- “Zaman geçtikçe, birlikte yaşarken ve genetik değişimler olurken, vicdanımızı giderek damarlarımızda dolaşan kanın rengine ve gözyaşlarımızın tuzuna buladık, bu da yetmiyormuş gibi, gözlerimizi içimizi gören bir aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkâr etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.” (s.25)
- “İyiyim, deyip geçiştiririz ya öyle söylemişti, hatta ölecek durumda olsak bile iyiyim deriz, kabaca buna yiğitliğe bok sürdürmemek denir, olayları böyle mantıksızca tersine çevirmek yalnızca insan türüne özgüdür.” (s.40)
- “Dikkatli bakılmadıkça fark edilmeyen kusurlar, sadece söz edildiğinde gerçekte olduklarından daha kötü görünürdü göze.” (s.52)
- “Üzüntü ile sevinç şu ile yağ gibi değildir, birbirine karışabilir.” (s.69)
- “Alevi en parlak olan mum yolu aydınlatan mumdur.” (s.93)
- “Bazı sorunlar, üzerinde uzun uzun konuşunca kötüye gidebilir, yerinde söylenmiş birkaç sözse onları kolayca çözebilir.” (s.96)
- “Hepimizin zayıf anları olur, ağlayabildiğimiz için çok şanslıyız, gözyaşları bizi çoğu kez huzura kavuşturur, ağlayamadığımız zaman ölecek gibi oluruz.” (s.104)
- “Göz belki de insan bedenininde hala bir ruh barındıran tek kısımdır.” (s.140)
- “Öyle işte, kolayca açıklanamayacak bazı davranışlar vardır hep, hatta bazen zor bir açıklama bile bulunamaz.” (s.186)
- “Nasıl ki cüppe giymekle keşiş olunmuyorsa, eline asa almakla da kral olunmaz, bu asla unutulmaması gereken bir gerçektir.” (s.213)
- “Her yaşam vaktinden önce sona erer.” (s.221)
- “Yazgı bir yere varmadan önce çok dönüp dolaşır.” (s.237)
- “Ağlama, dedi, başka ne diyebilirdi, dünya anlamını tümüyle yitirmişse gözyaşlarının bir anlamı kalır mıydı.” (s.250)
- “Yanıt hep ona ihtiyaç duyulduğunda gelmez akla, çoğu kez de beklemek verilebilecek tek yanıttır.” (s.263)
- “Hepimizin içinde adını koyamadığımız bir şey var, işte biz oyuz.” (s.278)
- “Ölecek olmamız fikri bize pahalıya patlıyor, dedi doktorun karısı, ölenler için daima bir özür arıyoruz, sanki sıra bize geldiğinde bizi bağışlamalarını önceden ister gibiyiz.” (s.290)
- “Öldükten sonra çekilen acılara katlanmak daha da zordur.” (s.302)
- “Asıl zor olan, insanlarla birlikte yaşamak değil onları anlamak, dedi doktor.” (s.303)
- “İnsanların neler yapacağı ya da yapmayacağı önceden bilinmez, beklemek gerekir, zamana zaman tanımak gerekir, zaman hükmeder, zaman, kumar masasında karşımızda oturan oyuncudur ve oyunun bütün kartları onun elindedir, bizler ancak hayatımızı verirsek bir şey elde edebiliriz, kendi hayatımızı.” (s.322)
José Saramago – Körlük Alıntıları
