Argos’un ilk kralı İnakhos’un güzel ve genç kızı İo Tanrıça Hera’nın Argos’ta yer alan tapınağında rahibe görevindeydi. Bir gün tanrıların tanrısı, çapkınlığı ile ünlü Zeus, İo’yu görmüş ve ondan çok etkilenmiştir. Bir bulut şekline girerek İo’ya yanaşmış ve İo ile birlikte olmuştur. Zeus ile yaşanan bu olaylardan dolayı İo, bazı kimseler tarafından Zeus’un ölümlü aşklarından denerek de anılır. Bu olayı duyan Zeus’un eşi, Evlilik Kraliçesi, tanrıça Hera, Zeus’u kıskanmış ve çok sinirlenmiştir. Hera ise zaten Zeus’un çapkınlıkları yüzünden geçirdiği birçok kıskançlık kriziyle de bilinmektedir.

Zeus, Hera’nın gazabından İo’yu korumak istemiştir, bu sebeple İo’yu beyaz bir ineğe çevirmiştir. İçgüdülerine güvenip bu inekten şüphelenen Hera ise Zeus’tan bu ineği kendisine hediye etmesini istemiştir. Zeus, Hera’ya ineği vermemek için bir bahane bulamaz ve onu şüphelendirmemek adına bu teklifi kabul etmek zorunda kalmıştır. Hera işini sağlama alıp, artık bir inek olan İo’ya göz kulak olması için yüz gözlü Argos Panoptes’i görevlendirmiştir. Bu sayede Zeus’un, İo’yu görmesi engellenecekti.
Argos yetenekleri sayesinde çok iyi bir bekçiydi. Uyuyor olsa bile daima birkaç gözü açık olur, etrafında olup bitenden haberi olurdu. Durum böyleyken Zeus İo’yu kurtarması için Hermes’i görevlendirmeye karar vermiştir. Hermes, Argos’un dikkatini dağıtacak ve onu öldürüp İo’yu kurtaracaktı. Planladıkları gibi de olmuştur. Hermes, Argos’ a hikayeler anlatarak onu uyutmuş sonra da kafasına taş yağdırarak öldürmüştür. Böylece ineğe çevrilmiş zavallı İo’yu da serbest bırakmıştır. Efsaneye göre Hera, Argos’u onurlandırmak ve teşekkür etmek için onun gözlerini tavus kuşunun tüylerini süslemek için kullanmıştır.

İo, artık özgür olduğunu düşündüğü sırada Hera ondan intikam almak için İo’yu sürekli takip eden ve sokan bir at sineğini musallat etmiştir. İo, at sineğinden hiç durmadan, dinlenmeden kaçmaya ve dünyayı dolaşmaya başlamıştır. O kadar çok yerden geçmiştir ki İo’nun geçtiği ilk denize, İyon Denizi adını verdiler. İlk geçtiği boğaza ise (İstanbul Boğazı), Bosphorus yani ‘inek geçidi’ adını verdiler. Bu bitmek bilmeyen kaçışta yolu Kafkas Dağlarına, yani Prometheus’a vardı.
Prometheus ile bir konuşma yaşamıştır ve bu sayede kendisinin bir gün kurtulacağına dair umutları yeşermiştir. Sebebi ise Prometheus ona tekrar insan formuna dönüşeceği ve Herakles‘in atası olacağı bilgisini vermiştir. Prometheus’tan duyduğu iç açıcı sözlerden sonra umut ve teselli bulan İo, at sineğinden dört bucak kaçmaya devam etmiştir. Dört bir yanı gezdikten sonra yolu Mısır’a da düşmüştür. Mısır’a ayak bastığında nihayet İo’nun çilesi bitmişti. Çünkü Mısır’da Zeus onu insan formuna geri çevirmiş ve yeniden birlikte olmuşlardır. Bu birliktelikten Epafos isimli bir oğulları ve Keroessa isimli bir kızları olmuştur.
İo, Mısır’da çok iyi karşılanmıştı, halk tarafından sevilmiş ve kabul görmüştü. Artık rahat bir nefes alacağını düşünen İo, bu sefer de Hera’nın gazabına uğrayan oğlunu korumaya çalışıyordu. Çünkü kindar Hera, İo’nun oğlu Epafos’u doğar doğmaz Kureta‘lara verdiği emirle kaçırmıştır. İo, bu sefer de oğlunu aramak için yola çıkmak durumunda kalmıştır. Hera’nın Epafos’u kaçırdığını duyan Zeus, Kureta’ları öldürmüş ve Epafos’u bulması için İo’ya Suriye’ye gitmesini söylemiştir. İo, Suriye’ye gitmiş ve Epafos’u alıp tekrar Mısır’a dönmüştür. İo, Mısır’a döndükten bir süre sonra da Mısır Kralı Telegonus ile evlenir. Bu evlilik sayesinde Epafos manevi babası Telegonus’tan sonra da adını daha çok duyuracağı bir konum olan Mısır’ın Kralı olmuştur.
Kaynakça
Erhat, Azra. Mitoloji Sözlüğü. Remzi Kitabevi.26.11.2019
Bayladı, Derman. Tanrıların Öyküsü. Say Yayınları. Ekim 2017
Aiskhylos. Zincire Vurulmuş Prometheus. İş Bankası Kültür Yayınları. Şubat 2013


