“Şiir neye yarar bir kelime olsun/sökemiyorsa dünyanın dilinden”
Haydar Ergülen, edebiyatımızın ‘güzel söz kardeşi.’ Dünyanın dilinden söktüğü kelimelerle şiir dünyasını ördü, sayısız seslere bezedi. Sesler, harfe dönüştü; harfler kitaba çıktı; kitaplar kuş oldu dünyanın dilini ‘şiir’ yaptı.
Aşkın kasabadan inmek; susmanın ise yağmur olduğu “Keder Gibi Ödünç” kitabından sizlere 20 alıntı hazırladık.
- “Harflerin gülüştüğünü senin adında gördüm!” (sayfa, 13)
- “hayat/herkesi ıssız adasına indiren gemi…” (sayfa, 14)
- “Bir ses sesini öpse/harflerin uykusuz kalır” (sayfa, 14)
- “Gözlerin…diyip susmalı
Keşke gözlerinde tutmasan beni” (sayfa, 15)
- “Susacak kadar büyütürüz ya çok şeyi/ben en çok yoksulluğumuzdan korkarım/nasıl da yoksuluz sessizliğin karşısında/korkuyoruz kelimelerin de bunca yükselmesinden” (sayfa, 16)
- “Kalp bulutlu değilse/yağmur boşuna” (sayfa, 17)
- “Galiba insanın yakışıklı bir kalbi olmalı önce/sık sık tozu alınmalı,/parlatılmalı aynalı sözlerle..” (sayfa, 21)
- “Aşk tek kişilik bir cinayettir ve herkes/kendine kıyar sevdiğini öldürmeden önce!” (sayfa, 23)
- “Gür bir hayat gerekir şiire taramak için/bundandır bende üzgün durması kelimelerin” (sayfa, 25)
- “kimsenin gözlerinde böyle bir kalp görmedim/aradım da bir daha kimsede o kadar/göz o kadar siyah ve öyle bordo/bir gül ki yarısı bile kelimeleri yakar/o kelimeler ki söylenmemiştir daha/ve şımartmamıştır bir şiiri henüz/çünkü ben bir buluttum öldüğümde/ yağmur olacak kadar kelime yoktu elimde/yazda haylaz, güzde gazel, yolda avare/değildi bize benzerdi kelimelerimiz/aynı evdeydik sanki, kelimeler de annemiz/dünya gurbetinden dönenler söylüyor şimdi/arkadaşım yağmur olmuş: unutulmamak ne iyi/ve ne güzel türkçe gibi mavi bir şiir yazmak,” (sayfa, 30)
- “kırılınca anlaşılır kalbin camdan olduğu” (sayfa, 47)
- “Sözü eksik bırakma içini yakar/fazla da söyleme her yere taşar!” (sayfa, 58)
- “Eldir gören gözü gibi insanın/el neyi görüyorsa göz ona bakar/ellerine gözü gibi bakmalı insan” (sayfa, 59)
- “Aşk, kasabadan şehre inmek gibi/akşamla, camın odaya çökmesi gibi/sen kırılırsın, başkasının camı saplanır” (sayfa, 68)
- “Başkası olmaya soyundum, kendimle giydirdiler…” (sayfa, 71)
- “Niye üzülürdüm ki bilmem/bir tane diye kalbim eskiden/kırıla kırıla anladım sonunda/ fazla gelirmiş meğer/bir kalp bile insana” (sayfa, 74)
- “Kiracıya benziyor aşkın kederi/yerleşmeden çıksa evsiz/yerleşip kalsa yersiz..” (sayfa, 81)
- “Öleceği zaman hayvanlar gibi/saklanmak istiyor ya insan/saklanacak bir yeri olmalı aşka,/ çocukluğa,/anneye,/şiire yoksa fazla gelir ölüm/ve eksik ölür insan..” (sayfa, 81)
- “Eski yazıda; ‘yüz’ yazmak resimdi/’göz’ yazmak aşk ve/şiir derlerdi ‘söz’ yazmaya/öyleyse bir ilgisi olmalı/’güz’ yazmanın kalple ve/’yaz’ı çocuklukla yazmanın” (sayfa, 83)
- “Bazen kederinden koyu/Bazen gölgesinden açık/Kederinden ve gölgesinden/Ödünç bir şeyim ben…” (sayfa, 88)