Kimlik Bunalımıyla İlgili İzlenmesi Gereken 10 Film

Batuhan İzmirli
Batuhan İzmirli
All that we see or seem is but a dream within a dream.
spot_img
spot_img

Shutter Island (Martin Scorsese, 2010)

Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule (Mark Ruffalo), suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği bir adaya soruşturma için giderler. Ada içerisinde araştırma yaparken işler bambaşka bir hal almaya başlar. Teddy Daniels adanın içerisinde kendiyle tekrar yüzleşmesi gerekmektedir.

Nocturnal Animals (Tom Ford, 2016)

Varlıklı bir sanat galerisi sahibi olan Susan Morrow’a (Amy Adams) eski kocası Edward Sheffield (Jake Gyllenhaal) tarafından yazılan bir kitap hediye edilir. Kitap, Edward tarafından eski eşine atfen yazılmıştır. Kitabın ismi olan “Nocturnal Animals” bile eski eşine taktığı lakaptır. Susan bu kitabın içinde geçmişinden ve şimdiki halinden çok fazla iz bulacaktır. Film içerisinde sık sık eski kocasıyla olan ilişkisinden anılar içermektedir. İlginç bir intikam teması olan film, Susan’ın aslında olmak istemediği kişiye farkında olmadan dönüşmesini fark ettirmektedir. Tom Ford’un ikinci uzun metraj yönetmenlik deneyimi olan bu enfes filmi kaçırmamanızı tavsiye ederim.

Memento (Christopher Nolan, 2000)

Leonard (Guy Pearce) kısa süreli hafıza kaybı yaşayan biridir. Hayatını karısını öldüren kişileri bulmak için harcayan Leonard’ın işi hayli zordur. Kendine kim olduğunu hatırlatması için bir sürü not ve vücuduna yaptırdığı dövmeleri kullanmaktadır. Leonard için gerçeğin ne olduğunu ayırt etmek ve neye inanacağını seçmek gittikçe zorlaşmaya başlayacaktır.

Donnie Darko (Richard Kelly, 2001)

Jake Gyllenhaal çevresine uyum sağlayamayan sıra dışı bir karakter olan Donnie Darko’yu canlandırıyor. Donnie, tavşan kostümü giyen hayali arkadaşıyla yakınlaştıkça, çevresinden kendisini daha da soyutlamaya başlıyor. 28 gün, 6 saat, 42 dakika, 12 saniye… hayali arkadaşı dünyanın ne zaman yok olacağını saniyesine kadar söylüyor. Tabii bu Donnie’nin yeni araştırmalara başlamasına ön ayak oluyor.

Zodiac (David Fincher, 2007)

Kendini “Zodiac” olarak tanıtan bir seri katili bulabilmek için üç dedektif ve bir gazeteci hayatları pahasına savaşırlar. Hiçbir sıraya veya bağlantıya göre öldürmeyen bu seri katili bulabilmek neredeyse imkansızdır. Yıllarca süren bu kovalamaca sırasında özellikle gazeteci ailesini, geleceğini kısacası her şeyini Zodiac’ı bulma uğruna feda etmiştir.

Persona (Ingmar Bergman, 1966)

Usta yönetmen Ingmar Bergman’ın en büyük yapıtlarından olan Persona, ünlü bir tiyatro sanatçısı olan Elisabet Vogler (Liv Ullmann) hiçbir tıbbı sorunu olmadan konuşmayı bırakmasının ardından, yalnız kalması için yazlık bir eve bakıcı olarak tuttukları Alma (Bibi Andersson) ile birlikte gönderiliyorlar. Elisabet, tek bir kelime etmemesine karşın, Alma sıkılmadan konuşmaya devam ediyor. Ancak bu durum Elisabet ve Alma arasında büyük bir kişilik karmaşasına neden oluyor.

Beginners (Mike Mills, 2010)

Babasının ölümünün ardından Oliver (Ewan McGregor) hayatını tekrar gözden geçirmektedir. Babasının kanser olmasından ölümüne kadar geçirdikleri zorlu günleri hatırlayan Oliver, ayrıca babasının yıllar sonra eş cinsel olduğunu fark etmesi gerçeğiyle yüzleşmesi gerekmektedir. Oliver’ın bu düşüncelerinin yanı sıra Anna (Melanie Laurent) ile tanışmasıyla aralarında ilginç bir bağ oluşuyor. Herkesin ihtiyacı olan “yeni başlangıçlar” ile ilgili sıcacık bir film.

The Man Who Killed Don Quixote ( Terry Gilliams, 2018)

Terry Gilliam’ın 1989 yılında filmin senaryosunu oluşturup, 1998 yılına kadar çeşitli imkansızlıklarla çekimlerine başlayamadığı ve 2018 yılına kadar yaşadığı aksiliklerle bir türlü çekilemeyen bu film, gençliğinde Cervantes’in Don Quixote romanını sınırlı imkanlarıyla filme dönüştüren Toby’nin (Adam Driver) tekrar kasabaya gelmesi ve yıllar önce çektiği filmde Don Quixote karakterine canlandıran kişinin hala karakterinden çıkamadığını görmektedir. Kimlik bunalımı yaşayan bu kişi gerçek kimliğini reddedip, Toby ile birlikte gerçek ve kurmacanın iç içe geçtiği eğlenceli bir yolculuğa çıkıyor.

Frank (Lenny Abrahamson, 2014)

Genç ve hevesli bir müzisyen olan Jon (Domnhnall Gleeson), Frank (Michael Fassbender)’in solistliğini üstlendiği bir grupta çalmaya başlıyor. Frank, maskesi olmadan kimseye gözükmeyen, maskesini kendi kişiliğine aktarmış olan bir müzisyen. Maskesi olmadan kendi varoluşunun hiçbir anlamı olmayacağını düşündüğü için maskesiz bambaşka biri olacağını düşünüyor.

Uzak (Nuri Bilge Ceylan, 2002)

Kendine bile uzak olan Mahmut (Muzaffer Özdemir) hiç beklemediği bir anda memleketten akrabası olan Yusuf (Mehmet Emin Toprak) tarafından ziyaret ediliyor. Birbirinden farklı iki zıt karakter olan Mahmut ve Yusuf’un aynı çatı altında kesişmesi yeni başlangıçlar ümidiyle yanıp tutuşan Yusuf’un hırsları, Mahmut’un isteksizliği ve “uzak” olmasıyla kesişiyor.

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.