Karayip Korsanları, bildiğiniz gibi yapımcılığını Jerry Bruckheimer’ın, yönetmenliğini Gore Verbinski’nin, senaristliğini Ted Elliot ve Terry Rossio’nun yaptığı bir macera filmi serisidir. Üçlemenin ilk filmi olan Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti adlı yapım 9 Temmuz 2003 tarihinde sinemalarda gösterilmeye başlamıştı. Bu filmin gişedeki beklenilmeyen başarısından sonra Walt Disney filmi bir üçlemeye dönüştürme kararı aldı. Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı ilk filmden üç yıl sonra, 7 Temmuz 2006’da gösterime girdi. Devam filmi, ilk filmin başarısının tesadüf olmadığını kanıtlayarak açılış gününde birçok gişe rekoru kırdı. Film sinemalardan çıktığında 1,066,179,725$ gişe hasılatı elde etmişti. Üçlemenin son filmi Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu, 24 Mayıs 2007’de tüm dünyada aynı anda gösterime girdi ve sonunda üçleme dünya çapında yaklaşık olarak 2.79 milyar $ kazandı. Serinin dördüncüsü ve ilk 3D filmi olan Karayip Korsanları Gizemli Denizlerde 20 Mayıs 2011′de ABD’de vizyona girdi.
Bu başarı rekorları kıran seriyi izlemeyen ve Jack Sparrow’u sevmeyen yoktur diye umarak en komik sahneleri sizin derledik.
Ve işte karşınızda Korsan Jack Sparrow…
●Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti (2003)
Karakterin sunumunu tanımlamanın harika bir yolu bu sahne. Hepimiz, ana gemiye gururla tünemiş olan korsan Depp’in daha sonra teknesinin nasıl kaybolduğunu görmesinin hissini hatırlıyoruzdur. En azından bu, gümrük müfettişleri ile başının belaya girmemesini sağladı…
●Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti (2003)
Keira Knightley, muhtemelen Karayip Korsanları’na katılınca tüm kariyerinin en komikleri arasında giricek bu sahneyi canlandırdı. Daha komiği var mı hatırlayamadık. Issız bir adada mahsur kalan Sparrow ve Elizabeth Swan güvenleri ve mizahi anlayışları değiş tokuş ediyor resmen. İçki şişelerinin yakılıncaya dek en azından… Bize tekrar kaplumbağalardan bahseder misin, Jack?
●Karayip Korsanları: Siyah İnci’nin Laneti (2003)
Denizciler için sabit ve esnek olmayan bir yasa: Karayip limanına yanaşırsanız ve bir kadın görürseniz, Kaptan Jack Sparrow’dan bahsetmezseniz, belki yanaklarınıza acı çektirmezsiniz. Orlando Bloom’a sorabilirsiniz…
●Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı (2006)
Bu sahnenin en güzel olan kısmı tabiki korsanımızın kaçmayı başarması ama üzücü olan taraf ise eğer yerel halk ile kalsaydı, tropikal meyvelerle çok zengin olabilirdi şuan…
●Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı (2006)
Douglas Fairbanks ve Errol Flynn’in görkemli günlerinden beri, film kılıç ustaları her zaman düşmanlarına en iyi kılıç darbesi sunma şansı arıyorlar. Jack Sparrow’un davası özel olsa da: Will Turner (Bloom) ve Norrington (Jack Davenport) arasındaki efsanevi eskrim sahnesi ile kendilerini kanıtladıkları gibi, Kaptan Sparrow da aslında her zaman eline kılıç almamak için kaçışları tercih ediyor. Zavallı Elizabeth’in sinirlerinin yıpranması ise çok normal…
●Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu (2007)
Kaptan Jack Sparrow’dan daha sinir bozucu ne olabilir? Destanın üçüncü bölümü bize cevabı veriyor: Tabiki Jack Sparrow’lar ile dolu bir gemi! Birisi korsanımızı ben merkezci olmakla suçlamak istiyorsa, kendisiyle (ve bir keçiyle) konuştuğu bu sahne onu haklı çıkarabilir.
Jack gemileri karadan yürütmeye devam!
●Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu (2007)
Depp, Keith Richards’ın Jack Sparrow’un görünüşü ve tavrına ilham kaynağı olduğunu belirtmekten çekinmiyor. Böylece, seri son bölümüne ulaştığında, Rolling Stones gitaristi bu ilişkiyi kanıtlamak için korsanların meclisinde ortaya çıkıyor. Dahası, Jack’in annesiyle tanıştık, ancak ortam biraz gergin galiba…
●Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde (2011)
Karayip Korsanları’nda görsel sahnelerin az olmasından şikayet ediyorsanız bu sahneyi kaçırmış olabilirsiniz. Jack Sparrow’un Jorge II’nin muhteşem yemek salonundan, adeta bir tabloyu anımasatan salonundan, kaçışı ve son bir atıştırmalık. Jack Sparrow Son Akşam Yemeği’nde olsaydı neler yaşanırdı hayal bile edemiyoruz…
●Karayip Korsanları: Gizemli Denizlerde (2011)
O dönemde Penélope Cruz’un Karayip Korsanları’na dahil edilmesi çok yorumlanmıştı. Karasakal’ın kızı (Ian McShane) tüm filmi intikam talep ederek geçiriyor ama bazı sahnelerinde komik olmayı da başarıyor. En sonunda da korsanımız onu bir çöl adasında tek başına bırakıyor… Üzüldük mü?
Kaynak: wikipedia.com
