Halikarnas Balıkçısı: Arşipel Kıyılarında Bir Balıkçı

spot_img

“Deniz de bağrına atılan taşı unutur ama o taş yine de ordadır ve oradan bir daha çıkmaz.”

         Aganta Burina Burinata Halikarnas Balıkçısı Syf:159

               

Tam da yazın son demlerini hissettiğimiz bugünlerde hep birlikte  mavi sulara doğru bir yolculuğa  çıkmaya ne dersiniz?

Aklı hala yazda kalanların, mavi ve yeşilin sarhoş edici büyüsünden kurtulamayanların heyecanını hisseder gibiyiz! Bu yazımızda siz okurlarımız için ruhunu edebiyatla birlikte eşsiz güzelliklere kaptırmış bir yazarı ele alıyoruz. Bodrum’un girişindeki o meşhur yazının  sahibi Cevat Şakir Kabaağaçlı ya da bilinen diğer adıyla: Halikarnas Balıkçısı.

Türk edebiyatında deniz ve doğa aşkı denilince akla gelen ilk isimlerden biri olan Cevat Şakir Kabaağaçlı 17 Nisan 1890’da  Osmanlı İmparatorluğu’nda görev yapan babası Mehmet Şakir Paşa’nın Girit’te bulunduğu dönemde , dünyaya gelmiştir. Aile fertlerinin bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu’nda eski asker , yönetici ve ya  Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ayrı ayrı alanlardaki öncü sanatçılarındandır. Aydın bir aileye mensup olan Cevat Şakir Kabaağaçlı eğitimini Oxford Üniversitesi’nde Yeni Çağlar Tarihi alanında başarıyla tamamlayarak Türkiye’ye geri dönmüş  akabinde Mehmet Zekeriya Sertel’in Resimli Ay, Resimli Hafta, Sedat Simavi’nin İnci dergilerinde yazılar yazmış, kapak resimleri ve karikatürler çizmiştir.

Yazarın hayatını değiştiren en önemli olaylardan biri de 1925 yılında yayınlanan “Hapishanede İdama Mahkûm Olanlar Bile Bile Asılmaya Nasıl Giderler” adlı yazısının İstiklal Mahkemesi tarafından cezaya çarptırılması sonucu Bodrum’a sürgüne gönderilmesi olmuştur. Bodrum’a gelişiyle hayatı değişen Cevat Şakir Kabaağaçlı adeta gördüğü  bu güzel yer karşısında büyülenmiştir. Yazar burada kaldığı süre boyunca Bodrum’u güzelleştirmek için yurtdışından tohumlar getirerek Bodrum’u karış karış renklendirmeye başlamıştır. Belki de bugün yolumuz Bodrum’a düştüğünde gördüğümüz o güzel ağaçlardan birini belki de yıllar önce Halikarnas Balıkçısı dikmişti, kim bilir…

Halikarnas…. Etimolojik olarak   M.Ö. 12.yy’dan M.Ö. 545 yılına kadar hüküm süren Karya İmparatorluğu’ndaki günümüz Bodrum’unun eski adı olan “ Halicarnassus” kelimesinden gelmektedir. Bodrum’la tanıştıktan sonra tarih ve mitoloji aşığı olan Cevat Şakir Kabaağaçlı’nın mahlası artık “Halikarnas Balıkçısı” şeklini almıştır.

Halikarnas Balıkçısı’nın özel hayatında yaşadığı ciddi aile problemleri ve özel hayatındaki gel gitler zamanla ona hayatın ne denli değerli olduğunu ve yaşanılan her günün değerini bilmek gerektiğini öğretmişti. Bu yüzdendir ki yazar Bodrum’a geldiğinde yeniden doğmuş gibi hissetmişti.Yaşam onun için uğraşta olduğu farklı deneyimlerdi. Yazar 13 Ekim 1973 yılında İzmir’de hayatını kaybetti. En büyük arzusu Bodrum’u göz alabildiğince görebilmekti ve Bodrum’da her yeri gören bir tepeye defnedildi.

