Parasite’ı Sevenler İçin 10 Film Önerisi

Yabancı dilde çekilmiş olup Oscar’ın en iyi film ödülünü kazanan ilk film olması gibi birçok başarıya imza atan, Oscar’ın en çok konuşulan filmi Parasite’ı sevenlerin sevebileceğini düşündüğüm birkaç filmi toplayıp sizler için liste yaptım. Keyifli okumalar!

Dom za vesanje (1988)

Filmin yönetmeni Emir Kusturica, alışılmışın dışında bir yaşam tarzı olan çingenelerin hayatını sanki bir film değil de hayattan gerçek bir kesit izletir gibi aktarmış. Perhan, büyükannesiyle yaşayan bir gençtir. Kendi iç dünyasında yaşayan bu gencin nesneleri uzaktan yönlendirme gibi özel bir yeteneğe sahiptir. Yaşadığı yerin zenginlerinden olan Ahmed, Perhan’dan yararlanmak için şehre götürmeye karar verir. Perhan, sevdiği kızı arkasında bırakarak şehir hayatına adım atmak zorundadır. Perhan’ın hedefi yeterince para biriktirip tekrar köyüne dönüp kız arkadaşıyla evlenebilmektir.

Pred Dozhdot (1994)

Londra ve İngiltere arasında gidip gelen film, üç bölümden oluşmaktadır: Kelimeler, yüzler ve resimler olarak ayrılan üç bölüm, farklı coğrafyalarda ve birbirlerinden ilgisiz görünen insanların hayatları birleşip filmin bütününü oluşturmaktadır.

99 Francs (2007)

Reklam metni yazarlığı yapan Octave, oldukça başarılı bir reklam şirketinde çalışmaktadır. Octave’in başka bir şirketle yaptığı toplantı ve aynı reklam şirketinde çalıştığı Sophie’ye aşık olmasıyla hayatında işler değişmeye başlayacaktır. Octave, reklamcılığı ve sistemi tekrardan sorgulamaya başlayacaktır. Film, insanların parasının “reklam” yoluyla nasıl sömürüldüğünü gözler önüne sermektedir.

The Killing of a Sacred Deer (2017)

Son yılların adından çok defa söz ettiren Yunan yönetmeni Yorgos Lanthimos’un yönetmenliğini üstlendiği, başrollerinde Colin Farrell, Nicole Kidman’ın olduğu film başarılı kardiyolog Steven Murphy (Colin Farrell)’nin ailesinin etrafında dönmektedir. Steven’ın koruyup kolladığı yetim genç Martin, rahatsız edici bir biçimde Steven’ın ailesinin bir parçası olmaya çalışmaktadır. Sürekli ısrarcı tavırlarıyla gizemli bir sırrı olduğunu hissettiren Martin, daha sonra sırlarının ortaya çıkmasıyla hikaye çok farklı bir şekle bürünmektedir.

Mother! (2017)

Oldukça sakin bir hayat süren çiftin hayatı evlerine gelen yabancı bir misafirle değişir. Misafirin eşinin de gelmesiyle işler daha da karışık bir hal almaya başlar. Misafirlerin rahatsız edici varlıkları hikayeyi bambaşka bir pencere açacaktır. Usta yönetmen Darren Aronofsky filmin yönetmenlik koltuğundadır.

Kynodontas (2009)

Listenin diğer bir Yorgos Lanthimos filmi olan Türkçeye “köpek dişi” olarak çevrilen film, evlerinden hiç ayrılmayan baskıcı anne babasıyla sanki farklı bir evrende yetiştirilmiş gibi büyüyen 3 genci konu alır. Dış dünyaya tek adımını atan babalarıdır. O da sadece para kazanmak için işe gitmektedir. Tamamen izole büyüyen gençler, köpek dişlerinin düşüp dış dünyaya adım atacakları günün gelmesini beklemektedirler.

SubUrbia (1996)

Bir grup gencin süpermarketin önünde buluşup hayatlarıyla ilgili konuştukları bir gençlik filmi. Hayatlarını sorguladıkça farklı sorularla karşılaşan gençler, geçmişlerini de işin içine katınca her gencin hayatında karşılaştığı kendini bulma sorununu yaşamaktadırlar. İzleyen her gencin kendinden bir parça bulabileceği bir film.

Krótki Film o Zabijaniu (1988)

Toplumdan soyutlanmış olan Jacek, bir taksiciyi bir hiç uğruna öldürür. Jacek, yakalandıktan sonra yargılanma süreci başlar. Görünüşte cinayeti işlemesinin bir sebebi olmadığı için mahkemeye göre tamamen suçlu durumundadır. Bütün bu olumsuzluklara karşı yeni avukatlık belgesini almış olan avukat Piotr, Jacek’i savunma kararı alır.

Panic Room (2002)

Meg, kocasından ayrıldıktan sonra 11 yaşındaki kızıyla birlikte oldukça eski bir eve taşınırlar. Görkemli bir ev olan bu yerin özelliği panik odası olarak nitelendirilen özel bir odaya sahip olmasıdır. Odaya istenmeyen kimsenin giremeyeceği, monitörlerin evin her tarafını görebildiği yani acil bir durumda oda içerisine rahatlıkla sığınılabilecek bir yerdir.

Roma (2018)

Alfonso Cuarón’un kendi çocukluğundan ilham alarak çektiği film, Cleo isimli bir evin hizmetçisini hikayenin merkezine koyarak o dönemin siyasi, toplumsal durumunu gözler önüne sermiştir. Cleo, ev işleriyle uğraşmasının yanı sıra aşık olduğu adamla olan hayatına da kendini kaptırmıştır. Cleo için işler pek de istediği gibi ilerlemez. Diğer yandan hizmetçilik yaptığı evin sahibi olan Sofia benzer bir durumla karşı karşıyadır.