Arthur Schopenhauer’in radikal kötümserliği mutlu bir yaşam sürmenin ne ölçüde mümkün olduğu ya da olmadığını irdeliyor. İyimser bir bakış açısını kabullenmeye çalışmak gerçekten sandığımız kadar önemli midir? Mutlu olmak için izlediğimiz yolları ne gibi etkenler şekillendirir? Mutlu olmak, mutluluğun önüne geçen şeylerin elde edilmesiyle nasıl sağlanır? Dünyada mutlu olmak ne derece mümkündür, iyimserlik ne ölçüde kabul edilebilir?
Mutlu Olma Sanatı, hayata yönelik kendi sorularınızı sormanızı sağlayacak ve cevaplarınız muhtemelen kendinize dönük eleştirilerden oluşacak. Bu kitabın kılavuzluğunda kendinize ne gibi sorular yönelteceğinizi tahmine etmeden önce bakmanız gereken bu 19 alıntı size bir ipucu sağlayabilir. Bu kitabı okuyup okumamaya karar vermenizden önce şu ifadeleri de eklemek isteriz: Bu kitap size alışılagelmiş mutluluk standartlarına sahip olarak mutlu olmanın hayatın en önemli koşulu olup olmadığını sorgulatmanın yanında; hayat önceliklerinize dair sıralamaya yeniden göz atmanıza ve bakış açınızı sorgulamanıza neden olabilir!
- “…dünyaya mutluluk ve zevk beklentisiyle dolu olarak adım atarız ve kader bizi hoyrat bir şekilde yakalayıp hiçbir şeyin bizim olmadığını, her şeyin ona ait olduğunu gösterene kadar bunu gerçekleştirmeye yönelik o aptalca umudu koruruz…” (sf.11)
- “Hiçbir şey kıskançlık kadar uzlaşmasız ve acımasız değildir. Yine de kıskançlık uyandırmak için durmaksızın çaba harcarız.” (sf.12)
- “Kendinde farklı farklı insani amaçlara ve güçlere karşı doğuştan gelen bir yetenek bulur; fakat bunun deneyim olmaksızın kendi bireyselliği içindeki farklı derecesinin farkına varmaz.” (sf.14)
- “Dünya üzerindeki fiziki yolumuzun yüzey değil de her zaman sadece düz bir çizgi olmasından ötürü, Bir Şey’i tutup ona sahip olmak istediğimizde hayattaki sayısız başka şeyden feragat ederek bunların sağından solundan geçip gitmek zorunda kalırız.” (sf.14)
- “Zira gerçekte insanın kendi güçlerini kullanmasından ve hissetmesinden başka hiçbir zevk yoktur ve en büyük acı, insanın güce ihtiyaç duyduğunda yokluğunu hissetmesidir.”(sf.17)
- “Başkalarının niteliklerini ve özelliklerini taklit etmek, başkalarının kıyafetlerini giymekten çok daha onur kırıcıdır. Zira bu, insanın kendi değersizliğine ilişkin yargının kendiliğinden ifade bulmasıdır.” (sf.17)
- “Zira bizim için içsel ve dışsal koşullara ilişkin olarak değişmez zorunluluğun tam kesinliğinden daha etkili bir teselli yoktur.” (sf.18)
- “Memnuniyetsizliğimizin kaynağı, isteklerin katsayısını yukarı çekme çabamız sürekli yenilenirken bunu önleyen diğer katsayının hareketsizliğinde yatar.” (sf.21)
- “Ölçüsüz sevinç de çok şiddetli acı da sadece aynı kişide bulunabilir.” (sf.24)
- “Hayat bilgeliğinin büyük bir kısmının, biri diğerini mahvetmesin diye, dikkatimizi kısmen âna, kısmen de geleceğe bahşettiğimiz doğru orana dayandığı söylenebilir.” (sf.29)
- “Kesin olmayan ya da belirsiz sıkıntıların bütün hayatımızın huzurunu kaçırmaması için bunları ya hiç olmayacakmış ya da kesinlikle şimdi olmayacakmış gibi görmeye kendimizi alıştırmamız gerekir.” (sf.30)
- “İnsan olası mutlu rastlantıları ve bunların sonuçlarını hayalinde canlandırsa gerçekliği daha zevksiz hale getirir, boş hayaller kurar ve sonra da hayal kırıklığı yaşayarak bunları pahalıya öder.” (sf.33)
- “Gelecek için yaptığımız planlar ve duyduğumuz endişeler ya da geçmişe özlem bizi durmaksızın öyle meşgul eder ki mevcut an neredeyse hiçbir zaman hiçbir şeyiyle dikkat çekmez ve ihmal edilir.” (sf.35)
- “Bizi mutlu ya da mutsuz eden, aslında deneyimle dışarıdan ilişkili şeyler değil bunları kavrama şeklimizdir. Ayrıca sağlık ve ona eşlik eden neşe her şeyin yerini alabilir fakat hiçbir şey onların yerini alamaz.” (sf.43-44)
- “Hayat planlarımızda en sık, hatta neredeyse zorunlu olarak dikkate almadığımız ve hiç hesaba katmadığımız şey, zamanın bizzat bizde meydana getirdiği değişimlerdir.” (sf.45)
- “Çok mutsuz olmamanın en güvenli yolu çok mutlu olmayı istememek, yani zevk, mülk, paye, onur vb. taleplerini ölçülü bir düzeye indirmektir.” (sf.45)
- “Herkes farklı bir dünyada yaşar ve bu, kafaların farklılığına göre değişkenlik gösterir:Buna göre dünya yoksul, boş, yalın ya da zengin, ilginç, anlamlı olabilir.” (sf.46)
- “Varoluşumuzun mutluluğu bakımından bilinç durumu kesinlikle en önemli şeydir. Zira dolaysız olan yalnızca bilinçtir, diğer her şey dolaylıdır, tamamıyla öyledir.” (sf.47)
- “En büyük ve ne sık rastlanan aptallıklardan biri, hangi türden olursa olsun, hayat için geniş kapsamlı düzenlemeler yapmaktır.” (sf.48)
Arthur Schopenhauer,Mutlu Olma Sanatı(Kısa Klasik),Can Yayınları,İstanbul,2019.