İslam Mimarisinde Gotik Etkilere bakmadan önce, Gotik Nedir bakalım.
GOTİK NEDİR?
Ortaçağ Avrupasında ortaya çıkan Gotik akımı ortaçağın son sanat akımı olma özelliğini taşımaktadır.Dönemin birçok sanat dalına etkisi bariz olsa da mimari olarak özellikle kilise ve kale gibi ortaçağın en önemli simge mimarilerinde ortaya çıkmıştır.
12.yy da Roma imparatorluğunun yapılarındaki ruhsuzluğa karşı ortaya çıkan bu mimari akım,yapılara maddi anlamları dışında manevi anlamlar kazandırmak amacındadır.Bu anlamı yapıların cephelerinde ve iç mekan tasarımlarında yapılan süsleme ve yapısal detaylarla ortaya çıkarmaya çalışmıştır.Bu akım şehirli tüccarların etkisiyle daha çok yayılmış ve bu sayede şehirlere özellik katan bir akım olmuştur.
GOTİK MİMARİ ÖZELLİKLERİ
En önemli özelliği yapıların uzunlamasına bir şekilde devasa büyüklükte yapılmasıdır.Bu özelliği dönemin diğer sanat eserlerinde de görebiliriz.

Süslemeler ve dekoratif detaylar belki her dönemde olduğu gibi bu tarz için de önemini koruyor.Özellikle yapılan 4 yapraklı yonca,gül desenli cam vitraylar ve tavan detayları bunlara verilebilecek en önemli örneklerdir.


Bir diğer önemli özellik ise yapılardaki ortaya çıkacak olan ağırlık sorununun çözümü olan sütunlar ve kemerler.
Dönemin en büyük eserlerine örnek olarak ;
Geçen sene yanan Notre Dame Katedrali,Salisbury Katedrali,Köln Katedrali,Milano Katedrali,Prag Kalesi,Bruges City Hall
İSLAM COĞRAFYASINDA GOTİK ESERLER
İslam coğrafyasında Selçuklu eserlerinin baş gösterdiği mimari anlayışta dönem Avrupası da gotik eserler çıkarıyordu.Cephe ve yapım mantığı açısında birbiriyle benzeşen mimariler olsa birbirinden farklı yapılardı.Benzerlik açısından bakıldığında süslemeler,dekoratif elementler ve taşıyıcı elemanları sayabiliriz.
İslam da Gotik eserler Osmanlı döneminde görülür.Birçok kilise ve katedralden çevrilme Gotik eser olsa da direk Gotik mimarisi olarak eserler 19.yy da ortaya çıkmıştır.Bu yapıların Avrupa’da ki döneminden 600 700 yıl sonra ortaya çıkması yine Osmanlı’nın batılılaşma çabasının bir örneği olarak getirilen yabancı mimarlar etkisiyle ortaya çıkmıştır.
İlk eserlerden birisi İtalyan mimar Montani’nin çeşitli mimari stilleri bir arada sentezlediği Pertevniyal Vâlide Sultan Camii’sidir (1871).Özellikle pencereleri gotik tarzdır. Yıldız bahçesinin Çırağan girişinin yakınında bulunan Küçük Mecidiye Camii de bir başka örnektir. Sultan Abdülaziz dönemi mimarlarından Balyan’ın Çağlayan Camii’nde ki ince sütunların aralıkları kemerleri gotik tarzdadır,aynı şekilde minare şerefeleri de. Sultanhamamı semtinde bulunan Hacı Küçük (Köçek) Mescidi’nin minaresinde ki şerefe de bir neo-gotik eserdir. Çırağan Sarayı’nın pencereleri,II. Abdülhamid zamanında ki “Süslü Karakol” adıyla bilinen bina , Ankara yolunda ki İstanbul’un Mûsevî cemaati zenginlerinden Camando’nun mezarı olan dikdörtgen planlı binanın pencere kemerleri de neo-gotik tarzdadır.