“Ne biçim dünyaya doğmuşum ben? “Güzel” diyordum, güzel dediğime dönüp bakmıyorlardı bile. “İyi” diyordum, omuz silkiyorlardı. Birisinin dobra dobra dosdoğru söylediğini duyuyor, heyecanlanıp, “Doğru!” diye bağırıyordum. “Aman sus!” diyorlardı. Hele “Deniz!” deyince, bütün kaşlar çatılıyor, “Sakın ha!” diyorlardı. Güzele bakma, iyiye aldırma, doğruya kulak asma, denizi anma; peki öyleyse ben ne edip ne söyleyecektim?”

(Aganta Burina Burinata, Halikarnas Balıkçısı Syf. 59 – Bilgi Yayınevi)  

Edebi Kişiliği

Çocuk kitaplarından tutun da mitolojik efsanelere kadar derlediği eserleri günümüzde de hala yediden yetmiş yediye hitap eder.

Türk edebiyatında çağdaş yazarlar arasında kendine has bir  edebi tarz oluşturmuş ve  “Deniz Edebiyatı Yazarı” olarak adlandırılmıştır. Benzer tarzdaki yazarlara dünya edebiyatında sıklıkla rastlansa da , şüphesiz ki Türk edebiyatında “ deniz” kelimesi geçince akla ilk gelen yazar ; Halikarnas Balıkçısı’dır. Yazarın cümlelerindeki deniz tuzu kokusunu antik çağlardan kalma hikayelerle harmanlayışı okuyucunun damağında bambaşka bir tat bırakır.

         Antik Yunan kültürü ile Anadolu’nun deniz kültürünü harmanlayarak “Mavi Hümanizma” ya da “ Mavi Anadoluculuk” adı verilen fikri savunur. Bu fikir , Antik Yunanlara  mal edilen  tarihsel ve kültürel imgelerin bir o kadar da Anadolu haklarına ait olduğu düşüncesi temeline dayanır. Yazarın deneme- inceleme türünde yazmış olduğu “ Anadolu Efsaneleri, Anadolu Tanrıları, Anadolu’nun Sesi,  Merhaba Anadolu, Altıncı Kıta Akdeniz”gibi yapıtlarında “Mavi Anadoluculuk” fikrinin izlerine rastlamak mümkündür.

“Oysa Anadolu Asya, Avrupa ve Afrika’nın, yani üç büyük kara parçasının birleştikleri yerde, bu kıtaların birinden öt­ekine geçenlere köprülük etmiş bir yerdir. Göç eden insan yığınları ve istila için yürüyen fetih orduları, hep Ana­dolu’nun üzerinden geçtiler. Buldukları halkı öldürmediler ama, hep onlara karıştılar. Son olarak biz Türkler geldik ve onlara karıştık. Öyle ki, biz Amerikalılardan bile daha melez olduk, bundan ötürü vakit vakit Anado­lu’ya gelmiş ve bu yurda kısa ya da uzun bir süre sahi­bi olmuş ne kadar insan varsa damarlarımızda hepsinin de kanı vardır.”

Anadolu Efsaneleri Halikarnas Balıkçısı Syf.16 Bilgi Yayınevi

Çok yönlü kişiliğiyle bilinen yazar Türkiye turizmine büyük katkılar sağlamış hatta Bodrum’da  yaşadığı dönemlerde  turist rehberliği bile yapmıştır. Cevat Şakir Kabaağaçlı denizde teknesiyle vakit geçirmekten çok hoşlanırdı ve yakın çevresindekilerin iyi bir gözlemcisiydi. Bunun yanı sıra denizcilik terimlerine oldukça hakimdi ve kitaplarında sıklıkla bu terimlere yer verirdi. Yazara katkılarından dolayı 1971 yılında Devlet Kültür Armağanı verilmiştir. Halikarnas Balıkçısı’nın bazı eserleri ise ölümünden sonra derlenerek yayınlanarak edebiyata kazandırıldı. Bizler de bugün onun sayfalarında, tarihin derinliklerindeki hikayeleri  okurken kendimizi  mavi sıcak antik bir rüyada buluyor ve ona selam ediyoruz.

