Sanat Dönemleri Serisi: Rönesans

" hide_table_content="td_encvalW2dpemxlXQ=="]

“Rönesans insanın keşfedilmesidir.” 

– Burkhard

Rönesans, Sanat Tarihinde en fazla etki yaratan bir kültür-sanat dönemidir. Elbette bu kültür-sanat döneminin gerisinde sosyolojik ve diplomatik bir dönem yatmaktadır. Kaldı ki, bir toplumun kültür-sanat ortamını etkileyen en temel unsur o toplumun siyasi ve toplumsal arka planına dayanmaktadır. Bu yazımızda, Rönesans döneminin sanat üslubuna ve sanatçılarına değineceğiz.

Rönesans kelime anlamı itibariyle; yeniden doğma, aydınlanma anlamlarına gelmektedir. Bu ”yeniden doğma” kavramı sanatsal açıdan Antik dünyanın yeniden doğması anlamına gelmektedir. ”Aydınlanma” ise, karanlık olarak adlandırılan orta çağın bittiği ve daha özgür bir zamanın başladığını ifade etmektedir. Rönesans dönemi öğrenmeden, sanat icra etmeye kadar bilginin ve ilginin en yoğun olduğu bir Avrupa dönemidir.

Başkenti İtalya olan Rönesans, 14. yüzyılın sonu 15. yüzyılın başına tarihlendirilir. Bu dönem, Orta çağın aksine insana insan olduğu için değer verilemeye başlandığı hümanizm ekolünün geliştiği bir dönemdir. İtalya’da doğan Rönesans, 16. yüzyılda birçok Avrupa ülkesine de yayılmıştır. Bu dönemi erken, orta ve geç Rönesans dönemleri olarak ayırmak, Rönesans döneminin sanattaki gelişme sürecini kavramakta faydalı olacaktır.

Erken Rönesans Dönemi

Sanat üslubu açısından en önemli örneklerin bu dönemde ortaya koyulduğu söylenebilir. Bu dönemde; Masaccio, Cimabue, Giotto, Ghiberti gibi sanatçılar ve daha niceleri Rönesans döneminin temellerini atmışlardır.

Bizans sanatı, din ile bağlantılı bir sanat olduğu için öğretici olması yönüyle dikkat çeker. Yalnızca dini figürler, anatomiye uygun olmayan bir biçimde resmedilerek yüceliği vurgulanırdı. Altın ve koyu tonları resimlerde egemendi. Figürlerin vücut hatları kesinlikle belli olmazdı. Resimlerin arka fonunda mekan kavramı yoktu ve perspektiften uzaktı. Fakat bu üslup Erken Rönesans döneminde değişmeye başlamıştır. Erken Rönesans dönemi, geçmişindeki sanatla bağların kopmaya başladığı ve yavaş yavaş perspektifin keşfedilmeye başlandığı bir dönemdir. Bu bağlamda; Batı ve Doğu sanatı ile her zaman olduğu gibi perspektif konusunda da kültür alışverişi egemen olmuştur. Her ne kadar Rönesans Batı temelli bir sanat üslubu olsa da, Rönesans resim sanatının en önemli konusu olan perspektif yalnızca Batı ile ilgili bir kavram değildir. İbn-i Heysem’in ”Kitab el-Menazır (Optik Kitabı)” adlı ünlü yapıtı, 12. yüzyılda Cremona’lı Gerard tarafından ‘‘Opticae Thesaurus Alhazeni (İbn-i Heysem’in Optik Hazinesi)” başlığı altında Latinceye çevrilmiş ve Batı dünyasını uzun yıllar boyunca çeşitli alanlarda etkilemiştir. Bu kitap; gözün yapısı, perspektif, ışığın kırılması gibi birçok başlığa değinerek yalnız bilim adamlarını değil aynı zamanda sanatçıların eserlerine de ilham vermiştir.

Giotto di Bondone Ağıt Scrovegni Şapeli PADOVA 1304 05

Giotto‘nun Ağıt eserine baktığımızda, estetik olarak hitap etmiyor gibi görünebilir. Fakat bu eser döneminin devrim niteliğinde bir eseridir. Öncelikle, altın ve koyu tonlardan çıkılmıştır. Arka fon mavidir yani gökyüzünü temsil eder. Figürlerin kıyafetleri canlı ve vücut hatları az da olsa bellidir. Perspektif kısmen egemendir.

Masaccio Kutsal Teslis Fresk Santa Maria Novella 1427

Rönesans döneminde perspektif zamanla keşfedilerek orta ve geç Rönesans dönemlerinde zirveye ulaşmıştır. Erken tarihli bir örnek olmasına karşın Kutsal Teslis eseri başarılı bir perspektif sunar. Mimari bir unsur freskte ciddi bir simetri ile dikkati çekmektedir. Bu mimari unsur freskin gerisinde, freske derinlik katar.

