Pulp – Charles Bukowski

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img

Pulp… İsminin de belli ettiği üzere bir pulp fiction. Pek hakim olmasam da türe, en iyi örneklerinden biridir herhalde. Amiyane tabiriyle kafamızı bulandıran bir kitap. Bukowski’nin ölmeden önceyayımlanan son kitabı, son romanı. Başlamadan kitabı yorumlamaya, olumsuz yanlarının başında çevirmeninin Avi Pardo olmamasını belirtebilirim. Bukowski ve Fante okuyanlar bilirler, yazarların iyi yazmalarının yanında dilimizde büyük etkileyicilikleri olmasının temel etmenlerinden biri Avi Pardo’nun çevirmesidir bu kişilerin kitaplarını genelde.

Pulp adlı roman, yeteneksiz yazarlara adanmış bir roman. Bunu ilk sayfada ”yeteneksiz yazarlara adanmıştır” cümlesinden anlıyor ve bizlere de adanmış bir kitap olmasının getirisi şımarıklıkla çeviriyoruz diğer sayfaları. Çoğu kitabında Henry Chinaski olmasına alıştığımız Bukowski, bu kitapta Nick Belane olarak karşımızda yer almayı tercih etmiş.  Kitabın başlangıcında yer alan

“Celine’i okur musun?” diye sordu bir kadın sesi. Oldukça seksi bir ses tonu vardı. Uzun süredir yalnızdım. En az yirmi yıldır.

“Celine mi?· Hmmm.”

“Celine’i istiyorum. Onu bulmalıyım.”

diyalogu aslında bize kitabın gidişatıyla ilgili bir fikir veriyor,  Bukowski’den hayata dair sert gerçeklik dışında bir kurgu okuyacağımıza dair. Bunun şaşırtıcı olduğu düşünülebilir eğer kendisine çok hakim değilseniz, ama ”Kasabanın En Güzel Kızı” kitabını okuyanlar zaten Bukowski’nin gerçekdışılıkta da epey kabiliyetli olduğunu deneyimlemişlerdir.

Yüzeysel olarak bir dedektiflik romanı olarak kategorileyebileceğimiz Pulp, tuhaf karakterleri ve değişik olay örgüsü ile dedektiflik harici her yere sürüklüyor olabilir okurunu. Zira dedektifin peşinden koştuğu nesne veya kişiler, bulabilmesi olası şeyler değil ve bunu farkettiğiniz andan itibaren yapıttan ayrı bir keyif almaya başlıyorsunuz.

Elbette bir Bukowski yapıtının olmazsa olmazı erotizm, bu kitapta da kendini gösteriyor. Bayan Ölüm ile yapılan telefon konuşmalarında en başlarda pantolonun fermuarı açık olmayan Nick Belane’in, uğradığı haksız ithamdan sonra gerçek olduğu düşünülen durumu gerçek kılması ve bu diyalogun defalarca tekrarlanması güzel bir detay olabilir eğer anlamsız yinelemelerden keyif alan okuyucu kitlesindenseniz. Ayrıca bu kitap Bukowski’yi okumak isteyenlere en son okuması tavsiye edilen kitaplardan biridir. Çünkü içinde Bukowski’nin bundan önceki eserlerine dair ipuçları var ve bunları farkederek okuduğunuzda yaptığınız okumanın manası daha da derinleşiyor ve belki Bukowski’yi toplumun önemli bir kısmının gördüğü gibi seks bağımlısı, alkolik ve kaçık bir ihtiyar olarak görmüyorsunuz. Gerçi böyle biri olarak görmemeniz epey imkansız ama en azından ”yalnızca bunlardan ibaret biri” olarak görmeme ihtimalinizin bu kitabın hakkıyla okunması vesilesiyle vuku bulacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Bitirmeden,

Eskiden yazarların hayatları, yazdıklarından daha ilginçti. Şimdiyse ne hayatları ne de yazdıkları ilginç.

Bir solukta okunabilecek keyifli bir kitap. Es geçmeyin derim.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

spot_img

Dijital Dünyada Görünmez Yönlendiriciler: Algoritmalar Nasıl Çalışıyor?

Algoritmalar nasıl çalışır? Arama, öneri ve yapay zeka sistemlerini örneklerle öğrenin; etik ilkeler ve pratik ipuçlarıyla dijital rehberiniz.

İstanbul Mimarisi: Cercle d’Orient

Beyoğlu'nun kalbi olan Cercle d'Orient ya da Büyük Kulüp, ilginç tarihi ve mimarisiyle bize çok şey anlatıyor.

Love or Duty Tablosunun Hikâyesi – Aşk Uğruna Kutsal Yemini Bozmak

Aşk ve inanç arasında sıkışmış bir rahibenin hikâyesini, Gabriele Castagnola’nın tartışmalı eseri Love or Duty üzerinden keşfeden dramatik bir sanat incelemesi.

Madeleine de Proust Nedir?

Hepimiz kimi zaman kendi kendimize veya çevremizin etkisiyle geçmişe bir yolculuk yapabiliyoruz. Yüzyıl öncesinde yazılmış bir kitap da tam olarak bu konuyu ele alıyor ve sonrasında bambaşka kapılar açılıyor. İşte Proust ve ünlü madleni.

Massive Attack – Mezzanine Albüm İncelemesi: Trip-hop’un Zirvesi

Mezzanine, Massive Attack'in yaratıcı gerilimle biçimlenen en karanlık albümü; elektronik müziğin sınırlarını yeniden tanımlarken içsel çatışmanın sesini kayda geçirir.

İsmail Bilgin – Enver Paşa Bir Adanmışlık Öyküsü | 50 Alıntı

İsmail Bilgin bu eserinde, Enver Paşa’nın yaşamını ilkesel bağlılık ve tarihsel temsil çerçevesinde ele alarak dönemin düşünsel iklimini yeniden yorumlamaktadır.

Edip Cansever’in Şiirlerine Yansıyan Hiçlik Travması

Edip Cansever, İkinci Yeni’de bireyin travma, boşluk ve hiçlik duygusunu işler. Şiirlerinde varlıkla yokluk arasında sıkışan ruhsal boşluktaki bireyleri anlatır.

Viyana’da Bir Hafta: Sanat, Tarih ve Lezzet Dolu Gezi Rehberi

Viyana; sanat, müzik ve tarihle iç içe bir şehir. Sarayları, müzeleri, kafeleriyle görsel bir şölen sunuyor. 1 haftada keşfedin, aşık olmaya hazır olun!

İnsanlığımı Yitirirken Neden Bu Kadar Eleştirildi?

Bu yazımızda, Dazai’nin İnsanlığımı Yitirirken romanını psikolojik yönleriyle ele alıp eleştirilme sebeplerini inceliyoruz

Duygusal Farkındalık Üzerine: İçindeki Ben’e Sarılmak

Duygusal farkındalık, kendi benliğimize sarılmanın ilk adımıdır. Bastırılan her duygu benliğimizi içimizdeki zindanlara mahkum eder. duygularımızı fark etmek pusulayı bizlere çevirir.

Editor Picks