Yazarın Eserleri

Öykü

Ege Kıyılarından (1939)

Merhaba Akdeniz (1947)

Ege’nin Dibi (1952)

Yaşasın Deniz (1954)

Gülen Ada (1957)

Ege’den (1972)

Gençlik Denizlerinde (1973)

Parmak Damgası (1986)

Dalgıçlar (1991)

Çiçeklerin Düğünü (1991)

Ege’den Denize Bırakılmış Bir Çiçek

Anı

Mavi Sürgün (1961)

Roman

Aganta Burina Burinata (1945)

Ötelerin Çocukları (1956)

Uluç Reis (1962)

Turgut Reis (1966)

Deniz Gurbetçileri (1969)

Bulamaç (1948)

Deneme- İnceleme- Mitoloji

Anadolu Efsaneleri(1954)

Anadolu Tanrıları(1955)

Anadolu’nun Sesi(1971)

Hey Koca Kurt (1972)

Düşün Yazıları(1981)

Çocuk Kitapları

Denizin Çağırışı

Yol ver Deniz

 

 

Kaynakça

Halikarnas Balıkçısı Nasıl Baba Katili Oldu?. Independent. Web.24.10.2021

Halikarnas Balıkçısı Ve Mavi Anadoluculuk. Arkeofili.Web.24.10.2021

Halikarnas Balıkçısı. Edebibilgiler. Web. 24.10.2021

Halikarnas Balıkçısı: Cevat Şakir Kabaağaçlı. Aa. Web. 24.10.2021

 

 

spot_img

Yorum Yap

Yorum girişi yapınız.
Adınızı girin

Frankenstein Canavarının 90 yıllık Evrimi: Sinemada 8 Farklı Görünüm

1931'deki hantal Karloff'tan 2025'in duygusal Jacob Elordi'sine... Frankenstein canavarının sinema tarihinde Gotik edebiyat mirasını nasıl dönüştürdüğünü keşfedin.

Müzik Festivallerinin Peşinde Avrupa Turu

Avrupa'nın önde gelen müzik festivalleri ile yaz boyunca geziyoruz.

S.D.B.D.A. Veyahut Yan Yana Film İncelemesi: Birlikteliğin Birleştirici Gücü

Feyyaz Yiğit ve Haluk Bilginer’in başrolde olduğu Yan Yana, farklı dünyalardan gelen iki adamın mizah ve içtenlikle kurduğu dönüştürücü bağı etkileyici biçimde anlatıyor.

Boyarken Düşünmek: Sanatla Zihinsel Arınma

Modern çağın zihinsel gürültüsünü durdurmanın yollarından biri boyamaktır. Sanatla akışa girmek, kaygıyı azaltıp, derinlemesine odaklanma ile aracılığıyla zihinsel arınmayı mümkün kılar.

Dire Straits – Brothers In Arms: Bir Savaş Eleştirisi

Klavye ve gitarın ikonik ismi Dire Straits'in Brothers In Arms ile sunduğu savaş karşıtı bakış açısını inceledik!

Haunted Hotel Dizi Analizi: Ölüm ve Yaşam Arasında Alaycı Bir İşletme

Korku ile komedi türlerini harmanlayan Matt Roller, izleyicilere yepyeni bir fantastik evren sunuyor.

Frankenstein Filmine Referans Olan Tablolar

Frankenstein filmi yalnızca konusuyla değil, sanatsal yanıyla da bizlere çok şey anlatıyor.

TikTok’un Kütüphanesi: BookTok’ta Popüler Olan 10 Kitap

BookTok, kullanıcıların kısa videolarla paylaştığı bir dijital kitap topluluğu haline gelmiş ve bir kitabın popülerliğini hızla arttıran bir platform olmuştur.

Kayayı Delen İncir Aslında Ne Anlatıyor?

Kayayı Delen İncir, Turgut Uyar’ın 1982 yılında, ilk kez Karacan Yayınları tarafından yayımlanan ve aynı yıl Behçet Necatigil Şiir Ödülü’nü kazanan şiir kitabıdır.

Julianus: Son Pagan Bizans İmparatoru

Roma'nın dinden dönen imparatoru Julianus’un Paganizmi canlandırma çabaları, askeri zaferleri ve tartışmalı politikalarıyla bıraktığı mirasın izini süren bir portre.