Orta Rönesans Dönemi

Orta Rönesans dönemi Rönesans sanatının kimliğinin oluştuğu, erken döneme göre daha cesur ve özgür bir dönemdir. Bu dönemde sanatçılar için erken dönemdeki gibi ”baskı kalıntıları” yoktur. Bu dönemde; Mantegna, Angelico, Piero Della Francesca, Veroccio, Boticelli gibi sanatçılardan söz edebiliriz. Perspektifin geliştirildiği bu dönemde farklı teknikler de sanat eserlerine dahil olmaya başlamıştır. Rönesans denildiğinde akıllara gelen kusursuzluk ifadesi birçok sanat eserinde vücut bulmuştur.

Fra Angelico Meryeme Müjde fresk San Marco Manastırı 1430 45

Meryem’e Müjde eserinde görüldüğü gibi fresk, kusursuz bir simetri ile doldurulmuştur. Kemerlerin gerisinde betimlenen ağaçlar ve bahçe perspektifin etkili kullanımını göstermektedir. Ve en önemlisi ikonografik olarak her iki figür de din ile ilişkilendirilse de biri diğerinden üstün olarak betimlenmemiştir.

Mantegna Ölü İsaya Ağıt Tuval üstüne reçineli tempera 1480 civarı

Mantegna‘nın eseri Ölü İsa’ya Ağıt‘ta dikkat çeken bazı özellikler vardır. İsa kutsal bir figürdür ve  İsa’nın ölümü tüm Hıristiyanlığı derinden üzmüştür. Mantegna, burada İsa’yı sıradan bir insanın ölümü gibi, onu çarmıhta değil, uzanır biçimde resmetmiştir. Bu durum, dönemin dini baskıdan sıyrıldığına işaret eder. Ayrıca yukarıda bahsettiğimiz gibi, Orta Rönesans dönemi farklı tekniklerin denendiği bir dönemdir. Bu eserde tempera tekniği kullanılmıştır. Tempera tekniği; suda çözünür bir bağlayıcı madde (genellikle yumurta sarısı veya başka bir yapışkan malzeme) ile karıştırılmış renkli pigmentlerden oluşan kalıcı, hızlı kuruyan bir boyama yöntemidir.

Boticelli denildiğinde kuşkusuz akıllara gelecek ilk eser Venüs’ün Doğuşu‘dur.

Sandro Boticelli tuval üzerine tempera Galeri degli Uffizi 1485

”Kusursuzluk” ifadesinin en ihtişamlı örneklerinden birisi bu eserdir. Zamanla adeta Rönesans’ın kimliği haline gelmiştir. Güzellik tanrıçasının doğuşu, ”Rönesans” olarak adlandırılan bir dönemde hakkı verilerek resmedilmiştir. Simetri, perspektif, çıplak figür, zevk, güzellik gibi kavramlar resimde görülmekten ziyade resmin temsili olmuştur.

Geç Rönesans Dönemi

Geç Rönesans dönemi, birçoğumuzun sanatçılarını ”popüler kültür” ile daha çok tanıdığı, Rönesans döneminin en başarılı sanat eseri örneklerinin verildiği bir dönemdir. Her zaman bahsedilen kusursuzluk, canlı renkler, simetri kavramları Sanat Tarihinde en fazla Rönesans döneminde baş göstermiştir. Michelangelo, Raffaello, Leonardo da Vinci, Tiziano gibi isimler bu dönemin en önemli temsilcileridir. Bu dönem; Rönesans aydınlığının sanat eserlerine direkt olarak yansıdığı, insanların üstün bir varlık olarak kabul edildiği, sanatçıların yalnızca sanat ile değil çok farklı konularla da yakından ilgilendiği entelektüel bir varoluşun zirvede olduğu bir dönemdir.

Leonardo da Vinci Vitruvius Adamı Galleria Del Academia 1462 civarı
Raffaelo Atina Okulu fresk Stanza di Raffaelo 1510 11

Vitruvius Adamı ve Atina Okulu sanat değeri açısından zaten muhteşem gözükürken entelektüel varoluşun da kanıtı niteliğindedir. Leonardo da Vinci hayatı boyunca bilim, anatomi ve mühendislikten sanata pek çok konuda ilgili olmuş, pek çok konuyu merak etmiş dünyanın en önemli dehalarındandır.

Erken Rönesans döneminde Kutsal Teslis eseri ile resimde ya da freskte mimari ve perspektif konusuna değinmiştik. Atina Okulu bu açıdan gelişmiş bir örnek olarak karşımıza çıkar. Fresk; kubbeli, geniş  bir salonda ünlü filozların düşündüğü ve tartıştığı bir anı gösterir. Filozofların gerisinde, detayda bu mimari yapıda heykeller bile görülmektedir. Eser Antikiteye dönen Rönesans’ın Antik filozofları ile Rönesans modernitesinin harmanlandığı tam anlamıyla Rönesans’ın kimliğini yansıtan bir örnektir. Baktığımızda bizleri hem Antik dünyaya hem 16. yüzyıl Avrupa’sına götürür ve bu yönü sanatın gücünü yansıtır.

