Milan Kundera’nın Kaleminden Yavaşlık | 15 Alıntı

Fransız gazeteci Pierre Lepape, roman için şunları dile getiriyor:

“Yavaşlık, ciddi bir roman değil, bir şaka… Elbette Don Kişot da bir şakaydı.”

  Farklı zaman dilimi ve olay örgüsüyle çevrili satırlar, bizi yavaşlık kavramı üzerine düşünmeye sevk ederken gündelik yaşam pratiklerimizi de sorgulamaya itiyor. Sizler için romandan alıntılar derledik. Keyifli okumalar dileriz!

  1. “İnsan hız yeteneğini bir makineye devredince her şey değişir: Artık kendi gövdesi oyunun dışındadır ve bir hıza teslim eder kendini, cisimsiz, maddesiz bir hıza, katıksız hıza, hızın hızlılığına…” (s. 10)
  2. “Acı çekmeyen kimse haz duyar.” (s. 13)
  3. “Her şeyin anlatıldığı böylesine bir dünyada, hem çok kolayca kullanılabilecek hem de en öldürücü silah, her şeyi açığa vurma, dile düşürme silahıdır.” (s. 15)
  4. “Pontevin’e göre, günümüz politikacılarının tamamı biraz dansçıdır ve bütün dansçılar da politikaya sokarlar burunlarını.” (s. 21)
  5. “Düşüncelerini yayımlayan kişi başkalarını kendi gerçekliğine inandırmak, onları etkilemek ve böylece dünyayı değiştirmek isteyenlerin rolünü üstlenmek tehlikesini göze alır aslında.” (s. 24)
  6. “Konuşmak zaman doldurmak değildir, tersine, zamanı konuşma düzenler, zamanı yöneten konuşmadır ve uyulması gereken yasaları o koyar.” (s.31)
  7. “Yavaşlık ile anımsama, hız ile unutma arasında gizli bir ilişki vardır.” (s. 36)
  8. “Yavaşlığın derecesi anının yoğunluğuyla doğru orantılıdır; hızın derecesi unutmanın yoğunluğuyla doğru orantılıdır.” (s. 36)
  9. “Günümüzde, ancak tam anlamıyla bilinçsiz insanlar ün tenekesini peşlerinde sürüklemeyi gönüllü olarak kabul edebilirler.” (s. 37)
  10. “Bir kadın bana ‘Seni seviyorum çünkü zekisin, çünkü namuslusun, çünkü bana armağanlar alıyorsun, çünkü zamparalık yapmıyorsun, çünkü bulaşık yıkıyorsun’ derse hayal kırıklığına uğrarım; bu aşkta çıkarcı bir yan vardır.” (s. 44)
  11. “Sevgi kırılgan, narin bir şey midir peki? (Elbette, aziz dostum, kuşkusuz öyle.)” (s. 64)
  12. “Hepimiz kameraların önünde yaşıyoruz. Bu durum artık insanlık durumunun bir parçası oldu. Savaştığımızda bile kameranın önünde savaşıyoruz. Herhangi bir şeye karşı çıkmak istediğimiz zaman, kameralar olmasa sesimizi duyuramayız.” (s. 66)
  13. “Aklına bir şey takılmış da yalnızca bundan söz etmek istiyorsa, ama aynı zamanda, bundan söz edecek durumda değilse, kötü bir açmazdadır insan.” (s. 76)
  14. “Yalnızca boğulmak isteyen kimse giyinik olarak suya atlar ve boğulmak isteyen kimse kafa üstü dalmaz suya, kendisini bırakır. Devinimlerin ilksel dili bunu gerektirir.” (s. 96)
  15. “Çağımız hız iblisine teslim ediyor kendini ve bu nedenle kendisini kolayca unutuyor.” (s. 102)

Milan Kundera, Yavaşlık, Can Modern, 2019

Ece Özer
Ece Özerhttp://hayalleregidenyolum.com
hayat boyu öğrenci kalmayı hedefleyen bir iletişimci

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Şakir Paşa Ailesi Edebiyata Nasıl Yön Verdi?

Şakir Paşa ailesinin sanata, özellikle de edebiyata yaptığı katkılar hakkında bir çerçeve sunuyoruz.

Chicano Edebiyatı: Sınırda Kalmışların Sesi

Chicano edebiyatı; melez kimlik, aidiyet krizi ve kültürel direnişi sınırın iki tarafındaki hayatlar üzerinden anlatan güçlü, politik ve ruhani bir edebi hafızadır.

Harry Potter Serisinin Unutulmaz Replikleri

Harry Potter'ın büyülü replikleriyle büyücülük dünyasında kaybolmaya hazırlanın!

Küçük Gün Işığım Film İncelemesi: Kabullenmenin Gücü

Kusursuzluk arayışının değil, kendin olmanın kıymetini; sonuca değil, yolculuğa odaklanmanın anlamını keşfedeceğiniz sarsıcı ama iç ısıtan bir aile hikâyesine davetlisiniz.

Joseon’daki İstikrarsızlık: Kral Injo

İstikrarsızlığıyla Kore ulusunun gelişmesinin önünü kapamış bir hükümdar olarak hatırlanan ve günümüzde hala eleştirilen Kral Injo'nun tarihteki yeri.

Sessizliğe Karşı Yazmak: Kadın Yazarların Sansüre Direnişi

Sansür, yalnızca siyasi bir baskı mekanizması değil; aynı zamanda kültürel, ahlaki ve cinsiyet temelli bir sessizleştirme aracıdır.

Hasçelikler and the City: Dijital Bir Ailenin Hikâyesi

Hasçelikler and the City; dijital dünyada temsiliyet, samimiyet ve medya sınırlarını sorgulayan gerçekçi bir aile anlatısıyla izleyicileri içine çekiyor.

Cumhuriyet Aydınları: Behice Boran

İlk kadın sosyolog, ilk kadın siyasi parti genel başkanı, Marksist, yazar ve akademisyen olan Behice Boran; Türk solunun en güçlü temsilcilerinden biri olmuştur.

Tabloları Dinlemek: Édouard Manet

Bazı bakışlar ancak bazı nefeslerle tanımlanıyor. Manet'nin fırçası, Tezer'in nefesi gibi...

Edebiyatta Semtlerin İzleri: Emirgan

İstanbul'un en güzel semtlerinden biri olan Emirgan, şiirlerde de romanlarda da ele alınan bir semt olmuştur.

Editor Picks