Bilindiği üzere, bu yıl ülkemiz dahil tüm dünyada yaşanan olaylar sebebiyle yaşam şartlarımız büyük ölçüde değişti; aktivitelerimiz, iş ve eğitim hayatlarımız, sosyal yaşantılarımız… Haliyle bunların yerine koyabileceğimiz farklı alternatifler arayışı içerisine girdik. Bu önemli değişikliklerden biri de eğitim alanında gerçekleşti. Yeni öğretim yılında bazı öğrenciler Eylül-Ekim ayında okula dönebilseler de hala büyük bir çoğunluk eğitimine online devam ediyor. Buradan yola çıkarak, hazır öğretim sezonunun da başında sayılırken; farklı zamanlarda, farklı kültürlerdeki eğitimlere bir de sanatçıların gözünden bakalım.
1. Okulun İlk Günü
Jean Baptiste Vanmour, 18. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’ndaki yaşamı tasvir etme konusunda uzmanlaşmıştı. Eserleri hem resmi olayları hem de İstanbul ve çevresindeki günlük yaşamı konu alıyordu.
Okulun ilk günü hem çocuklar hem de ebeveynler için önemli bir kilometre taşıdır. Söz gelimi, Vanmour’un bu tablosunda solda bir grup öğrenci görüyoruz. Arkalarında nakış çerçevesi taşıyan bir hizmetçi yürüyor (iğne işi zengin Türk çevrelerinde kadınların en sevdiği eğlenceydi) ve arkalarında bir grup kadının eşlik ettiği ve kızını ilk kez okula getiren bir anne var.
2. Ev Okulu
Bu yıl birçok çocuk ve ailesi ilk kez evden eğitim görüyor. Okula devamlılığın zorunlu hale getirilmesinden önce (19. ve 20. yüzyılda ülkelerin çoğunda), evde veya yerel topluluk içinde öğrenme yaygın bir uygulamaydı. Elbette öğrenmenin miktarı ve kalitesi, zenginlik ve statüyle ilgiliydi.
Bu tablodaki genç çocuk başlangıçta yanlışlıkla hümanist, diplomat ve avukat olarak tanımlandı. Bir çalışma odasının iç kısmında, çalışma masasının önünde duruyor. Masanın üzerinde açık bir kitap, harita, ut, mürekkep seti, küre ve Venüs heykeli yer alıyor. Duvara dayalı raflarda kitaplar ve rulo halinde bir harita bulunuyor. Ön planda başka bir kitap, bir harita ve yerde alçı bir başlık var. Sağda üst kata çıkan bir merdiven, merdivenlerde kolunun altında kitap olan bir kız var. Ortada da bir çocuk portresinin resmini içeren bir sütun duruyor.
3. Bir Köy Okulu
Oscar Björck’ün bu çalışması, pitoresk (durumu, görünüşü bir tablo konusu olmaya değecek güzellikte olan) manzaraları ve sıcak yerel topluluğu nedeniyle İskandinav ressamları arasında popüler bir köy olan Skagen’de bulunan küçük bir okuldaki sınıfı tasvir ediyor.
Siyah giyinen öğretmen, Björck ve diğer sanatçıların Skagen’den motiflerle çeşitli resimlerinde görülebilen Madam Henriksen’e benziyor. Öğrenciler okumalarına konsantre olurken, o yün eğiriyor.
4. Açık Hava Okulu
Açık hava derslerinin çocuk sağlığı bakımından tartışıldığı şu günlerde dahi dünyanın pek çok yerinde açık hava öğretimi çeşitli nedenlerle gerçekleştirilmektedir; sosyo-ekonomik sorunlar, yaşam tarzı ve iklim koşulları da buna bir sebep olarak gösterilebilir. İkinci Dünya Savaşı döneminde tüberküloz salgını sırasında kurulan okullar da buna bir başka örnektir.
Leopold Carl Müller, Mısır’da çok zaman geçirmiş, yerel yaşamı ve manzarayı resmetmiş ve Doğu’nun en önemli Avusturyalı ressamı olarak tanınmıştır. Leopold Carl Müller’in bu resminde, 1881 yılının Yukarı Mısır’ında bir açık hava okulu görülüyor. Öğrenciler yerde oturuyor, okuma ve yazmaya odaklanıyorlar. Bu esnada da ciddi görünümlü bir öğretmen onları gözlemliyor. Arka planda, öğretmenleriyle birlikte daha fazla çocuk grubu görüyoruz.
5. Akşam Okulu
Hollanda’da 19. yüzyılın başlarında çocuklar için akşam ve gece okulları açılmıştı. Bu tür okullar, gündüzleri okula gidemeyen ancak eğitimlerine devam etmek isteyen çocuklara hizmet ediyordu.
George Gillis Haanen’in bu tablosunda bir akşam okulunun iç mekanını görüyoruz. Fenerli bir anne oğlunu getiriyor. Ortada masasının arkasında ustayı görüyoruz. Sağda öğrenciler mum ışığında kitap okurken, solda iki oğlan sobanın yanında duruyor.
Kaynak: DailyArtMagazine