1980’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Czeslaw Milosz’un İssa Vadisi adlı kitabı ilk kez Monokl Yayınevi tarafından Türkçe’ye çevrildi. Melaike Hüseyin ise kitabın çevirmenliğini üstlendi!
-
Kitap Ne Anlatıyor?
Issa Vadisi’nin çocuk kahramanı olan Thomas, Kuzey’de yer alan vadide doğanın acımasız koşullarına maruz kalırken, köy hayatının büyüleyici ve acımasız yönlerini de görür. Kitapta, Çam ve Ladin ormanları, tavuklar, geyikler, avcılar ve silahları çok sık görmekteyiz. Kilise’de intihar eden Magdalene’nın yerine bıraktığı hayaletler veya belirli aralıklarla şeytanı dengelemek için gelen Dostoevskian, kitaba ruhani bir derinlik katıyor. Thomas ise büyükanne ve büyükbabasıyla masum, sevgi temelli bir hayat yaşarken kendisini belirli maceraların içinde buluyor.
“Kimilerine göre şeytan bir tür halüsinasyondan, içteki acıların bir ürününden başka bir şey değildir. Eğer öyle yeğliyorlarsa, dünya onlara anlaşılması daha da güç görünüyor olsa gerektir çünkü insan dışında yaşayan başka hiçbir varlığın başına böyle halüsinasyonlar görmek gelmez. Diyelim ki bazen bardaktan taşıp dökülmüş bir içkinin Baltazar’ın parmağıyla masaya yayılmış çizgileri etrafında sıçraya sıçraya gezinen küçücük yaratık, varlığını ayyaşlığa borçluydu. Yine de hiçbir sonuç çıkmaz bundan. Yaşama sevincinin Baltazar’a geri geldiği günler oluyordu; sabanın ardında bir ıslıktır tutturuyor ve sonra ansızın içini bir fırtınanın alameti olan bir ürperti basıyordu. Kendisine belirlenen çemberin dışına birkaç adımcık atmayagörsün, yabancı bir güç onu gerisin geri dehleyiveriyordu. Evet, yabancı bir güç. Çünkü ızdırabını hiç de kendisinin bir parçasıymış gibi hissetmiyordu; mutlaka ki kendisi, derinlerde bir yerlerde, hâlâ hep saf bir sevinç olarak kalıyor; ona musallat olan şey, onu dışarıdan kuşatıyordu. Dehşet vericiydi çünkü umutsuz zamanlarında yaptığı akıl yürütmelerin o inceliği ve keskinliğini, kendisinin yapabileceği bir şeyden almıyordu; insanüstü bir görüş açıklığı mağlup ediyordu onu. Kendi gülünçlüğü
― yaptığı muhasebelerin içine bir de o giriyor, orayı kaşıyordu tacizcisi.
― Demek ki şöyle, Baltazar’ım ― diyordu.
― Bir hayat var. Milyonlarca insan milyon işle uğraşmakta, sense Surkont, Helena Yuhnieviç, toprak moprak, bir de şu, hımm, şu tüfekle olan iş, bunların hepsi ufak şeyler. Bunlar sana ne için verilmiş, peki? Bir yıldız gibi şurada, burada uyuyabilirdin. Ama demek, senin yatacak yerin bura olmalıymış. Ve artık asla ikinci bir kez de doğmayacaksın.
Czeslaw Milosz (Tanıtım Bülteninden)”
-
Czesław Miłosz kimdir?
Polonyalı şair ve deneme yazarı. Totaliter rejime karşı duruşu ve kitaplarında bunu işlemesiyle biliniyor. Eserleri, bu duruş yüzünden kendi ülkesinde yasaklansa bile Nobel Edebiyat ödülü almasına engel olmadı. Yayınladığı şiir, inceleme ve romanları ile 1980 yılında Nobel Edebiyat Ödülü sahibi oldu.
-
Melaike Hüseyin kimdir?
“Kolay ve Pratik Lehçe” kitabının yazarıdır. Aynı zamanda Maksim Gorki’nin “Klim Samgin’in Yaşamı 40 Yıl” adlı dört ciltlik kitabın da çevirmenidir.