Mİchelangelo Ademin Yaratılışı fresk Sistina Şapeli detay 1508 09

Bu dönemin en popüler sanatçılarından biri de Michelangelo‘dur. Hem resimlerinde hem heykellerinde erkek veya kadın tüm figürlerini çok kaslı ve güçlü bir şekilde betimlemesi yönüyle dikkati çeker. İnsanın önemli bir varlık olduğunu sanatçı bu şekilde yansıtır. Adem’in Yaratılışı eserinde de İncil’deki yaratılış hikayesinde insanın bir hata yapması, iradesine yenik düşmesi ifade edilirken Michelangelo bunu bir hata olarak değil, insanın kendi enerjisini bulması yönü ile ele almıştır.

Ve son olarak, tüm zamanların en büyük dehalarından Leonardo da Vinci’ye geri dönelim.

Mona Lisa ahşap üstüne yağlı boya Musee du Louvre 1503

Hepimizin yakından tanıdığı Mona Lisa. Kim olduğu tam olarak bilinmeyen Mona Lisa, seyirci ile göz teması kurmaktadır. Bu durum bizi Geç Rönesans’ın çok gerisinde kalan Bizans dönemine götürür. Bizans döneminde figürler din kavramı insan üzerinde etkili olması için seyirci ile göz teması kurardı. Fakat Mona Lisa’nın böyle bir kaygısı yok. Resmi özel yapan Mona Lisa’nın kim olduğundan yüzündeki ifadeye kadar var olan gizemdir.

”Mona Lisa’nın yüzüne hangi beklenti içinde bakarsanız o da size aynı duygularla cevap verecektir. (Krausse, 2005)”

Rönesans sanatının klasik üslubunu, sanatın kökenlerini bazı sanatçılar ve eserleri üzerinden açıklamaya çalıştığımız bu yazıyı, içerik yazarlarımızdan Seda Görüroğlu‘nun anlattığı Söylenti Dergi’nin podcast serilerinden biri olan ”Rönesans Ressamları”nı dinleyerek pekiştirebilirsiniz.

Kaynakça

Hodge, Susie, Sanatın Kısa Öyküsü, Hepkitap Yayınları, 2019.

Krausse, Anna Carola, Rönesans’tan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü, Literatür Yayınları, 2005.

Vasari, Giorgio, Sanatçıların Hayat Hikayeleri, Sel Yayıncılık, 2013.

 

spot_img
Aslı Karadağlı
Aslı Karadağlı
Sanat Tarihçisi, İçerik Üretici.

3 YORUM

  1. Rönesans, Avrupa’da büyük sosyal ve kültürel değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. On dördüncü yüzyılın sonlarından on altıncı yüzyılın sonuna kadar sanatçılar, bugün Rönesans sanatı olarak bilinen gerçekçi bir resim stili yaratmak için yeni teknikler keşfettiler.

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Yelpazeli Kadın (1918) Tablo Okuması: Gustav Klimt’in Son Eseri

Yelpazeli Kadın tablosu, zarafeti ve özgünlüğüyle hem sanat tarihine hem de Klimt'in kariyerinde büyük bir önem taşımaktadır.

Dante’nin İlahi Komedyası’nda İnsanlığın Mitolojik ve Manevi Seyahati: Kayboluşun Karanlığı ve Kurtuluşun Işığı

Dante’nin İlahi Komedyası; insanlığın ahlaki seçimlerini sorgulamasına, içsel çatışmalarını aşmasına ve evrensel sorulara yanıt bulmasına rehberlik eder.

Kırmızının Tonlarına Bürünmüş 7 Yabancı Albüm Kapağı

Temalarında kırmızı renginin ön planda olduğu ve gizli anlamlarıyla bizi farklı yolculuklara çıkaran albümleri sizler için derledik.

Marmaris’te Yaz Rüyası: 5 Günlük Keşif Rotası

Ege ve Akdeniz'in incisi Marmaris için keyifli bir yol rotası.

Feminizmin Gücü: Patriyarka’nın Sosyal Yapılara Etkisi

Patriyarkal sisteme meydan okuyan feminizm, kadını güçlendirip eşitlikçi bir toplum inşasına öncülük eder.

Söylenti Konser Takvimi: Üç Büyükşehirde Kimler Var?

Söylenti müzik ekibi tarafından hazırlanan; İstanbul, Ankara ve İzmir'e müzik coşkusunu tattıracak birbirinden farklı Mayıs ayı konserleri sizlerle!

5 Farklı Sebeple Neden Yaşlı Adam ve Deniz Okumalıyız?

Yaşlı Adam ve Deniz, mücadelenin değerini ve kaybetmenin içinde de bir başarı ve onur olduğunu dile getiren zamansız bir hikayedir.

Türk Mitolojisinde Kartal Figürü

Kartal, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahip hayvan figürüdür. Destanlara ve efsanelere konuk olarak hükümdarlık alametine dönüşmüştür.

Geyik: Türk Mitolojisinin Derinliklerindeki Ruhsal Rehber

Türk mitolojisinde geyik, doğa ile insan arasındaki ilişkiyi simgeler. Ruhsal yolculuk, rehberlik ve dönüşüm figürü olarak geçmişten günümüze derin bir anlam taşır.

Alıntının Hikâyesi: Livaneli’den Aşk, Travma ve Unutabilmek Üzerine

“Aşk, bir uçurum kıyısında gözü bağlı yürümektir.”