Lord Protector ; Oliver Cromwell

Arşiv
Arşiv
Söylenti Dergi'de geçmiş zamanda yazar olan dostlarımızın eserleri bu hesapta arşivlenmektedir. Yazar onayı olduğu sürece kaynak göstererek kullanmak serbesttir.
spot_img
spot_img

Kraliçe birinci Elizetbeth’in 1603 yılında ölmesi ile İngiltere tahtına James Stuart geçmiştir. Kral James’in döneminde dinsel, siyasal ve sosyal yaşantıda huzursuzluklar görülmüştür. James, hükümdarlığı boyunca parlamentoyu üç kez dağıtmış ve monarşiyi savunmuştur. James’in döneminde başlayan huzursuzluklar ondan sonra tahta gelen oğlu birinci Charles’ın dönemini de etkilemiştir. Charles’ın hükümdarlığı sırasında İngiltere iç savaşı meydana gelmiştir. Bu savaş 1642 ve 1651 tarihleri arasında parlamento savunucuları (Rounheads) ve kraliyet savunucuları (Cavaliers) arasında olmuştur. Sivil savaş püriten partinin zaferi ve Kral Charles’ın idam edilmesiyle son bulmuştur. İskoçlar I. Charles’ın idamı üzerine şok olmuş ve onun oğlu olan ve daha sonra kral olarak bilinen II. Charles’a  İngiliz parlamentosuna karşı birlikte savaşmalarını önermişlerdir. Bunun üzerine İskoçlar yenilgiye uğratılmış ve II. Charles Fransa’ya kaçmıştır. Bu zafer Cromwell’in gücüne güç katmış, onu İngiltere halkının gözünde kahraman yapmıştır.

Charles’ın ölmesi ile birlikte İngiltere de cumhuriyet ilan edilmiştir. İngiltere artık Oliver Cromwell’in önderliğinde parlamento tarafından yönetilmekteydi. Cromwell “Lord Protector” olarak bilinmiştir ve onun yönettiği dönem “Protectorate” adını almıştır. Cromwell parlamentoya ilk defa 1640 yılında girdiğinde, I. Charles İngiltere’yi on bir yıldır yönetiyordu. Cromwell, parlamentoda olduğu süre boyunca kralın yetkilerinin kısıtlanması gerektiği savunmuştur ve aslında bu davranışı ile krala karşı olduğunu belli etmiştir. Cromwell sadece kazandığı başarıları ile değil, koyu bir püriten lider olması ile de biliniyordu. Cromwell’e göre kazandığı başarılar ona tanrı tarafından bahşedilmiştir.


Cromwell her ne kadar öldükten sonra oğlunun onun yerine geçmesini istese de, ikinci Charles’ın Fransa’dan gelmesi ile İngiltere de Restorasyon dönemi başlamıştır.İkinci Charles’ın hüküm sürdüğü bu dönemde, onun danışmanlığını yapan Edward Hyde Cromwell’i anlatan İsyan Tarihi adlı eserini okuyucu ile paylaşmıştır. Hyde her ne kadar kralın yanında da olsa, eserinde Cromwell’i anlatırken tarafsız olmuştur. İsyan tarihi eseri Cromwell’in son zamanlarını anlatarak başlamıştır ve daha sonra onun karakteristik özellikleri hakkında okuyucuya bilgi vermiştir.
  Eserin başında Cromwell’in psikolojik olarak iyi olmadığı belirtilir ve bunun nedeni ise kısa zaman önce kaybettiği kızının arkasından duyduğu acıdır. Lord Protector hem ruhsal hem de fiziksel olarak acı çekiyordur. Bütün doktorlar onun için en iyi kurtulma yollarını arasa da başarılı olamamışlardır. Din adamlarına göre, ülkenin  İngiltere’nin bir süre daha Cromwell’in yönetimine ihtiyacı vardır ve onun kaybının ülke için iyi olmadığını düşünmektedirler. Hyde, Cromwell’in sağlık durumu hakkında bilgi verdikten sonra onun hayatında önemli bir yere sahip olan üç Eylül tarihinden söz etmiştir. Cromwell, bu tarihte iki önemli muharebeler kazanmış (Dunbar ve Worcester) ve üç Eylül 1658 tarihinde hayatını kaybetmiştir. Cromwell öldüğü zaman büyük bir fırtına meydana gelmiştir. Cromwell, başarılı bir lider olarak bilinirdi. Düşmanları dahi onun zekasına ve becerilerine hayran kalmışlardır. Hyde, Cromwell’in karakteristik özelliklerinden söz ederken onun materyalist bir insan olmadığını söylemiştir. Elde ettiği bütün başarıları, kendi emeği ve azmi ile kazanmıştır. Diğer liderlerinin aksine herhangi birinin yardımını kullanarak bulunduğu göreve gelmemiştir. Yazar, her ne kadar Cromwell’in iyi özelliklerinden söz etse de, onun kötü özelliklerine de değinmiştir. Cromwell, gerek duymadığı sürece insanların tavsiyelerini almayı gerekli görmezdi. Eğer kararını vermişse, kimse onun fikrini değiştiremezdi. Cromwell aynı zamanda hukukun üstünlüğüne inanan bir lider olarak bilinirdi, fakat hukukun üstünlüğünü sadece kanunlar onu desteklediği zaman kabul ederdi. İsyan Tarihi eserin de Hyde, Cromwell’in arkadaşı Cony ile olan tartışmasına değinmiştir. Cony’ye göre halktan alınan vergiler çok fazladır ve insanların maddi gücü bu vergileri ödemeye yeterli değildir. Cromwell bu sorunu, aralarında ki eski arkadaşlığa güvenerek geçirdikleri güzel günleri Cony’ye  hatırlatarak çözmeye çalışmış ancak Cony fazla vergi vermeyi kabul edenleri suçlamış, savunduğu fikirden vazgeçmemiştir. Bunun üzerine Cromwell, kendisinin de tıpkı Cony kadar inatçı olduğunu söylemiş ve yakın arkadaşını kurallara uyması yönünde uyarmıştır. Maalesef Cony’ye bu olayın sonunda ne olduğu bilinmemektedir. Cromwell ‘e göre insanlar onun kanunlarına uymak zorunda idi.

Hyde, yazısını sonlandırırken Cromwell’in kan dökmeyi seven bir lider olmadığını dile getirmiş ve ”Machiavel” yöntemine karşı olduğunu söylemiştir. Machiavelli’ye göre, monarşide yetki sinırsızdır. Eğer ülkenin birliğini sağlamak istiyorsan gerektiği zaman adam öldürecek, yalan söyleyecek ve hatta ahlaka aykırı davranacaksın. Hyde, Cromwell’in monarşiden kimseyi öldürmediği eserini bitirirken dile getirmiştir. Yazar, eserinde Cromwell’in hem değerli özelliklerinden hem de kötü özelliklerinden söz ederek tarafsız bir şekilde eserini okuyucu ile paylaşmıştır.
İngiltere’nin monarşi ile yönetilmediği bir dönemin mimarı olan Oliver Cromwell gerek askeri başarısı, gerek zekası ile on yedinci yüzyıl İngiltere tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur.

Kaynak;
Abrams, M.H. et al, Eds. The Norton Anthology of English Literature. 9th ed. New York: Norton,2012.Print.

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.