“Sonra?
Sonra?
Her şeyin sonrasını düşünürsen en sonrası günün birinde son nefestir…”
- “Önemli olan kötülüğü iyilikle beraber ortadan kaldırmaktır. O zaman insanlık denilen şey kafasını kaldırır: “Durun bakalım,” der, “biz de varız.” Onun, insanlığın terazisi içinde teker teker tartılan kıymetler ancak kötülüğün silahlarını düşmanca değil dostça, elinden alır. Ancak böylece iyiler ve iyilik dünya yüzünde manasını bulur, masallardaki gibi yüz yıllarda muammer* olur. Yoksa…”(sy.15)
- “Uçurtma demiş ki: “Ah! ipim olmasaydı!” Kant’ın güvercini daha ileri gitmiş: “Birde şu hava olmasaydı!…” demiş. Her ikisi de kendilerini gökyüzüne yükselten şeyin bu iple,hava olduğunu unutmuşlar…” (sy.43)
- “Aynı işte çalışan, aynı yorgunlukları duyan, aynı azarları işiten, aynı üzüntüleri, aynı keyifleri tadan insanların birbirine oyun oynamaları kadar ayıp şey olamaz…” (sy.32)
- “En korktuğu şey küçük görülmekti. İnsanlardan her zaman kendini aşağı görmüştü. Hatta küçük görmüştü. Görmüştü ama başkası tarafından öyle görülmek onu çok üzerdi.”(sy.13)
- “Köy halkı meziyetli insanlardı. Haksızlıktan ve yalandan ürkerdi.”(sy.12)
- “Bütün muzafferiyetler, bütün galibiyetler gibi, alabildiğine haksız, alabildiğine zalim, alabildiğine gösterişli hüviyetiyle, kibar, mahcup, insan bir mağlubiyetten çok daha utandırıcıydı.”(sy.69)
- “Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. İnsanoğlu her şeyden evvel içindeki bu kıskançlıklardan, bu kinlerden, bu ahlaksızlıklardan daha pis şeyi -kendinde, doğuşta varsa bile- söküp atmalıdır.”(sy.67)
- “- Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, Haralambo.- Çıkar, bu zamanda çıkar. Zamanlar başka türlü oldu.”(sy.87)
- “Günler, şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi… Yap bakalım hesabını!..”(sy.79)
- “Bir dedikodunun olabilmesi için insanlardan bir bölüğünün bildiği bir şeyi öteki bölüğünün bilmemesi lazım gelmez mi? Herkesin bildiği bir şeyi tekrar etmekte mana yoktu.”(sy.9)