Yazarın dediği gibi “önce söz vardı.” Elbette ki yazarlar ise o sözü bu kadar cesaret ile söyleyen ilk insanlardı. Bundandır ki edebiyat severlerin tüm çabası bizimle aynı duyguları sezen ama bizden daha cesaretli olan insanların kelamını okumak içindir. Ve yine bundandır ki önce söz olan dünyada, kelam edecek cesareti kendimizde bulmak isteyişimiz.
Nazan Bekiroğlu, her deneme kitabında olduğu gibi Kelime Defteri kitabında da kelimelerin iç dünyasına eğiliyor. Kendimizi bulduğumuz ve içimizde farklı duygular uyandıran, âdeta kelimelerin rengi ve dokusu olduğunu hissettiğimiz bir eğiliş bu. Her okuyucunun, herhangi bir sayfasında yaşamı boyunca iç dünyasını değiştiren bir kelimeyi ele alışını görmek çok olası bu kitapta. Bekiroğlu, kelimeleri lügate göre değil, insanların ortak duygularına göre yorumluyor.
Nazan Bekiroğlu’nun “Kelime Defteri” adlı kitabından 20 alıntıyı, okuyucularımız için hazırladık.
- Empati: İnsan olmanın ilk şartı. İnsan kendini başkasının, dahası kurdun kuşun, börtü böceğin, kırık dalın yerine koyabiliyorsa insandır. (Sayfa, 14)
- İnsaniyet: Ve ben artık insanlardan insaniyete sığınıyorum. (Sayfa, 14)
- Kelime: Kelime acıtır. Hacmi, ağırlığı, dokusu vardır. Tene değer ve keser. Öldürebilir de. (Sayfa, 17)
- Zaman zaman içinde. Zamansızlığın yani cennet zamanının tecrübe edildiği üç kalpten biri şair kalbi. (Sayfa, 20)
- İnsan nereye gitse rüyalarını geride bırakamaz ki. (Sayfa, 36)
- Ben erken kaybedenlerdenim çünkü. Kaybettiğinin değerini sonra fark edenlerden, zamanında anlattıramayanlardan. Ama onun, gündelik olayları bile bir zihniyet meselesi olarak yorumladığı besbelli. (Sayfa, 50)
- Mâi, bütün kültürlerde ümidin, iyimserliğin, sükûnetin, saflığın rengidir. (Sayfa, 53)
- Edebiyatta gül kırmızı, kan kırmızı öyleyse aşk da kırmızıdır. Belki bu yüzden aşkın bitebildiğini görüp de buna tahammül edemeyen Anna’nın kendisini bir tren istasyonunda rayların üzerine attığı gün kolundaki minicik çanta kırmızıdır. (Sayfa, 59)
- Ama şu doğrudur ki hatıralar, yaralar, yangınlar, kasvetler, kederler, uzayıp giden geceler hep siyahtır; aşk hepi topu simsiyahtır. (Sayfa, 61)
- Hayat doğumla ölüm arasında bir köprüdür, dahası ahrete uzanır. Mecazi aşk, gerçek aşka bir köprüdür. Dinin direği namazsa köprüsü zekâttır. Yazı eğer benden sana, dünyadan ezele köprü kuruyorsa vardır. (Sayfa, 73)
- ‘Önce söz vardı’, kelimeler hayatlardan önceydi. (Sayfa, 85)
- Kimi de kalem ya da mürekkep bozar oyunu. Çünkü kağıdın bağrı delinmektedir. Kalem, içindeki mürekkebe yükler her şeyi, akıtır şunun şurasında. Hafifler yazının sonunda. Tükenebilir hatta. Ama kâğıt öyle mi? O, üzerine yükleneni taşır. Ağır gelmez mi? Gelir. Ama kâğıt işte. Her şeye katlanır. (Sayfa, 93)
- Öyle ise vakit gelmiştir. Bu bozuk düzen yazıyı, bu zarar ziyan yemiş kâğıdı, bu hasarzede risaleyi yırtıp atmak zamanıdır. (Sayfa, 99)
- Çünkü aşk bireysel mizaçlar kadar toplumsal reflekslerin de miyarıdır. (Sayfa, 104)
- Eğer aşk bir kere gerçekleşmişse yapılacak en uygun şey kaderi onun ellerine teslim etmektir. (Sayfa, 105)
- Diğer yandan acıyı eskitmenin tek yolu da kelimelerdir. Gizlenerek geçirilen yıllar boyunca zamanı geçirmenin yolu ayrıntıya dalmak olabilir ancak ve ayrıntı kelimelerdedir. Zamanı tüketirken kendi çoğalır dilin. (Sayfa, 152)
- Tamam-ı ömrünüzde gayri memlekete seyahat kılmadığınız kendi lisanınızdan âşikar. Gitmeyi hep istediniz. Lâkin civarınızda çizilmiş bir çemberin dışına taşıp da hiçbir yere hele İstanbul’a hiç gidemediniz. İstanbul sizi istemedi mi? (Sayfa, 158)
- Her iyinin içinde bir kötü, her kötünün içinde de bir iyi olduğuna inanmak geçerli bir avuntu olsa da, herkesin damağında yasak meyvenin tadı dursa da iyi ile kötüyü birbirine karıştırmak yanılgıdır sadece. O yanıltıcı, avutucu ayniyete inanmak masum kılmaz bizi. (Sayfa, 217)
- Resim, gereksiz ayrıntıları bir tarafa atarak zamanı dondurmanın bir yoludur. Açıkça yüze vurmanın dili. (Sayfa, 224)
- Yazı bu, kelime. Vehbisi var, kesbisi var. Yanardağlar gibi fışkıranı, ırmak taşkınları gibi yayılıp basanı. Kıt kanaat, ıkına sıkıla yazılanı, yazılmazsa boğacak olanı. (Sayfa 242)
Nazan Bekiroğlu, Kelime Defteri, Timaş Yayınları, İstanbul 2014
Sitemizde bulunan Mavi Lâle adlı kitaptan hazırlanan 20 alıntıyı buradan okuyabilirsiniz.