephe süslemelerinin birçok alt kültüre ev sahipliği yaptığını dolayısıyla Oryantalist bir yapı olduğunu kanıtlar niteliktedir.

Sirkeci Garı detay.

Yine, yapının simetrik iki yanında sıra sıra dizili at nalı kemerler içinde bulunan daire pencereler ve altında bulunan ikili kemer açıklıkları görünüm itibari ile Erken Bizans ve Gürcü yapılarındaki pencere kullanımını anımsatmaktadır. Süslemenin en yoğun olduğu bölüm yapının ana giriş cephesi olan kuzey cephesidir.

Eklektik olarak da adlandırılan mimari oryantal üslup, birçok çeşitliliği içinde barındırması açısından oryantal olmuştur. Yalnızca bir yapıda farklı bölgelere, farklı kültürlere ait süsleme ve mimari etkilerin görülmesi yapıya zengin bir görünüm katarken, derin bir geçmişe sahip İslam, Bizans, Osmanlı, Avrupa sanatlarının kökenlerinde yatan stilize süsleme karakterine ışık tutar.

Kaynak

Başar, M.E., Erdoğan, H.,A., ”Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Türkiye’de Tren Garları”, S.Ü. Müh.‐Mim. Fak. Dergisi,  c.24, s.3, 2009

Özdener, Z.H., Sirkeci Gar’ının İstanbul’daki Geç Dönem Eklektik Anlayışla İnşa Edilen Oryantalist Üsluptaki Yapılar İçindeki Yeri, Yüksek Lisans Tezi, 2010.

Yavuz, M., ‘‘August Carl Friedrich Jasmund ve Mimari Faliyetleri”, X. Ortaçağ-Türk Dönemi Kazı Sonuçları ve Sanat Tarihi Araştırmaları Sempozyumu, 2006.

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Tove Ditlevsen – Bağımlılık | 11 Alıntı

"Dışarıdaki dünya insafsız ve karmakarışık ve ona karşı gücümüz yetmediğinden, ondan kaçınmayı yeğliyoruz."

Çocukluk Travmaları: Belirtileri, Sonuçları ve Çözüm Yolları

Çocukluk döneminde yaşadığımız olaylar karşısında hissettiğimiz duygular ve düşündüğümüz düşünceler travmalar doğurabilir. Peki, bu travmaların belirtileri, sonuçları ve çözüm yolları nelerdir?

Söylenti Radarında Bu Ay: Sombr

"back to be friends" şarkısıyla zirveye tırmanan genç sanatçı Sombr'ın müzik serüvenine yakından bakalım

Sevmek Zamanı Filminden Unutulmaz Replikler

Halil'in boya yapmak için gittiği bir evde gördüğü resme aşık olmasıyla gelişen olayları konu alır.

2025 Gen Z Protestoları: Nepal, Fas ve Türkiye Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz

2025’te Türkiye, Fas ve Nepal’deki Gen Z protestoları, dijital dayanışma, özgürlük ve adalet talepleriyle yeni bir küresel siyasal uyanışın simgesi haline geldi.

Keşfetmemiz Gereken Yazarlar: Truman Capote

Başarı ve parıltılı bir hayatın ardında yalnızlığını saklayan bir deha. Zamansız eserleri ile Truman Capote.

Love Bombing Kavramının Chuck Bass ile Eşleştirilmesi

Chuck Bass'in Blair'e yaptığı aşk bombardımanının gerçek aşk değil de manipülasyon olması.

Söylenti Aylık Frekans

Söylenti Müzik Frekansı ile sonbaharın gizemli, esintili ve en sevilen zamanlarına, Ekim ayına hoş geldiniz! Önerilerimiz sizin için hazır.

Valide-i Muazzama : Mahpeyker Kösem Sultan

Naib-i saltanat unvanıyla Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 30 yıl yöneten Mahpeyker Kösem Sultan, attığı adımlarla hanedanın kaderine yön vermiştir.

Hafıza Mekanları: Anıtların Psikolojik ve Toplumsal Etkileri

Anıtlar, toplumsal hafızayı korur ve kimliğimizi inşa eder. Kolektif hafıza ve kültürel aktarımın dönüştürücü gücüdür.

Editor Picks